Cumhurbaşkanı yurtdışında nereye giderse peşinden bir heyet mal alım anlaşmaları imzalıyor.
THY’nin 60 milyar dolar uçak borcu birikti
Son zamanda adet oldu, Cumhurbaşkanı yurtdışında nereye giderse peşinden bir heyet mal alım anlaşmaları imzalıyor.
Artık o ülkede ne varsa, ne üretilip yetiştiriliyorsa milyar dolarlık ithalat anlaşması yapılıyor. Kiminden et kiminden zeytinyağı alımı gündeme geliyor.
Ülkesi adına Türkiye’ye mal satıp para kazanmak isteyen ev sahibi liderler de Erdoğan ve heyetine genel olarak çok misafirperver davranıyor.
Mesela Sırbistan’da bakan Cumhurbaşkanımız’ın önünde ‘Sabahlara dayanamam Osman aga’yı söylüyor, Sudan lideri Beşir ada tahsis ediyor…
Hatta son olarak Fransız lider Macron bile Türkiye’nin Fransa’dan bu yıl ithal edeceği 5.700 ton etin Fransız çiftçisini çok sevindirdiğini belirterek ayrıca teşekkür etti.
Öte yandan yurtdışı gezi büyük ülkelere yapılınca alınan malın pahası da ağır oluyor. Örneğin dün Fransa’da THY ile Airbus CEO’su Tom Enders ’in imzaladığı 25 uçaklık anlaşma gibi.
Detayları henüz borsaya bildirilmediğinden fiyatını tam bilemiyoruz. Ancak Airbus resmi sitesindeki satış fiyatına bakınca, anlaşma kapsamında alınan A350-900 uçakların tanesinin 311 milyon dolar olduğu görülüyor.
Bu durumda THY, Cumhurbaşkanı’nın nezaretinde 7.77 milyar dolarlık uçak alımı için uluslar arası bir sözleşmeye imza atmış oluyor.
Airbus fiyatlar:
Oysa Cumhurbaşkanı ve beraberindeki aynı heyet daha 21 Eylül’de ABD Başkanı Trump’ı ziyaretinde 11 milyar dolar değerinde 40 adet Boeing 797 Dreamliner sipariş etmişti.
O anlaşma, ‘THY Airbus değil, Boeing’i tercih etti’ diye duyurulmuştu dünya basınında. Airbus’tan son sipariş biraz sürpriz oldu denebilir yani.
Sonuç olarak Erdoğan’ın son 4 aydaki gezilerinde THY’ye 18.7 milyar dolar taahhüt çıktı.
Denebilir ki ‘uçağı çöpe atmıyor, çalışır, öder, yatırım yapıyor dünyada en çok noktaya uçuşu yapan şirket oluyor’.
Bunlar elbette hoş düşünceler ama geçmişteki verileri de yan yana koyunca ‘çalışır, öder’ söyleminin o kadar kolay olmayacağı da anlaşılıyor.
Biraz açalım ve rakamları verelim. Tabloda THY’nin 2010 yılında bu yana yaptığı uçak alım anlaşmalarına ilişkin bigiler var. Bunlar şirketin bilanço dipnotlarından alındı.
Bu anlaşmaların hepsinin Erdoğan nezaretinde yapıldığını da bir not olarak ekleyelim.
*2023 yılına kadar uçak teslimatları bitmiş olacak.
**: Teslimat 2019’da başlayıp 2023’te bitecek.
Tablodan da görüldüğü üzere THY 2010 yılından bu yana toplam 416 adet uçak sipariş etmiş. Söz konusu uçakların toplam 182 adedi teslim alınmış.
Bu uçakların borçları THY’nin bilançosuna girmiş, peyder pey ödemeler başlamış. Geri kalan 299 uçağın 274’ü önümüzdeki 5 yıl içinde THY tarafından satın alınacak ve borçları bilançoya girip ödemeleri başlayacak.
Son Airbus anlaşmasının içeriğini borsaya açıklama gelmediği için bilmiyoruz. Ancak onlar da 2023’e kadar teslim edilirse THY’nin 13 yıl içinde aldığı uçakların toplam tutarı 65.3 milyar dolara ulaşacak.
Tabii THY bir taraftan da borçlarını ödüyor. Bugüne kadar yıllar itibariyle söz konusu uçaklar için tabloda da görüldüğü gibi 5.3 milyar dolar borç ödemesi yapmış.
Anlaşılacağı üzere son 7 yılda 65.3 milyar dolarlık 416 uçak siparişi veren Türkiye, teslim aldığı 182 uçak için 5.3 milyar dolar borç ödemesi yapmış durumda.
Peki ya kalan borçlar? Hemen söyleyelim, alımlar 15 yıla varan vadelerde leasingle yapılıyor. Uçak teslim alınır alınmaz anapara borcu THY’nin bilançosuna leasing borcu olarak kaydediliyor.
Sonra şirket elde ettiği gelirlerden borç taksidini ödüyor. Zaten biz de uçak alımı için ödenen borçları şirketin bilanço dipnotlarındaki bu leasing ödemelerinden görebiliyoruz.
Sonuçta net bir borç rakamı çıkartılıyor. İşte 9 Aylık bilançosuna göre o borçlar 18.2 milyar doları buluyor.
Borç tutarı 2010’da 5 milyar dolarmış. Yani üst üste yapılan uçak alımları şirketin borcunu 7 yılda yüzde 292 artırmış durumda. Peki bu yatırımların karşılığında elde edilen ciro? 2017 için 11, 2018 için de 11.8 milyar dolar olarak planlanıyor.
2010 yılında bu dev taahütlere girilmeden şirketin elde ettiği ciro ise 5.6 milyar dolarmış. Yatırım için yapılan borçlarda artış yüzde 292 olurken, ciro artışı yüzde 97’de kalmış.
Yani THY 2010 yılında her 1 dolarlık borcuna karşılık 1.12 dolar satış geliri elde ederken, bugün için rakam 61 cente gerilemiş durumda. Borçlar ciroya göre bu kadar yüksek artınca, kuşkusuz maliyetleri giderek daha ağırlaşır ve şirketin karlılığını düşürür.
Zaten kar rakamlarına baktığımızda, şirketin satış gelirlerinin net kara dönme oranını 2010’da yüzde 3.29, 2017’nin ilk 9 ayında ise yüzde 1.25’e indiğini görüyoruz.
Kar marjındaki bu düşüş döviz bazındaki uçak alımlarının yarattığı kur farkları, birikmiş borçların faizleri ve tabii uçak bilet fiyatlarında giderek artan rekabetten kaynaklanıyor.
Sonuç olarak Cumhurbaşkanı’nın gittiği seyahatlerde yaptığı anlaşmalar THY’ye yönetilmesi zor bir bilanço bırakmış durumda. 13 yıl için 65 milyar dolarlık sipariş veren şirket, 5 milyar borç ödedi.
Bu uçaklar için kalan 60 milyar doların 13 milyar doları bilançoda görünüyor. 2023’e kadar 47 milyar dolarlık uçak alım borcu daha bilançoya girmiş olacak.
Düşen kar marjları da göz önüne alındığında, THY’nin bu bilançoyu çevirmesi için bugün 70 milyon olan yıllık yolcu sayısını birkaç kat artırması gerekiyor. Son derece iddialı bir hedef…