Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, yarın yapılacak Türkiye ziyaretinde, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşecek.
Yarın AB liderlerinin gerçekleştireceği Türkiye ziyareti öncesi bir AB yetkilisi, Fransız haber ajansı AFP’ye ziyaretin içeriğine yönelik açıklamalarda bulundu.
AB liderleri ve Erdoğan’ın gerçekleştireceği görüşmeye ilişkin yetkili, iki ülke ilişkilerinin ‘Erdoğan’ın yapıcı davranması ve Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerine ilişkin gerilimi yumuşatmaya devam etmesi’ koşullarına bağlı olduğunu söyledi.
“BİDEN’IN GELİŞİ ERDOĞAN UYSALLAŞTIRDI”
Söz konusu toplantıda, AB’nin Türkiye’ye yönelik son zirvesinde belirlediği ve hem yaptırımlara hem teşviklere dayalı olan ‘ikili’ stratejisi çerçevesinde yeni işbirliği hedefleri masaya yatırılacak.
Ajansa açıklamalarda bulunan yetkili, Biden’ın iktidara gelişiyle Erdoğan’ın değiştiğini ifade ederek, “Erdoğan’ın ülke içindeki ekonomik sıkıntılar ve eski müttefiki Donald Trump’ın Beyaz Saray’dan gitmesi sonrası Washington’ın çizgisinin sertleşmesi nedeniyle daha uysal bir hale geldiğini” ifade etti.
“ERDOĞAN İŞ BİRLİĞİ YAPMAZSA HER ŞEY BLOKE OLACAK”
Yetkili, Erdoğan’ın işbirliğine yanaşmaması halinde her şeyin bloke olacağını sözlerine ekleyerek, yarın Ankara’da yapılacak toplantının ‘bir müzakere olmayacağını, ilerleme konusunda bir çerçeve çizileceğini’ kaydetti.
AB yetkilisi, “Eğer Erdoğan işbirliği yapmazsa her şey bloke olacak” dedi.
BİR ÖNCEKİ ZİRVEDE NE OLMUŞTU?
AB liderler zirvesinden Ankara’ya hem ihtar hem de diyalog kararı çıkmıştı. Üye ülkelerin liderleri için hazırlanan taslak raporda Türkiye ile gümrük birliğinin kapsamının genişletilmesi için müzakerelerin başlatılması önerilirken Ankara’nın AB çıkarları aleyhine adımlar atması halinde devreye alınacak ekonomik yaptırımların hazır tutulması tavsiyesinde bulunulmuştu.
Avrupa Birliği’nin Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell tarafından hazırlanan ve basına sızan 17 sayfalık raporda, Türkiye’nin iç siyasetinden dış politikasına ve AB ile ilişkilerine değinilmiş ve Türkiye’nin insan hakları alanında gerilemesinden kaynaklı eleştirilmişti. Raporda bahsedilen tüm eleştirilere rağmen aynı zamanda ilişkilerde pozitif gündem için de kapıların aralanması gerektiği belirtilerek havuç-sopa taktiğine başvurulmuştu.
