Türkiye’deki ekonomik verilerin kötüye gitmesiyle uluslararası piyasalarda hareketlilik TL’nin Dolar karşısında değer kaybetmesine neden oluyor. İşte yeni rekor..
Dolar ve euronun rekor seviyeleri çıkmasından sonra dolar günlük 4.06 düzeyinde seyrine devam ederken euro 4.96 seviyesine geriledi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’e karşı 100 milyar dolarlık ek gümrük vergisi getirilmesi emri ile küresel piyasalarda ticaret savaşı endişelerinin artışı Asya piyasalarında düşüşe neden olurken, iç piyasada doların rekor seviyeye yükselmesine sebep oldu.
Piyasa analistlerine göre, liranın son dönemde özellikle dolar ve euro karşısındaki hızlı düşüşleri; yüksek enflasyon, risk algısında görülen artış, cari açık, yabancıların pozisyon azaltması, jeopolitik riskler gibi gelişme ve endişelerin art arda ortaya çıkmalarından kaynaklanıyor.
Bu gelişmelere bağlı olarak, yabancı yatırımcıların devlet iç borçlanma senetlerinden çıkışları hız kazandı ve carry trade pozisyonlarının da kapanmasıyla liradaki kayıplar daha da arttı.
Borsa İstanbul Endeksi (BİST-100) ise 0.85 artışla 114 bin 947 puanda bitirdiği günün ardından yeni güne günlük yüzde 0.26 düşüşle 114 bin 646 puandan başladı.
İş Yatırım’ın ” Trump sahneye çıktı inmiyor…” başlıklı günlük piyasa bülteninde, “Sağduyunun çılgın popülizme karşı galip geleceğine oynayan piyasalar ABD kapanışı sonrası Trump’ın sürpriz Çin hamlesiyle sarsıldı” denildi ve şu değerlendirme yapıldı:
“Trump’ın 100 milyar dolarlık Çin ithalatına daha ek gümrük vergisi koymayı planladıkları açıklaması risk iştahını bozdu
“ABD vadeli işlemleri borsaların Perşembe günkü kazancının tamamını geri verdiğini gösteriyor. Dünyadan bağımsız bir şekilde çok değer kaybeden Türk lirası ve tahvildeki satışların daha sınırlı olacağına inanıyoruz.
“ABD tarım dışı istihdam verisi (beklenti 190.000) ve özellikle ücret artışlarının hızına (beklenti yıllık yüzde 2.7) bağlı olarak piyasaların yönü belirlenecek.
“Son günlerdeki satış sonrasında Türk lirası, tahvil ve hisse senedi değerlemeleri cazip seviyelere geldi. Ancak sağduyunun gerilediği popülizmin yükseldiği bir dünyada kısa vadede risk primleri ve oynaklık yüksek kalmaya devam edecektir.”