Ekonomist Evren Devrim Zelyut, haftaya deprem etkisi yaratan veri akışıyla başlandığını, sıkıntılı haberler geldiğini ve kurdaki geçici gerilemenin biterek doların altı seviyesi üzerine çıktığını belirtti.
Sosyal medya hesabından paylaştığı video ile, Zelyut, Merkez Bankası’nın 40 milyar liralık ‘ihtiyat akçesi’ni merkezi yönetim bütçesine devredeceğini ve bunun da basılan para miktarını arttırarak enflasyonun artmasına neden olacağını söyledi:
“Zaten Türkiye’nin en büyük sorunu enflasyon. Enflasyon artınca kur yukarıya doğru gidiyor, faizler artıyor.
Buna bağlı olarak da imalat sanayi ticari kredilerin faiz oranı yüksek olduğu için bunu kullanamıyor ve felç durumda kalıyor.
Tekrardan 40 milyarlık emisyonla biz enflasyonu daha da azdırmış olacağız. Bütçeye daha önce de MB’den 40 milyar temeddü alınmıştı. Bu da bütçenin verimli bir şekilde yönetilemediğini gösteriyor. Bütçeden harcanan para ölmüş şirketlere, durmuş, felç olmuş bir sistemi umutsuzca yüzdürmek için dağıtılıyor.
Zaten Berat Bey kredi vereceklerini söylemişti. Bakın bir 40 milyar daha gidiyor. Bu enflasyonu arttırmaktan başka bir şeye yaramayacak. Bütün bu paralar heba oluyor.
İkinci haberse, bundan çok daha can sıkıcı. MB’nin rezervleri ile ilgili konuşmuştur. FT’nin iddiasına göre, rezervlerin çok daha az olduğunu söylemişti ki, yeni hesaplamalar işlerin daha da sarpa sardığını göstermişti.
Kamu ve altın haricinde MB’nin rezervlerinin 10.8 milyar dolara indiğini görüyoruz. 8 Mayıs’ta 12.5 milyar dolardan 9 Mayıs’ta 10.8 milyar dolara inmesi konusunda zaten Reuters yazmıştı. MB, kamu bankaları eliyle dolar sattığını duyurmuştu. Eğer rezerv varsa satabilir. Merkez’in 9 Mayıs’ta 10.5 milyar dolar olan dövizi, swap yoluyla elde edilen döviz düşüldüğü zaman eksiye indiğini görüyoruz.
Merkez Bankası kur artmasın derken, kendisine emin edilen zorunlu karşılık ve borçla alınmış dövizleri kullanabiliyor. Vatandaş bankasını paraya yatırdığı zaman bunun belirli bir kısmını MB’ye yatırıyor. İşte MB’nin bu zorunlu karşılıkları ve swapla aldığı dövizi kullanması ne yazık ki pek sağlıklı değil.
Ekside olmak iyi bir durum değil. Kasada para yok. Olağanüstü bir siyasi ya da ekonomik gelişme olduğunda onu karşılayabilecek gücünüzün tamamen kırıldığını gösteriyor.”