”Türkiye yüzlerce askerini Abd ve Suriye Rejiminin yerine kurban etti”
Aşam Türkiye’nin, Suriye’ye Rusya ve Abd’nin izniyle girdiğini, ancak bu iki süpergücün de Kürtlerin müttefiği olması nedeniyle Türkiye’nin Kürtlere saldırmasına izin vermeyeceğini belirtmekte.
Nitekim, yazar, Fırat Kalkanı birliklerinin operasyonun ilk gününden itibaren Cerablus ve Menbiç bölgelerini ayıran ve Fırat nehrinin bir kolu olan Saçur nehrinin batısına geçmediğini, bu nedenle aslında operasyonun adının Fırat Kalkanı değil ‘Saçur’ kalkanı olması gerektiğini dile getirmekte.
Yazara göre Harekatın gerekçesi olarak sunulan Rojava bölgesini Afrin kantonuyla birleşmesini önlemek bahanesinin aslında Türkiye’nin Kürtlerle yüzleşmek konusundaki aczini göstermekte. Türkiye’nin Kürtlerin kontrolü altında olan bölgeyle 600km’lik geniş bir sınırı varken operasyonun Cerablus ve Azez arasındaki dar bir alandan, Türkiye’nin milli güvenliğine tehdit oluşturmayan İşid’e yapılması bunu ortaya koymakta.
TÜRKİYE SURİYE’Yİ ESAD’A TESLİM EDECEK
Aşam eninde sonunda Türkiye’nin eninde sonunda Suriye’den çıkmak zorunda kalacağını, böylece Abd ve Suriye Ordusu yerine İsid’le savaşarak, yüzlerce askerini kurban ederek bölgeyi sonunda Rejim’e teslim edeceğini iddia etmekte.
Yazısının sonunda Türkiye’nin ve İran’ın Suriye’ye yaptığı müdahaleleri karşılaştıran Vail Aşam, İran’ın Türkiye gibi büyük güçlerin iznini almakla uğraşmadığının, doğrudan Suriye’ye girerek müttefiklerine destek olduğunun altını çizmekte.
Kaynak: alquds.co.uk/?p=683021
”Türkiye yüzlerce askerini Abd ve Suriye Rejiminin yerine kurban etti”
Aşam Türkiye’nin, Suriye’ye Rusya ve Abd’nin izniyle girdiğini, ancak bu iki süpergücün de Kürtlerin müttefiği olması nedeniyle Türkiye’nin Kürtlere saldırmasına izin vermeyeceğini belirtmekte.
Nitekim, yazar, Fırat Kalkanı birliklerinin operasyonun ilk gününden itibaren Cerablus ve Menbiç bölgelerini ayıran ve Fırat nehrinin bir kolu olan Saçur nehrinin batısına geçmediğini, bu nedenle aslında operasyonun adının Fırat Kalkanı değil ‘Saçur’ kalkanı olması gerektiğini dile getirmekte.
Yazara göre Harekatın gerekçesi olarak sunulan Rojava bölgesini Afrin kantonuyla birleşmesini önlemek bahanesinin aslında Türkiye’nin Kürtlerle yüzleşmek konusundaki aczini göstermekte. Türkiye’nin Kürtlerin kontrolü altında olan bölgeyle 600km’lik geniş bir sınırı varken operasyonun Cerablus ve Azez arasındaki dar bir alandan, Türkiye’nin milli güvenliğine tehdit oluşturmayan İşid’e yapılması bunu ortaya koymakta.
TÜRKİYE SURİYE’Yİ ESAD’A TESLİM EDECEK
Aşam eninde sonunda Türkiye’nin eninde sonunda Suriye’den çıkmak zorunda kalacağını, böylece Abd ve Suriye Ordusu yerine İsid’le savaşarak, yüzlerce askerini kurban ederek bölgeyi sonunda Rejim’e teslim edeceğini iddia etmekte.
Yazısının sonunda Türkiye’nin ve İran’ın Suriye’ye yaptığı müdahaleleri karşılaştıran Vail Aşam, İran’ın Türkiye gibi büyük güçlerin iznini almakla uğraşmadığının, doğrudan Suriye’ye girerek müttefiklerine destek olduğunun altını çizmekte.
Kaynak: alquds.co.uk/?p=683021