Ayancık’ta yaşanan sel felaketinden sonra afetzedelerin ihtiyaçlarına cevap verilmiyor. Mağdur olan birçok ve Sinop İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’ne ulaşmak isteyen bölge halkı olumsuz yanıtlar alıyor.
Ayancık’ta 11 Ağustos’ta yaşanan sel felaketinin ardından bölge halkının sorunları halen çözülebilmiş değil. Sel felaketi ‘3’üncü seviye (ulusal) afet’ ilan edildi. Ancak afetzedelerin toprak kayması ve heyelan riskine karşı önlem alınması için ulaşmaya çalıştığı Sinop İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü çözüm üretemiyor.
Ayancık’ta yaşananları aktaran CHP Ayancık İl Genel Meclisi Üyesi Ozan Sarısoy, AFAD müdürü Ümit Ünal’a ulaşılamadığı için mağduriyetlerin devam ettiğini belirtti. Sarısoy, “Ayancık afet bölgesi ilan edildi ancak ilçemizde AFAD müdürlüğü yok. Sinop’ta bulunan AFAD müdürü Ümit Bey de buraya koordinasyon merkezine atandı. Selden ötürü toprak kayması ve heyelan meydana geldi, insanların evlerinin altından topraklar kaydı. Bu olaylarla AFAD ilgileniyor. Mağdur vatandaşlar bize ulaşınca biz de doğal olarak AFAD müdürünün mağduriyetlerle ilgilenmesi için telefon numarasını veriyoruz” dedi.
HALKIN SORULARI YANITSIZ KALIYOR
Ancak AFAD müdürünün kendisine mesaj atarak telefon numarasınının vatandaşlarla paylaşılmasını istemediğini söyleyen Sarısoy, şöyle konuştu: “ Ben durumu vali beye ve İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy’a ilettim. Mehmet Ersoy ‘Böyle bir saçmalık mı olur? Benim telefon numaram bile internette yayınlı duruyor’ dedi ve numaranın paylaşılmasında bir sorun olmadığını, sosyal medyada da afetzedelerin ulaşması adına irtibat bilgilerini paylaşabileceğimi aktardı. Bu numara yayılınca AFAD müdürü kendisini arayan insanlara, ‘Yanlış aradınız, ben o değilim, toplantıdayım beni aramayın, kaymakamlığı arayın’ şeklinde dönüşler yapmış. Afet bölgesinde AFAD müdürü olup da afetzedelerin telefonuna cevap vermeyen biri olarak bu arkadaşın tarihe geçmesi gerekiyor.”
Yol probleminin kalmadığını ve çoğu bölgeye ulaşım sağlandığını belirten Sarısoy, bölgedeki ihtiyaçlara değinerek sözlerini sürdürdü: “Elektrik ve su da geldi, gıdaya ve suya doyduk. Ancak bize şu anda vidanjör diye tarif ettiğimiz su çeken araçlar gerekli. Bu araç suyla beraber çamuru ve mili de çekiyor. Burada bütün evlerin altı, bodrumlar, dükkanlar ve iş yerleri çamur ve mille dolu. İnsan gücü ile kazma kürekle bitecek gibi değil. Bu araç da bizde mevcut değil. İlçeye acilen bu araçlar lazım… Hayat normale dönecek ama toz toprak çamur ve balçıkla yaşanmaz haldeyiz.”
Barınma ihtiyacının şimdilik yurtlarla sağlandığını belirten Sarısoy sözlerini şöyle sonlandırdı: “Babaçay’da yaşayan aileler yurtlarda kalıyor ancak eğitim öğretim dönemi başladığında boşaltmak zorunda kalacaklar. Toki’nin Ayancık’a daire yaparak ailelere birer daire vereceğini muhtardan öğrendik. Ancak inşaatın başlama ve bitiş süreci ile ilgili net bir tarih yok, bu süre içerisinde insanlara kira yardımı muhakkak yapılmalı. Çünkü ellerinde hiçbir şeyleri kalmadı. Evlerine buzdolabı çamaşır makinesi gibi eşya yardımı da yapılmalı.”
UĞRAŞMADAN SONUÇ ALAMIYORUZ
Ayancık’ta yaşayan Sümer Ünlü, AFAD müdürünü aradığını ve olumsuz cevap aldığını belirterek şunları söyledi: “Ben bizzat AFAD müdürüne ulaşmaya çalıştım. Evimizin arkasında 1 buçuk metre boyunda bir beton vardı. Beton çatlaktı ve yağmurun yağmasıyla daha kötü duruma gelmişti. Biz kendi çabalarımızla önlem almaya çalıştık ancak yeterli olmadığı için yetkililere bildirmeye çalıştık. Tam 11 defa AFAD müdürünü aradım ve bana geri dönüş yaptığında ‘Toplantıdayım meşgule alıyorum, görmüyor musunuz’ diyerek tepki gösterdi ve numaranın yanlış numara olduğunu kaymakamlığa ulaşabileceğimi söyledi. Ne diyebilirim ki? AFAD diye aradığım numara kaymakamlığı arayın dedi. Ben de araştırdım mağduriyetleri bildirmek için kaymakamlığı görevlendirmişler. Zaten biz uğraşmadan hiç cevap ve sonuç alamıyoruz”
Son olarak Ayancık’ta yaşayan Özkan Özcan da yaşadığı sorunu şöyle anlattı: “Bölgedeki AFAD müdürüne ulaşılamıyor. Evimizin altında zamanla toprak kayması gerçekleşebilir. Önlem almak adına arayacaktık. Bize toprak kaymaları ile AFAD ilgilendiği için onu arayabileceğimizi söylediler ancak kendisine ulaşamadık.” (BirGün)
