Amir kendi askerlerinden korkup saklanmış, sonra tutanak tutup suçu komiserlere atmış.
İstanbul’da 29 polis hakkında açılan davanın ilk duruşmasında sanıklar savunma yapmaya başladı. Duruşmada ilk olarak, 15 Temmuz’da -Cumhurbaşkanı’nı koruması için Huber Köşkü’ne gönderilen özel harekat polislerini helikopterle götürmek istemedikleri iddia edilen 2’nci pilot Tolga Gültekin ile 1’nci pilot Ender Küçüka savunma yaptı.
Komiser Pilot Tolga Gültekin savunmasında Cumhurbaşkanı’nı koruması için Huber Köşkü’ne özel harekat timini götürmedikleri iddiasını kabul etmediğini söyleyerek başladı. Ankara Gölbaşı Havacılık Daire Başkanlığı’nda 2’nci pilot olarak görev yaptığını belirten Gültekin, kalkışma günü İstanbul filosunda geçici görevlendirmeyle bulunduğunu söyledi.
‘PERSONEL ŞUBEYE ÇAĞIRILDI’
Gültekin savunmasında “İstirahatteki personelin şubeye çağrıldığı söylendi. Ne olduğunu şube müdürü Mehmet Tok’un odasına giderek sorduk. Yüzü kıpkırmızıydı, perişan haldeydi. Biz sorunca ‘asker darbe yaptı’ dedi. Daha sonra da istirahattaki personel geldi. Şube müdürü, Cumhurbaşkanı Edoğan’ı koruması için Özel Harekat polislerinin Huber Köşkü’ne uçurulmasını söyledi” diye konuştu.
Bu sırada filoya üstünde uygunsuz bir şekilde giyilmiş hücum yeleği olan birinin girerek, “Bizi Huber Köşkü’ne götüreceksiniz” diye agresif ve saldırgan konuştuğunu anlatan Gültekin, devamında şunları anlattı; “Bu kişinin şube müdüründen daha yetkili olması söz konusu değil. Ona emir vermeye çalışması normal olamaz. Belki bizi teslim almaya gelen şahıs diye düşündüm. Sonra Ankara’dan geldiğim için filonun asli görevlisidir diye şube müdürünün yanına götürdüm. Şube Müdürü Mehmet Tok, pilot başkomiser Ender Küçüka’nın odasının girişindeydi. Şube müdürümüz, bu şahsa havacılık daire başkanından talimat beklediğini, onaylarsa özel harekat timini Huber’e götürebileceklerini söyledi. Şahıs da ‘Siz kimin tarafındasınız, siz görürsünüz’ dedi. Daha sonra Ender Küçüka ile birlikte arkasından gittik. Bu şahısın tüfeğini doldurma sesi geldi.
‘O GÜN IŞIKLARIMIZI SÖNDÜRDÜK’
Tolga Gültekin, savunmasını şöyle sürdürdü: “Küçüka, Tok ile yaptığı bir telefon görüşmesinin ardından bize ‘Huber’e gidiyoruz’ dedi. Huber’i de arayıp, bize ışıkları açmalarını söyledi. Ancak Mehmet Tok, bir telefon görüşmesi yaptıktan sonra bize ‘Arayan daire başkanımızdı. Ankara Gölbaşı bombalanmış. Uçuşu kesiyoruz’ dedi. Sonra da ‘Işıkları söndürün, helikopter girip çıkmasın’ diye talimat verdi. Normalde bizim ışıklarımız 24 saat söndürülmez. Şube müdürü Tok, daha sonra pilotların odasında oturdu. Işığı yanıyor görünmesin diye kendi odasında bile oturmadı. İşin aslı, biz zaten uçuş görevimize başlamamıza rağmen, şube müdürü Tok, ‘Asker bize hesap sorar’ diye uçuşu iptal ettirmiş, kendisini de gizlemiştir” diye konuştu.
‘SİLAHLI TUHAF HAREKETLERİ OLAN BİRİ GELDİ’
Daha sonra 1’inci pilot başkomiser Ender Küçüka savunmasını yaptı. Bir özel harekat polisinin gelip “Bizi Huber Köşkü’ne götürün” dediğini aktaran Küçüka, şunları şöyledi; “Elinde silahlı, tuhaf hareketleri olan birileri gelip Cumhurbaşkanı’nın, ailesinin olduğu yere kendilerini götürmemizi istiyor. Ben 1’inci pilotum, tüm sorumluluk üzerimde. Şube müdürü Mehmet Tok’un yazılı emri olursa götürebileceğimizi söyledik. O da kontrolünü kaybetmiş vaziyetteydi. Zamanında hasbelkader rütbe aldığı için şube müdürü olmuş birisi. O hiçbir şey yapmayınca görevi ben devraldım ve direkt daire başkanı Uygar Elmastaş’ı aradım, durumu ilettim. Elmastaş bana kendisini arayacağını söyleyip telefonu kapattı”
‘ARIZA VAR’
Küçüka konuşmasının devamında, “Boynunda tüfeği asılı özel harekatçı ‘kalkıyor muyuz, kalkmıyor muyuz’ diye baskı kurdu. Tartıştık. Beni darbecilerin yanında olmakla suçladı. Ben de ona ‘asıl ben senin kim olduğunu nerden bileceğim’ deyince durdu. Bu insanlar kötü bişey yapacak olsa onları götüren kişi ben olacağım. Benim helikopterin kapımdan içeri girdiği an Huber’in de kapısından girmiş olacak. Bu kaygılarımı anlatmaya çalıştım. Sonra daire başkanından teyit gelince uçuşa başladık. Ancak helikopterden şube müdürü Mehmet Tok’u gördüm. Bana eliyle işaret yaparak ‘uçuşu kesin’ dedi. Özel harekatçılara da ‘Arıza var’ demişler. Tok’un odasına gidip ‘Noldu, neden uçuşu kestik’ dedim. O da ‘Ankara Gölbaşı’ndan Özel Harekat’ı vurmuşlar’ dedi. Sonra hepimiz şubede yemekhanenin altındaki sığınağa girdik. Geceyi orada geçirdik. Cumartesi akşama kadar sığınakta kaldık. Daha sonrada bizi gelip gözaltına aldılar” dedi.
‘DARBECİLER BİZİ ASAR’
Şube Müdürü ve Daire Başkanı’nın talimatıyla uçuş yapmadıklarını belirten Küçüka, iddianamede kendisine atfedilen, “Bunları götürürsek darbeciler bizi asar” ifadesini de kabul etmediğini belirtti. Şube müdürünün sorumluluğu atmak için kendileri hakkında tutanak tuttuğunu ve savcılığa tanık olarak ifade verdiğini belirten Küçüka, örgüt üyesi olduğu ve telefonunda Bylock programı bulunduğu iddiasını kabul etmediğini ifade etti.
Amir kendi askerlerinden korkup saklanmış, sonra tutanak tutup suçu komiserlere atmış.
İstanbul’da 29 polis hakkında açılan davanın ilk duruşmasında sanıklar savunma yapmaya başladı. Duruşmada ilk olarak, 15 Temmuz’da -Cumhurbaşkanı’nı koruması için Huber Köşkü’ne gönderilen özel harekat polislerini helikopterle götürmek istemedikleri iddia edilen 2’nci pilot Tolga Gültekin ile 1’nci pilot Ender Küçüka savunma yaptı.
Komiser Pilot Tolga Gültekin savunmasında Cumhurbaşkanı’nı koruması için Huber Köşkü’ne özel harekat timini götürmedikleri iddiasını kabul etmediğini söyleyerek başladı. Ankara Gölbaşı Havacılık Daire Başkanlığı’nda 2’nci pilot olarak görev yaptığını belirten Gültekin, kalkışma günü İstanbul filosunda geçici görevlendirmeyle bulunduğunu söyledi.
‘PERSONEL ŞUBEYE ÇAĞIRILDI’
Gültekin savunmasında “İstirahatteki personelin şubeye çağrıldığı söylendi. Ne olduğunu şube müdürü Mehmet Tok’un odasına giderek sorduk. Yüzü kıpkırmızıydı, perişan haldeydi. Biz sorunca ‘asker darbe yaptı’ dedi. Daha sonra da istirahattaki personel geldi. Şube müdürü, Cumhurbaşkanı Edoğan’ı koruması için Özel Harekat polislerinin Huber Köşkü’ne uçurulmasını söyledi” diye konuştu.
Bu sırada filoya üstünde uygunsuz bir şekilde giyilmiş hücum yeleği olan birinin girerek, “Bizi Huber Köşkü’ne götüreceksiniz” diye agresif ve saldırgan konuştuğunu anlatan Gültekin, devamında şunları anlattı; “Bu kişinin şube müdüründen daha yetkili olması söz konusu değil. Ona emir vermeye çalışması normal olamaz. Belki bizi teslim almaya gelen şahıs diye düşündüm. Sonra Ankara’dan geldiğim için filonun asli görevlisidir diye şube müdürünün yanına götürdüm. Şube Müdürü Mehmet Tok, pilot başkomiser Ender Küçüka’nın odasının girişindeydi. Şube müdürümüz, bu şahsa havacılık daire başkanından talimat beklediğini, onaylarsa özel harekat timini Huber’e götürebileceklerini söyledi. Şahıs da ‘Siz kimin tarafındasınız, siz görürsünüz’ dedi. Daha sonra Ender Küçüka ile birlikte arkasından gittik. Bu şahısın tüfeğini doldurma sesi geldi.
‘O GÜN IŞIKLARIMIZI SÖNDÜRDÜK’
Tolga Gültekin, savunmasını şöyle sürdürdü: “Küçüka, Tok ile yaptığı bir telefon görüşmesinin ardından bize ‘Huber’e gidiyoruz’ dedi. Huber’i de arayıp, bize ışıkları açmalarını söyledi. Ancak Mehmet Tok, bir telefon görüşmesi yaptıktan sonra bize ‘Arayan daire başkanımızdı. Ankara Gölbaşı bombalanmış. Uçuşu kesiyoruz’ dedi. Sonra da ‘Işıkları söndürün, helikopter girip çıkmasın’ diye talimat verdi. Normalde bizim ışıklarımız 24 saat söndürülmez. Şube müdürü Tok, daha sonra pilotların odasında oturdu. Işığı yanıyor görünmesin diye kendi odasında bile oturmadı. İşin aslı, biz zaten uçuş görevimize başlamamıza rağmen, şube müdürü Tok, ‘Asker bize hesap sorar’ diye uçuşu iptal ettirmiş, kendisini de gizlemiştir” diye konuştu.
‘SİLAHLI TUHAF HAREKETLERİ OLAN BİRİ GELDİ’
Daha sonra 1’inci pilot başkomiser Ender Küçüka savunmasını yaptı. Bir özel harekat polisinin gelip “Bizi Huber Köşkü’ne götürün” dediğini aktaran Küçüka, şunları şöyledi; “Elinde silahlı, tuhaf hareketleri olan birileri gelip Cumhurbaşkanı’nın, ailesinin olduğu yere kendilerini götürmemizi istiyor. Ben 1’inci pilotum, tüm sorumluluk üzerimde. Şube müdürü Mehmet Tok’un yazılı emri olursa götürebileceğimizi söyledik. O da kontrolünü kaybetmiş vaziyetteydi. Zamanında hasbelkader rütbe aldığı için şube müdürü olmuş birisi. O hiçbir şey yapmayınca görevi ben devraldım ve direkt daire başkanı Uygar Elmastaş’ı aradım, durumu ilettim. Elmastaş bana kendisini arayacağını söyleyip telefonu kapattı”
‘ARIZA VAR’
Küçüka konuşmasının devamında, “Boynunda tüfeği asılı özel harekatçı ‘kalkıyor muyuz, kalkmıyor muyuz’ diye baskı kurdu. Tartıştık. Beni darbecilerin yanında olmakla suçladı. Ben de ona ‘asıl ben senin kim olduğunu nerden bileceğim’ deyince durdu. Bu insanlar kötü bişey yapacak olsa onları götüren kişi ben olacağım. Benim helikopterin kapımdan içeri girdiği an Huber’in de kapısından girmiş olacak. Bu kaygılarımı anlatmaya çalıştım. Sonra daire başkanından teyit gelince uçuşa başladık. Ancak helikopterden şube müdürü Mehmet Tok’u gördüm. Bana eliyle işaret yaparak ‘uçuşu kesin’ dedi. Özel harekatçılara da ‘Arıza var’ demişler. Tok’un odasına gidip ‘Noldu, neden uçuşu kestik’ dedim. O da ‘Ankara Gölbaşı’ndan Özel Harekat’ı vurmuşlar’ dedi. Sonra hepimiz şubede yemekhanenin altındaki sığınağa girdik. Geceyi orada geçirdik. Cumartesi akşama kadar sığınakta kaldık. Daha sonrada bizi gelip gözaltına aldılar” dedi.
‘DARBECİLER BİZİ ASAR’
Şube Müdürü ve Daire Başkanı’nın talimatıyla uçuş yapmadıklarını belirten Küçüka, iddianamede kendisine atfedilen, “Bunları götürürsek darbeciler bizi asar” ifadesini de kabul etmediğini belirtti. Şube müdürünün sorumluluğu atmak için kendileri hakkında tutanak tuttuğunu ve savcılığa tanık olarak ifade verdiğini belirten Küçüka, örgüt üyesi olduğu ve telefonunda Bylock programı bulunduğu iddiasını kabul etmediğini ifade etti.