Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülen Cemal Kaşıkçı’nın dini nikahlı son eşi Hanan Al-Atr, Türkiye istihbaratının gazeteciyi yakından takip etmesine rağmen neden koruyamadıklarına dair hesap vermesi gerektiğini söyledi.
Kaşıkçı ile 2009 tanışan ve 2018’de ABD’de dini nikahla evlenen Hanan Al-Atr’ın iddialarına göre, Suudi yönetime muhalif olarak tanınan gazeteci, ABD’ye iltica etmektense Türk pasaportu alabilmek için Türkiye’de gayrimenkul satın almayı planlıyordu. Ancak Türk bir meslektaşı ona, bir Suudi olarak Türk pasaportuna sahip olmasının Kaşıkçı’yı doğrudan muhalif konumuna düşüreceği ve Türkiye’de kolay hedef haline gelebileceği için bu fikirden uzak durmasını tavsiye etti.
“HATİCE CENGİZ’DEN HABERİM YOKTU”
Eşiyle, İstanbul’a gitmeden önce New York’ta beraber vakit geçirdiklerini anlatan Hanan Al-tr, Kaşıkçı’nın kendisine Hatice Cengiz’den veya başka herhangi bir kadından bahsetmediğini, “Cengiz’in amacının ne olduğunu ve arkasında kimlerin durduğunu bilmediğini” de söyledi. Al-Atr, Kaşıkçı’nın nişanlısının duruma göre, ikilinin ilişkisine resmiyet kazandırıp tazminat alabilmek için hikayesini çok kez değiştirdiğini öne sürdü.
Euronews’te yer alan habere göre, Kaşıkçı’nın Türk istihbaratının yakın merceğinde olduğunu savunan Al Atr, “Onu bu kadar yakından izlerken bir eşi olduğunu da biliyorlardı, neden benimle iletişime geçmediler. Eşime ne oldu ve onu neden koruyamadınız… Türk makamlarından bir yanıt bekliyorum, bu benim hakkım” diye konuştu.
Al-Atr, Kaşıkçı’nın son gününe kadar gazetecinin nikahlı eşi olarak Türkiye ve Suudi Arabistan’dan hesap sorma hakkının kendinde olduğunu sözlerine ekledi.
Mısırlı kadın, ‘neden dini nikah kıydınız’ sorusuna ise, Kaşıkçı’nın resmi evrakları almak için Suudi Arabistan’ın Washington Konsolosluğuna gitmesinin riskli olabileceğinden bu yola başvurmadıklarını belirtti. Al-Atr’a göre, dini nikahı kıyan imam, daha sonra bu akdi resmi makamlara bildirme sözünü tutmadığından şu an taraflar arasında yasal bir süreç işliyor.
CEMAL KAŞIKÇI CİNAYETİ
2 Ekim 2018’de, evlilik işlemleri için Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğuna giden Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’dan bir daha haber alınamamıştı daha sonra Kaşıkçı’nın öldürüldüğü ortaya çıkmıştı.
Cinayetin üzerinden geçen sürede Kaşıkçı’nın ne zaman, nerede ve nasıl öldürüldüğüyle ilgili bilgiler ortaya çıktı ancak cesedinin nerede olduğu konusu bir türlü netlik kazanamadı.
Olayda rolü olduğu iddialarını başta inkar eden Riyad yönetimi, daha sonra suçlamaları kısmen kabul etti. Bu kapsamda yargılanan 8 kişiden 5’i idama mahkum edilirken diğer üçü ömür boyu hapse çarptırıldı.
ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğünün (DNI) 26 Şubat 2021’de kamuoyuna açıkladığı raporunda gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesini onaylayan kişinin Suudi Arabistan Veliaht Prens Muhammed bin Selman olduğu belirtilmişti.
Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülen Cemal Kaşıkçı’nın dini nikahlı son eşi Hanan Al-Atr, Türkiye istihbaratının gazeteciyi yakından takip etmesine rağmen neden koruyamadıklarına dair hesap vermesi gerektiğini söyledi.
Kaşıkçı ile 2009 tanışan ve 2018’de ABD’de dini nikahla evlenen Hanan Al-Atr’ın iddialarına göre, Suudi yönetime muhalif olarak tanınan gazeteci, ABD’ye iltica etmektense Türk pasaportu alabilmek için Türkiye’de gayrimenkul satın almayı planlıyordu. Ancak Türk bir meslektaşı ona, bir Suudi olarak Türk pasaportuna sahip olmasının Kaşıkçı’yı doğrudan muhalif konumuna düşüreceği ve Türkiye’de kolay hedef haline gelebileceği için bu fikirden uzak durmasını tavsiye etti.
“HATİCE CENGİZ’DEN HABERİM YOKTU”
Eşiyle, İstanbul’a gitmeden önce New York’ta beraber vakit geçirdiklerini anlatan Hanan Al-tr, Kaşıkçı’nın kendisine Hatice Cengiz’den veya başka herhangi bir kadından bahsetmediğini, “Cengiz’in amacının ne olduğunu ve arkasında kimlerin durduğunu bilmediğini” de söyledi. Al-Atr, Kaşıkçı’nın nişanlısının duruma göre, ikilinin ilişkisine resmiyet kazandırıp tazminat alabilmek için hikayesini çok kez değiştirdiğini öne sürdü.
Euronews’te yer alan habere göre, Kaşıkçı’nın Türk istihbaratının yakın merceğinde olduğunu savunan Al Atr, “Onu bu kadar yakından izlerken bir eşi olduğunu da biliyorlardı, neden benimle iletişime geçmediler. Eşime ne oldu ve onu neden koruyamadınız… Türk makamlarından bir yanıt bekliyorum, bu benim hakkım” diye konuştu.
Al-Atr, Kaşıkçı’nın son gününe kadar gazetecinin nikahlı eşi olarak Türkiye ve Suudi Arabistan’dan hesap sorma hakkının kendinde olduğunu sözlerine ekledi.
Mısırlı kadın, ‘neden dini nikah kıydınız’ sorusuna ise, Kaşıkçı’nın resmi evrakları almak için Suudi Arabistan’ın Washington Konsolosluğuna gitmesinin riskli olabileceğinden bu yola başvurmadıklarını belirtti. Al-Atr’a göre, dini nikahı kıyan imam, daha sonra bu akdi resmi makamlara bildirme sözünü tutmadığından şu an taraflar arasında yasal bir süreç işliyor.
CEMAL KAŞIKÇI CİNAYETİ
2 Ekim 2018’de, evlilik işlemleri için Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğuna giden Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’dan bir daha haber alınamamıştı daha sonra Kaşıkçı’nın öldürüldüğü ortaya çıkmıştı.
Cinayetin üzerinden geçen sürede Kaşıkçı’nın ne zaman, nerede ve nasıl öldürüldüğüyle ilgili bilgiler ortaya çıktı ancak cesedinin nerede olduğu konusu bir türlü netlik kazanamadı.
Olayda rolü olduğu iddialarını başta inkar eden Riyad yönetimi, daha sonra suçlamaları kısmen kabul etti. Bu kapsamda yargılanan 8 kişiden 5’i idama mahkum edilirken diğer üçü ömür boyu hapse çarptırıldı.
ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğünün (DNI) 26 Şubat 2021’de kamuoyuna açıkladığı raporunda gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesini onaylayan kişinin Suudi Arabistan Veliaht Prens Muhammed bin Selman olduğu belirtilmişti.
Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülen Cemal Kaşıkçı’nın dini nikahlı son eşi Hanan Al-Atr, Türkiye istihbaratının gazeteciyi yakından takip etmesine rağmen neden koruyamadıklarına dair hesap vermesi gerektiğini söyledi.
Kaşıkçı ile 2009 tanışan ve 2018’de ABD’de dini nikahla evlenen Hanan Al-Atr’ın iddialarına göre, Suudi yönetime muhalif olarak tanınan gazeteci, ABD’ye iltica etmektense Türk pasaportu alabilmek için Türkiye’de gayrimenkul satın almayı planlıyordu. Ancak Türk bir meslektaşı ona, bir Suudi olarak Türk pasaportuna sahip olmasının Kaşıkçı’yı doğrudan muhalif konumuna düşüreceği ve Türkiye’de kolay hedef haline gelebileceği için bu fikirden uzak durmasını tavsiye etti.
“HATİCE CENGİZ’DEN HABERİM YOKTU”
Eşiyle, İstanbul’a gitmeden önce New York’ta beraber vakit geçirdiklerini anlatan Hanan Al-tr, Kaşıkçı’nın kendisine Hatice Cengiz’den veya başka herhangi bir kadından bahsetmediğini, “Cengiz’in amacının ne olduğunu ve arkasında kimlerin durduğunu bilmediğini” de söyledi. Al-Atr, Kaşıkçı’nın nişanlısının duruma göre, ikilinin ilişkisine resmiyet kazandırıp tazminat alabilmek için hikayesini çok kez değiştirdiğini öne sürdü.
Euronews’te yer alan habere göre, Kaşıkçı’nın Türk istihbaratının yakın merceğinde olduğunu savunan Al Atr, “Onu bu kadar yakından izlerken bir eşi olduğunu da biliyorlardı, neden benimle iletişime geçmediler. Eşime ne oldu ve onu neden koruyamadınız… Türk makamlarından bir yanıt bekliyorum, bu benim hakkım” diye konuştu.
Al-Atr, Kaşıkçı’nın son gününe kadar gazetecinin nikahlı eşi olarak Türkiye ve Suudi Arabistan’dan hesap sorma hakkının kendinde olduğunu sözlerine ekledi.
Mısırlı kadın, ‘neden dini nikah kıydınız’ sorusuna ise, Kaşıkçı’nın resmi evrakları almak için Suudi Arabistan’ın Washington Konsolosluğuna gitmesinin riskli olabileceğinden bu yola başvurmadıklarını belirtti. Al-Atr’a göre, dini nikahı kıyan imam, daha sonra bu akdi resmi makamlara bildirme sözünü tutmadığından şu an taraflar arasında yasal bir süreç işliyor.
CEMAL KAŞIKÇI CİNAYETİ
2 Ekim 2018’de, evlilik işlemleri için Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğuna giden Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’dan bir daha haber alınamamıştı daha sonra Kaşıkçı’nın öldürüldüğü ortaya çıkmıştı.
Cinayetin üzerinden geçen sürede Kaşıkçı’nın ne zaman, nerede ve nasıl öldürüldüğüyle ilgili bilgiler ortaya çıktı ancak cesedinin nerede olduğu konusu bir türlü netlik kazanamadı.
Olayda rolü olduğu iddialarını başta inkar eden Riyad yönetimi, daha sonra suçlamaları kısmen kabul etti. Bu kapsamda yargılanan 8 kişiden 5’i idama mahkum edilirken diğer üçü ömür boyu hapse çarptırıldı.
ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğünün (DNI) 26 Şubat 2021’de kamuoyuna açıkladığı raporunda gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesini onaylayan kişinin Suudi Arabistan Veliaht Prens Muhammed bin Selman olduğu belirtilmişti.
Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülen Cemal Kaşıkçı’nın dini nikahlı son eşi Hanan Al-Atr, Türkiye istihbaratının gazeteciyi yakından takip etmesine rağmen neden koruyamadıklarına dair hesap vermesi gerektiğini söyledi.
Kaşıkçı ile 2009 tanışan ve 2018’de ABD’de dini nikahla evlenen Hanan Al-Atr’ın iddialarına göre, Suudi yönetime muhalif olarak tanınan gazeteci, ABD’ye iltica etmektense Türk pasaportu alabilmek için Türkiye’de gayrimenkul satın almayı planlıyordu. Ancak Türk bir meslektaşı ona, bir Suudi olarak Türk pasaportuna sahip olmasının Kaşıkçı’yı doğrudan muhalif konumuna düşüreceği ve Türkiye’de kolay hedef haline gelebileceği için bu fikirden uzak durmasını tavsiye etti.
“HATİCE CENGİZ’DEN HABERİM YOKTU”
Eşiyle, İstanbul’a gitmeden önce New York’ta beraber vakit geçirdiklerini anlatan Hanan Al-tr, Kaşıkçı’nın kendisine Hatice Cengiz’den veya başka herhangi bir kadından bahsetmediğini, “Cengiz’in amacının ne olduğunu ve arkasında kimlerin durduğunu bilmediğini” de söyledi. Al-Atr, Kaşıkçı’nın nişanlısının duruma göre, ikilinin ilişkisine resmiyet kazandırıp tazminat alabilmek için hikayesini çok kez değiştirdiğini öne sürdü.
Euronews’te yer alan habere göre, Kaşıkçı’nın Türk istihbaratının yakın merceğinde olduğunu savunan Al Atr, “Onu bu kadar yakından izlerken bir eşi olduğunu da biliyorlardı, neden benimle iletişime geçmediler. Eşime ne oldu ve onu neden koruyamadınız… Türk makamlarından bir yanıt bekliyorum, bu benim hakkım” diye konuştu.
Al-Atr, Kaşıkçı’nın son gününe kadar gazetecinin nikahlı eşi olarak Türkiye ve Suudi Arabistan’dan hesap sorma hakkının kendinde olduğunu sözlerine ekledi.
Mısırlı kadın, ‘neden dini nikah kıydınız’ sorusuna ise, Kaşıkçı’nın resmi evrakları almak için Suudi Arabistan’ın Washington Konsolosluğuna gitmesinin riskli olabileceğinden bu yola başvurmadıklarını belirtti. Al-Atr’a göre, dini nikahı kıyan imam, daha sonra bu akdi resmi makamlara bildirme sözünü tutmadığından şu an taraflar arasında yasal bir süreç işliyor.
CEMAL KAŞIKÇI CİNAYETİ
2 Ekim 2018’de, evlilik işlemleri için Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğuna giden Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’dan bir daha haber alınamamıştı daha sonra Kaşıkçı’nın öldürüldüğü ortaya çıkmıştı.
Cinayetin üzerinden geçen sürede Kaşıkçı’nın ne zaman, nerede ve nasıl öldürüldüğüyle ilgili bilgiler ortaya çıktı ancak cesedinin nerede olduğu konusu bir türlü netlik kazanamadı.
Olayda rolü olduğu iddialarını başta inkar eden Riyad yönetimi, daha sonra suçlamaları kısmen kabul etti. Bu kapsamda yargılanan 8 kişiden 5’i idama mahkum edilirken diğer üçü ömür boyu hapse çarptırıldı.
ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğünün (DNI) 26 Şubat 2021’de kamuoyuna açıkladığı raporunda gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesini onaylayan kişinin Suudi Arabistan Veliaht Prens Muhammed bin Selman olduğu belirtilmişti.