28 Şubat mağdurları düzenlediği basın toplantısıyla o dönem yaşanan baskıyla bugün yaşanan baskıyı karşılaştırdı.
Toplantıya katılan İlahiyatçı-Yazar İhsan Eliaçık; 28 Şubat, 12 Eylül ve bugün arasında kıyaslama yaparak, “Bugünün zulmü diğerlerini geçti” dedi.
14 İMZACI ORTAK METİN HAZIRLADI
Evrensel’in habeine göre, ortak metni, metnin imzacılarından KHK ile ihraç edilen Doktor Ömer Faruk Gergerlioğlu okudu. Demokrasinin büyük yara aldığını, bağımsız yargı, bağımsız medya gibi kurumların artık yok denecek kadar az olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Gergerlioğlu şöyle konuştu:
“Biz bunları 28 Şubat’ta da yaşadık. Onlarca gözaltıyı, tutuklamaları, baskıları hep birlikte yaşadık. Özellikle mütedeyyin kesimler, bu zulmün odağındaydı. 28 Şubat, demokrasiye vurulan bir darbeydi. Dindar başbakanın ordu tarafından el çektirilmesi, bu ülke tarihinin alışkın olduğu bir uygulamaydı. Bu süreç, oldukça fazla mağdur kesimin oluşmasına neden oldu. Bu mağduriyetler uzun süre devam etti.”
BUGÜN DE YAŞANIYOR
Baskı ve tehdidin en açık yaşandığı 28 Şubat günlerini hatırlatan baskı ortamının bugün de yaşandığını ifade eden Gergerlioğlu, “Günümüzde bir başka baskı dönemini yaşıyoruz. Medya bütünüyle susturuldu. Yargı bütünüyle yok edildi. On binlerce insan işinden atıldı. Yüzlerce gazeteci, aydın, yazar hapse atıldı” dedi.
‘KADERİMİZİ TEK KİŞİ TAYİN EDECEK’
Referandum sürecine değinen Gergerlioğlu, “Gücü ele geçirenin sözünün geçtiği, borusunun öttüğü bir anlayış yasalaştırılıyor. Kurumsallaştırılıyor. Bütün bir ülkenin geleceğini, yaşam tarzımızı, özgürlüğümüzün sınırlarını, kaderimizi, özellikle de çocuklarımızın kaderini tayin hakkı tek bir kişiye veriliyor. O kişinin kim olduğu önemli değil. Önemli olan kaderimizin, özgürce yaşamamızın, yaşam tarzımızın bir kişinin iki dudağı arasında olmasıdır” diye konuştu.
28 ŞUBAT, 12 EYLÜL VE BUGÜN
İlahiyatçı-Yazar İhsan Eliaçık da yaptığı konuşmada canlı tanıklıklar aktararak 28 Şubat ve bugünü kıyasladı. 28 Şubat’ta 30 mahkemede yargılandığını söyleyen Eliaçık, “2 kez cezaevinde yattım. 2 defa gece yarısı evim basıldı. Yazı yazdığım gazeteye binlerce lira ceza geldi. Radyoya ceza geldi. Gece yarısı operasyonuyla herkesi evinden topladıklar. Emniyete götürdüler silahlı örgüt diye adımızı çıkardılar. Sorgusuz sualsiz cezaevine götürdüler. Yazdığım her yazı mahkemelik oluyordu. 2 yıl haftada 2-3 gün adliyede geçiyordu. Etrafımızdaki insanlar bizden korkar oldu, tecrit olduk. 30 davanın her biri komedi, trajedi ve dram” diye konuştu.
‘ZULÜM 12 EYLÜL’Ü GEÇTİ’
Eliaçık bugünü ise şöyle anlattı:
“Bugün ne kadar adliye varsa dolaşıyorum. Cumhurbaşkanına hakaretten 2 bin liralık ceza verdiler. Son zamanlarda terörle bağlantılı diyerek dava açmaya başladılar. Sonuç olarak 20 yıldır biz sokaktayız, iktidara muhalifiz. Her iki dönemin de zulmune uğramış oluyoruz. Bu dönem 28 Şubat’tan beterdir. O dönemde hiç olmazsa hakim savcı vardı. Adam hukuki güven veriyordu. Şu anda iddianame hazırlamayı bilmeyen savcılar var. Yakayı kaptırırsan 6 ay dışarı çıkamıyorsun. Saçma sapan iddialarla içeride tutuyorlar. Bugün 40 bin kişiyi içeri attılar, 28 Şubat’ta olmadı. 12 Eylül’de Mamak’ta 1 yıl yattım. Şu anki zulüm 12 Eylül’ü geçti. Bu kadar mağduriyet o dönemde olmadı. Şimdi ihbar üzerine insanlar sorgusuz sualsiz içeriye atılıyor, işsiz bırakılıyor. Kimse onlara hiç birşey sormuyor. Kin birikiyor, öfke birikiyor. Bunları dile getirdiginizde sen de mi F……’cüsün, diyor. Her kesimin mağdurları bir araya gelerek özlenen Türkiye’yi kurabilir.”
REFERANDUM FIRSATTIR
Referandum tartışmalarına da değinen Eliaçık, “Bir fırsattır. İktidarın iflas eden politikalarının hesabını küçücük de olsa sormak istiyorsanız, ‘Hayır’ dediğiniz taktirde ayar vermiş olacaksınız” diye konuştu.