Bu fotoğrafı tüm Türkiye gördü, Diyarbakır Başsavcısı göremedi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, geçen yıl Mart ayında Diyarbakır’ın Sur ilçesinde asker ve polis gözetiminde tahliye edilen sivilleri çıplak soyarak fotoğraflarını sosyal medyada paylaşıp teşhir eden kamu görevlileri hakkında İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nin yaptığı suç duyurusu için takipsizlik kararı verdi. İHD, sosyal medyada paylaşılan, yazılı ve görsel basında yer alan görüntüleri çeken kamu görevlileri hakkında 9 Mart 2016 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu.
İHD suç duyurusunda, yasaklı alandan tahliye edilen sivilleri sokak ortasında çıplak soyarak aramaya tabi tutan ve fotoğraflarını çekerek sosyal medya aracılığıyla paylaşan kamu görevlilerinin, “insanlık dışı ve aşağılayıcı muamelede” bulunduklarını belirtmişti. Bu uygulamayı yapan kamu görevlileri hakkında “işkence ve kötü muamele” suçunu işlediğini belirten İHD, tahliye edilen sivillerinin fotoğraflarını paylaşan sosyal medya hesapları ve bu fotoğraflarla ile ilgili yazılı ve görsel basında yer alan haberleri suç duyurusu dilekçesine delil olarak ekledi.
RED GEREKÇESİ
Suç duyurusunu işleme koyan Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu, kamu görevlileri hakkında “görevi kötüye kullanma” suçundan soruşturma açtı. Soruşturma kapsamında, sivillerin tahliye edilmesinden sorumlu ve görevli Diyarbakır Valiliği, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ile Sur’da çatışmalarla ilgili soruşturma yürüten savcılıktan bilgi almaya gerek görmeyen savcı, İHD’nin suç duyurusuna eklediği deliller üzerinden soruşturmayı tamamlayarak takipsizlik kararı verdi. Savcılığın takipsizlik kararının gerekçesi ise şöyle: “Müştekinin iddialarının soyut ve genel olduğu, mağdurların ve faillerinin isimlerinin, açık kimlik ve adres bilgilerinin belirtilmediği ayrıca iddia edilen görüntülerin teşhir edildiği yazılı ve görsel yayınların ve sosyal paylaşım sitelerinin de belirtmediği, iddiaların ciddi bulgu ve belgelere dayanmadığı anlaşıldığından, açık kimlik ve adres bilgileri belirtilmeyen ve güvenlik görevlisi olduğu iddia edilen şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına.”
İHD Diyarbakır Şubesi, savcılığın olayla ilgili verdiği takipsizlik kararının kaldırılması için Diyarbakır Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne itirazda bulunacak.
NE OLMUŞTU?
Sur’da tahliye sonrasında, 7 erkeğin çıplak soyularak duvar dibinde sıralanmış halde çekilen fotoğrafları “JİTEM” adlı Twitter hesabından paylaşılmıştı. Sosyal medyada yayılan, yazılı ve görsel basında haberleştirilerek ülke gündemine oturan bu uygulamaya ve fotoğraflara kamuoyunun yoğun tepki göstermesi üzerine Diyarbakır Valiliği, açıklama yapmak zorunda kalmıştı. Valilik, sivillerinin çıplak şekilde soyulmasının “tedbir amaçlı” olduğunu ve bu uygulamanın “bütün dünyada aynı şekilde” yapıldığını savunmuş, bu fotoğrafları çeken ve paylaşanlar hakkında bir komisyon oluşturularak soruşturma başlatıldığını duyurmuştu.
Tahliye edilen sivillerinin çoğu gözaltına alınarak tutuklanmıştı. Siviller tahliye sırasında asker ve polislerin “kötü muamele ve işkencesi”ne maruz kaldığını belirtmişti.
Bu fotoğrafı tüm Türkiye gördü, Diyarbakır Başsavcısı göremedi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, geçen yıl Mart ayında Diyarbakır’ın Sur ilçesinde asker ve polis gözetiminde tahliye edilen sivilleri çıplak soyarak fotoğraflarını sosyal medyada paylaşıp teşhir eden kamu görevlileri hakkında İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nin yaptığı suç duyurusu için takipsizlik kararı verdi. İHD, sosyal medyada paylaşılan, yazılı ve görsel basında yer alan görüntüleri çeken kamu görevlileri hakkında 9 Mart 2016 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu.
İHD suç duyurusunda, yasaklı alandan tahliye edilen sivilleri sokak ortasında çıplak soyarak aramaya tabi tutan ve fotoğraflarını çekerek sosyal medya aracılığıyla paylaşan kamu görevlilerinin, “insanlık dışı ve aşağılayıcı muamelede” bulunduklarını belirtmişti. Bu uygulamayı yapan kamu görevlileri hakkında “işkence ve kötü muamele” suçunu işlediğini belirten İHD, tahliye edilen sivillerinin fotoğraflarını paylaşan sosyal medya hesapları ve bu fotoğraflarla ile ilgili yazılı ve görsel basında yer alan haberleri suç duyurusu dilekçesine delil olarak ekledi.
RED GEREKÇESİ
Suç duyurusunu işleme koyan Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu, kamu görevlileri hakkında “görevi kötüye kullanma” suçundan soruşturma açtı. Soruşturma kapsamında, sivillerin tahliye edilmesinden sorumlu ve görevli Diyarbakır Valiliği, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ile Sur’da çatışmalarla ilgili soruşturma yürüten savcılıktan bilgi almaya gerek görmeyen savcı, İHD’nin suç duyurusuna eklediği deliller üzerinden soruşturmayı tamamlayarak takipsizlik kararı verdi. Savcılığın takipsizlik kararının gerekçesi ise şöyle: “Müştekinin iddialarının soyut ve genel olduğu, mağdurların ve faillerinin isimlerinin, açık kimlik ve adres bilgilerinin belirtilmediği ayrıca iddia edilen görüntülerin teşhir edildiği yazılı ve görsel yayınların ve sosyal paylaşım sitelerinin de belirtmediği, iddiaların ciddi bulgu ve belgelere dayanmadığı anlaşıldığından, açık kimlik ve adres bilgileri belirtilmeyen ve güvenlik görevlisi olduğu iddia edilen şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına.”
İHD Diyarbakır Şubesi, savcılığın olayla ilgili verdiği takipsizlik kararının kaldırılması için Diyarbakır Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne itirazda bulunacak.
NE OLMUŞTU?
Sur’da tahliye sonrasında, 7 erkeğin çıplak soyularak duvar dibinde sıralanmış halde çekilen fotoğrafları “JİTEM” adlı Twitter hesabından paylaşılmıştı. Sosyal medyada yayılan, yazılı ve görsel basında haberleştirilerek ülke gündemine oturan bu uygulamaya ve fotoğraflara kamuoyunun yoğun tepki göstermesi üzerine Diyarbakır Valiliği, açıklama yapmak zorunda kalmıştı. Valilik, sivillerinin çıplak şekilde soyulmasının “tedbir amaçlı” olduğunu ve bu uygulamanın “bütün dünyada aynı şekilde” yapıldığını savunmuş, bu fotoğrafları çeken ve paylaşanlar hakkında bir komisyon oluşturularak soruşturma başlatıldığını duyurmuştu.
Tahliye edilen sivillerinin çoğu gözaltına alınarak tutuklanmıştı. Siviller tahliye sırasında asker ve polislerin “kötü muamele ve işkencesi”ne maruz kaldığını belirtmişti.