Can Ataklı: Emniyet’teki yeni düzenlemede Mehmet Ağar’dan yardım alınıyor, Soylu, önünde ceket ilikliyor. Ağar emniyetten atılan polislerin listelerini inceliyor.
Ataklı’nın yazısından bazı bölümler şöyle:
“İlk anlarda bazı MHP’li polislerle CHP’li kadrolara can simidi gibi sarıldılar ama bu da yetmedi.
Ankara’da kulağı delik kaynaklarımdan aldığım bazı bilgilere göre son çare olarak İçişleri eski Bakanı, ünlü polis müdürü Mehmet Ağar’dan “aman” dilenmiş. Ağar sık sık İçişleri Bakanlığı’na gidiyormuş. İçişleri Bakanı olan Süleyman Soylu Ağar karşısında ceketi ilikli, sürekli “efendim”le başlayan cümleler kurarak saygıda kusur etmiyormuş. Ağar emniyetten atılan polislerin listelerini inceliyor “Şu iyi adamdır, bu mecburen cemaatçi gibi görünüyordu” gibi gerekçelerle bazılarının göreve çağrılmasını istiyormuş.
Görevden ayrılan, emekli edilen bazı polis müdürlerinin de isimlerini Soylu’ya veren Ağar “Bunları geri çağırın, etkili yerlere tekrar koyun, geç kalırsanız ipin ucunu da kaçırırsınız” diyerek uyarıyormuş. Ankara’daki kaynaklarım “Artık İçişleri Bakanlığı Ağar’a emanet” diyorlar.
MEHMET AĞAR KİMDİR?
Susurluk skandalı, 3 Kasım 1996’da saat 19.25 sularında Balıkesir-Bursa karayolunda Susurluk ilçesi Çatalceviz mevkiinde meydana gelen trafik kazasıyla patlak verdi. Devlet-polis-mafya ilişkileri bu kazayla gün yüzüne çıktı.
Susurluk Olayıyla ilgili olarak MİT’e Susurluk Raporu hazırlatıldı ve bu rapor gazetelere yansıtıldı. Bu raporda yanlış ve alakasız konular sıralanmış ve kamuoyu tarafından Susurluk Olayının kapatılması için yazıldığı günün gazetelerinde konuşulmuştu. Raporda “Aynı yıl kurulan 54. Hükümet (Refah Partisi – DYP Koalisyonu) bünyesinde ise İçişleri Bakanlığı görevinde bulunmuş olup, 8 Kasım 1996 tarihinde görevinden istifa etmiştir.” denerek Mehmet Ağar İçişleri Bakanı olarak gösterilmiştir.
Kazanın ardından kamuoyu, “devlet, siyaset, mafya” üçgeninde yasa dışı ilişkilerin ortaya çıkartılmasını talep etti. “Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık” ismi verilen sivil toplum eylemleriyle ve medyanın desteği ile üstü örtülen ilişkilerin ve faaliyetlerin açıklanmasını talep etti. Ancak olay tam olarak aydınlatılmadığı gibi, dönemin karanlık isimleri AKP ile tekrar sahneye çıktı.