Evlerinden silah ve mühimmat çıktı. IŞİD’çi olduklarını kabul ettiler ve serbest bırakıldılar.
DAİŞ’in Türkiye’de 20 Mart 2014’te Niğde’de başlayan, Diyarbakır, Suruç, Ankara ve en son yılbaşı gecesi İstanbul Ortaköy’de gerçekleşen Reina katliamına kadar devam eden saldırılarında 312 kişi yaşamını yitirdi. Bu süre içerisinde çeşitli illerde DAİŞ’e karşı yürütülen operasyonlar kapsamında Manisa’da da 3 ayrı operasyon yürütüldü.
SİLAH DAHİL HERŞEY BULUNDU
İlk operasyon, 33 gencin hayatını kaybettiği 15 Temmuz 2015 Suruç Katliamı ile bağlantılı 20 kişi tutuklandı. Tutuklanan kişilerin evinde yapılan aramalarda, uzun namlulu silah, örgütsel döküm ve Suriye’deki yöneticileriyle irtibatları kesinleşmesine rağmen geçen yıl Mart ayında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
DAİŞ’e karşı ikinci operasyon ise, 29 Ekim 2016 tarihinde ve daha önce serbest bırakılan zanlılarında aralarında olduğu E.E, H.T.A, S.T, H.U. ile İ.O. gözaltına alınıp serbest bırakıldı.
‘İKİ MAHALLEDE İHBAR YAĞIYOR’
Gözaltı ve tutuklamaların ardından serbest bırakılan DAİŞ üyelerinin faaliyetleri ise kaldığı yerden devam ediyor. İlk operasyonda tutuklanıp bırakılan 20 kişinin yargılandığı dava dosyasında, örgütün çalışma biçimi, örgüt hiyerarşisi, örgütün yöneticileri ve temsilcileri, örgüte eleman kazandırma ve daha birçok ayrıntı yansıdı. Örgütün özelikle Horozköy ve Emlakdere mahallelerinde yoğunlaşan faaliyetleri emniyete gelen ihbar telefonlarına da yansıdığı ortaya çıktı.
Örgütün kentteki örgütlenmenin başında “Şenol Hoca” adıyla bilinen Abdülkuddus Ulusal ile Erhan Efe isimli kişiler olduğu mahkeme tutanaklarına yansıdı. Söz konusu kişiler ve örgüt üyelerinin İzmir, Konya ve Suriye’de örgüt üyeleri ile bağlantıda oldukları sabit kanıtlarla yer aldı.
MANİSA KIRSALINDA SİLAHLI EĞİTİM ALDILAR
Adı geçen kişilere bağlı örgüt üyelerinin Manisa kırsalında silahlı eğitim yaptığına dair fotoğraflar da dava dosyasına girdi. Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 07 Ocak 2016 tarihinde hazırlanan iddianamede, ağır suçlama ve somut kanıtlara rağmen, sanıklar ilk duruşmada tahliye edildi. Tahliye olan “örgüt üyeleri”nin bir kısmı kentte faaliyetlerini bıraktıkları yerden devam ederken, bir kısmı ise ortadan kayboldu.
‘ŞENOL HOCA’ VE ‘EMLAKDERE GRUBU’ OLARAK ÖRGÜTLENİYOR
İddianameye göre, kentte birbiriyle irtibatlı olarak iki ayrı şekilde örgütlenen ve liderliğini Erhan Efe’nin yaptığı “Emlakdere Grubu”na bağlı olarak Cevdet Efe, Selahattin Utku Özdiken, Saddam Çelik, Mehmet Şakir Açar, Abdullah Efe, Burhan Efe, Faruk Efe, Mehmet Efe, Yunus Efe ve İbrahim Coşkun isimli şahıslar faaliyet gösteriyor. “Şenol Hoca” Kod adıyla tanınan Abdulkuddus Ulusal’ın liderliğini yaptığı grupta ise, Halil Talha Arlı, Ercan Özdemir, Mehmet Biral, Şahin Yeşilyurt, Mehmet Alper Dalgıç, Nazmi Mersinli, Hasan Kaymaz ve Ahmet Açıkgöz yer alıyor.
‘EBU HANZALA’ KOD ADLI HALİS BAYANCUK
İddianamede, emniyete yapılan bazı ihbarlarda daha önce DAİŞ’ten gözaltına alınıp bırakılan “Ebu Hanzala” kod adılı Halis Bayancuk’ın ismi sık sık göze çarpıyor. Emlakdere köyünde oturduğu iddia edilen bir şahsın yaptığı ihbarda, köye 8-10 yıl önce yerleşen Abdullah Efe, Erhan Efe ve Faruk Efe’nin örgüt adına faaliyet yürüttüğü ve söz konusu kişilerin Halis Bayancuk’u rehber edindikleri kaydedildi. Aynı kişi, yabancı uyrukluların da aralarında bulunduğu örgüt üyelerinin köy kırsalında hafta sonları silah atış eğitimi yatığına dikkat çekti.
SULTAN CAMİİ ÖRGÜT MERKEZİ
Abdulkuddus Ulusal’ın yapılanmasına yer alan bir kişinin yaptığı ihbarda, örgütün Sultan Camiinin alt sokağında bir dükkanı mescit haline getirildiği ve belli günlerinde toplanıldığı belirtildi. “Ulusal” denilen şahsın eşkalinin verildiği ihbarda, “hoca”nın DAİŞ’i övücü konuşmalar yaptığı vurgulandı. Aynı kişi, Şehzadeler ilçesi Mimarsinan Mahallesi 2505 Sokak 11/A numaralı dükkanda örgütsel toplantıların yapıldığını belirtti.
KIRSALDA SİLAHLI FOTOĞRAFLARI DA BULUNDU
Emlakdere grubunun da İzmir’de faaliyet gösteren “Tombul Kardeşler” ile bağlantı içerisinde olduğu ve bunların Suriye’ye eleman temin edip, gönderdiği tespit edildi. Kanıtlar arasında Halis Bayuncuk’un, Zaza (K) Mustafa Yağbasan isimli şüpheli ile irtibatları da aşikar olduğu ifade edildi. Dosyada, şüphelilerin kırsal bir alanda çekilmiş çok sayıda silahlı fotoğraflarına da yer verildi.
EVLERDE SİLAH VE EĞİTİM AMAÇLI DOKÜMAN ÇIKTI
Söz konusu kişilerin evlerine yapılan aramalarda, çok sayıda doküman ve uzun namlulu silah ele geçirildiği yazılı. Emlakdere Grubu’nundan Cevdet Efe’nin evinde, Hunter marka 27065 seri numaralı 9’lu otomatik tüfek ve bu tüfeğe ait 72 adet fişek bulunduğu, yine DAİŞ’i simgeleyen çıkartmaların da ele geçirildiği kaydedildi. “Şenol Hoca” grubunun lideri Ulusal’ın evinde ise eğitim dokümanları iddianameye konuldu.
“Sohbetlerde” kullanıldığı belirtilen “Neden Irak-Şam İslam Devleti” üst başlıklı önlü arkalı 14 sayfadan ibaret olan yazının içeriğinde DAİŞ’ten övgüyle söz ediliyor. Yazıda, ağırlıklı olarak DAİŞ lideri Bağdadi’nin fikirlerine yer veriliyor.
‘DENİZ BAYKAL’IN CENAZESİ KILINMAZ’
“Emir-ül Mü’minin ve Hilafet-ül Müslimin Muhammed Metin Müftüoğlu (Kaplan) Şirk Fetvasını Kabul Etmeyenler” başlıklı yazıda ise, “Laik sistem (dini devletten ayırma) bir puttur, Selanikli Kemal bir puttur (…) Tüm parti liderleri ve bu arada Ecevit, İnönü, Deniz BAYKAL, Mesut, Demirel, Erbakan ve benzerleri birer müşriktir, cenazeleri kılınmaz” ifadelerine yer verildi.
‘TÜRKİYE DEVLETİ TAĞUTTUR’
Örgüt lideri Ulusal, TEM Şube’de ve sorgu hakimliğinde verdiği ifadede de DAİŞ’i övücü söylemler kullanarak, “Benim inancıma göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti Tağut (Kâfir) devlettir” diye belirtti. Ulusal, ayrıca İzmir grubu sorumluları olan Cuma Tombul, Zülfikar Tombul ve Ebu Hanzala kod adlı Halis Bayancuk’un ile İzmir’de bir toplantıda tanıştıklarını kaydetti.
DAİŞ’E KATILAN ULUSAL’IN ELEMANI
Daha önce DAİŞ’e katılan Kenan Aksu adlı kişinin kendi grubuna mensup olduğunu kaydeden Ulusal, “Benim gurubumda olan bir arkadaşımızdı. Ramazan ayının son 10 gününde bizim mescitte birlikte itikafa girdik. Ramazan Bayramından sonra bir yere gideceğini söyledi, hatırladığımı kadarıyla İstanbul olabilir. Bir daha kendisini görmedim, nereye gittiğini de bilmiyorum” dedi.
Evinde DAİŞ’e ait 28 adet “Tevhid Dergisi” ele geçirilen Halil Talha Arlı da, ifadesinde dini inancından kaynaklı yargılamayı reddetti.
‘DAİŞ’İ TAKİP EDİYOR VE ONAYLIYORUM’
Mehmet Biral, “Şenol Hoca”nın grubuna dahil olduğunu ve DAİŞ için “Bu örgütün eylem ve faaliyetlerini basın ve medya grubundan takip etmekteyiz, zaten takip ettiğimiz şeyleri herkes bilmektedir. Yapmış oldukları eylem ve faaliyetlerinin bir kısmını destekliyoruz” ifadelerini kullandı. Biral, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’ni “Kafir” olarak tanımladı.
Şahin Yeşilyurt ise ifadesinde, “Ben IŞİD’i Müslüman olarak görüyorum” dedi.
İbrahim Coşkun da, DAİŞ’i desteklediğini açıkça beyan ederek, şunları söyledi: “Kendi İslami görüşüme göre, DEAŞ Allah’ın şeriatıyla hükmettiği ve Allah yolunda cihad ettiği için yapmış oldukları eylem ve faaliyetlerini tasvip ediyorum ve destekliyorum. Cuma Tonbul, Zülfikar Tonbul isimli şahısları Emlakdere grubu içerisindeki şahıslar ile birlikte tam olarak hatırlayamadığım bir bayram öncesi İzmir ilinde bulunan bir mescidin bayram namazı kılmak amacıyla gittiğimiz esnada gördüm ve tanıdım. Ayrıca bu şahısları, Yoğurtçu Kalesi mevkiinde düzenlenen piknik ve atış eğitimi için geldiklerinde de gördüm.”
DEVLETİN MAAŞLI İMAMI: OY KULLANMAK ŞİRK KOŞMAKTIR
Gölmarmara Müftülüğü’ne bağlı Taşkuyucak Mahallesi Camiinde İmam olarak görev yapan sanık Ahmet Açıkgöz de, “Ben Türkiye Cumhuriyeti Devletinde oy kullanmıyorum çünkü oy kullanmayı Allah’a şirk koşmak olarak görüyorum” dedi.
CEZA İSTENDİ İLK DURUŞMADA TAHLİYE VERİLDİ
İddianamenin, “Hukuki Değerlendirme” bölümünde şüphelilerin DAİŞ örgütünün eylem ve faaliyetlerini övücü ve destekleyici söylemleri ile çatışma bölgeleri ile irtibatlı olarak faaliyet yürüten Halis Bayuncuk’un görüşleri doğrultusunda faaliyet gösterdikleri ve aralarındaki hiyerarşik bağın tereddütsüz şekilde ortada olduğu belirtildi.
Emlakdere grubu içerisinde yer alan şüphelilerin Cuma Tombul, Zülfikar Tombul isimli ile İzmir’de faaliyet gösteren ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca haklarında soruşturma yürütülen kişilerin de katılımıyla piknik düzenledikleri ve düzenlenen piknikte silah talim yaptıklarının da altı çizildi.
AKP ÜYESİ VE ÖRGÜTE ELEMAN KAZANDIRDI!
DAİŞ’in Kobane’ye yönelik saldırılarının arttığı 2014 ve 2015 yılları arasında Manisa’da, söz konusu yapılarla bağlantısı olan onlarca kişi emniyet kayıtlarına “kayıp” olarak geçti. Kayıp olarak kayıtlara geçen 2 kişiden Kenan Aksu ve E.D.’nin DAİŞ’e katıldığı da iddianamede yer aldı.
2 çocuk babası 26 yaşındaki Aksu, Manisa’nın Horozköy ilçesinde nalbur dükkanı işletirken, ortadan kayboldu. Uzun süre Aksu’dan haber alamayan aile, çocuklarının isimlerine Manisa DAİŞ dosyasında rastladı.
Şenol Hoca kod adlı Ulusal’ın grubu içerisinde yer alan ve Sultan Cami’de yapılan toplantılara katıldığı ortaya çıkan Aksu’nun, iddianamede “Tüpçü Ercan” olarak geçen Ercan Özdemir’in tüpçü dükkanına gelip gittiği tespit edildi.
Kayıtların ön incelemesinde DAİŞ’e katılmak üzere çatışma bölgelerine gönderildiği değerlendirilen Kenan Aksu’nun tutuklu şüphelilerden Ercan Özdemir ve Şahin Yeşilyurt ile 5 ve 6 Ağustos 2014 tarihlerinde görüşmesi saptandı. Görüşme kayıtlarında, çatışma bölgelerine eleman aktarımında geçiş güzergahı olarak kullanılan “Kilis ili Elbeyli mevkiinde görüşme ve irtibat kurduğunun” tespit edildiği ve bu durumun tutanak altına alındığı belirtildi.
Aksu’nun yanına gelip gittiğini ve bir süre kendisinde kaldığını kabul eden Özdemir, Aksu’nun “Gölmarmara imamlık yapan sanık Ahmet Açıkgöz’ün evinde bir ay kaldığını, oradan da Kocaeli’ye gittiğini” vurguladı. DAİŞ’e eleman kazandırmakla tutuklu Özdemir’in “Kobane protestoları” sırasında “dükkanı tahrip edilmiş” diye mağdur sıfatıyla iade verdiği ve aynı zamanda sorgusunda AK Parti üyesi olduğunu da beyan etti.
E.D.’DE ÖZDEMİR’İN DÜKKANINA GDİYORDU
Yine 17 yaşında E.D.’nin 11 Nisan 2015 tarihinde çalıştığı işyerinden haftalık aldıktan sonra ortadan kaybolduğu ve 12 Nisan tarihinde ailesini arayarak, “Anne ben sınırı geçtim, beni bir daha aramayın” dediği ifade edildi. E.D.’nin yaşayıp yaşamadığı bilinmezken, DAİŞ’e katılmadan bir süre önce “Şenol Hoca” grubunda sohbetlere katıldığı biliniyordu. Yine E.D. daha önce de ortadan kaybolmuş ve ailesinin ihbarı sonucu yakalandığı da belirtildi.
İddianamede, E.D.’nin de Ercan Özdemir’in tüpçü dükkanına gidip geldiğine vurgu yapıldı.
Dosyalarda, Yunusemre ilçesi Cumhuriyet Mahallesinde ortadan kaybolan Ş.Y. adlı kişinin de “Lokman” kod adıyla DAİŞ’e katıldığı ve bu kişinin Rus uçağının düşürüldüğü dönemde YPG ile yaşanan bir çatışmada öldürüldüğü vurgulandı.
DAİŞ’E ELEMAN GÖNDERİLMEYE DEVAM EDİLİYOR
DAİŞ’in kentteki faaliyetleri, söz konusu sanıklar serbest bırakıldıktan sonra kaldığı yerden devam etti. Onlarca kişinin DAİŞ’e katıldığı iddia edilen kentte, son olarak 9 Aralık’ta akşam saatlerinde Y.D., A.O. ve M.K. isimli 3 çocuk ortadan kayboldu. Aileleri tarafından DAİŞ’e katılacakları yönünde polise ihbar edilen üç çocuk, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve Çocuk Şube ekiplerince Konya’ya gitmek üzere bindikleri Mavi trende yakalandılar. Gözaltına alınan çocuklar, sağlık kontrolünün ardından ailelerine teslim edildi.
Kaynak: DİHA
Evlerinden silah ve mühimmat çıktı. IŞİD’çi olduklarını kabul ettiler ve serbest bırakıldılar.
DAİŞ’in Türkiye’de 20 Mart 2014’te Niğde’de başlayan, Diyarbakır, Suruç, Ankara ve en son yılbaşı gecesi İstanbul Ortaköy’de gerçekleşen Reina katliamına kadar devam eden saldırılarında 312 kişi yaşamını yitirdi. Bu süre içerisinde çeşitli illerde DAİŞ’e karşı yürütülen operasyonlar kapsamında Manisa’da da 3 ayrı operasyon yürütüldü.
SİLAH DAHİL HERŞEY BULUNDU
İlk operasyon, 33 gencin hayatını kaybettiği 15 Temmuz 2015 Suruç Katliamı ile bağlantılı 20 kişi tutuklandı. Tutuklanan kişilerin evinde yapılan aramalarda, uzun namlulu silah, örgütsel döküm ve Suriye’deki yöneticileriyle irtibatları kesinleşmesine rağmen geçen yıl Mart ayında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
DAİŞ’e karşı ikinci operasyon ise, 29 Ekim 2016 tarihinde ve daha önce serbest bırakılan zanlılarında aralarında olduğu E.E, H.T.A, S.T, H.U. ile İ.O. gözaltına alınıp serbest bırakıldı.
‘İKİ MAHALLEDE İHBAR YAĞIYOR’
Gözaltı ve tutuklamaların ardından serbest bırakılan DAİŞ üyelerinin faaliyetleri ise kaldığı yerden devam ediyor. İlk operasyonda tutuklanıp bırakılan 20 kişinin yargılandığı dava dosyasında, örgütün çalışma biçimi, örgüt hiyerarşisi, örgütün yöneticileri ve temsilcileri, örgüte eleman kazandırma ve daha birçok ayrıntı yansıdı. Örgütün özelikle Horozköy ve Emlakdere mahallelerinde yoğunlaşan faaliyetleri emniyete gelen ihbar telefonlarına da yansıdığı ortaya çıktı.
Örgütün kentteki örgütlenmenin başında “Şenol Hoca” adıyla bilinen Abdülkuddus Ulusal ile Erhan Efe isimli kişiler olduğu mahkeme tutanaklarına yansıdı. Söz konusu kişiler ve örgüt üyelerinin İzmir, Konya ve Suriye’de örgüt üyeleri ile bağlantıda oldukları sabit kanıtlarla yer aldı.
MANİSA KIRSALINDA SİLAHLI EĞİTİM ALDILAR
Adı geçen kişilere bağlı örgüt üyelerinin Manisa kırsalında silahlı eğitim yaptığına dair fotoğraflar da dava dosyasına girdi. Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 07 Ocak 2016 tarihinde hazırlanan iddianamede, ağır suçlama ve somut kanıtlara rağmen, sanıklar ilk duruşmada tahliye edildi. Tahliye olan “örgüt üyeleri”nin bir kısmı kentte faaliyetlerini bıraktıkları yerden devam ederken, bir kısmı ise ortadan kayboldu.
‘ŞENOL HOCA’ VE ‘EMLAKDERE GRUBU’ OLARAK ÖRGÜTLENİYOR
İddianameye göre, kentte birbiriyle irtibatlı olarak iki ayrı şekilde örgütlenen ve liderliğini Erhan Efe’nin yaptığı “Emlakdere Grubu”na bağlı olarak Cevdet Efe, Selahattin Utku Özdiken, Saddam Çelik, Mehmet Şakir Açar, Abdullah Efe, Burhan Efe, Faruk Efe, Mehmet Efe, Yunus Efe ve İbrahim Coşkun isimli şahıslar faaliyet gösteriyor. “Şenol Hoca” Kod adıyla tanınan Abdulkuddus Ulusal’ın liderliğini yaptığı grupta ise, Halil Talha Arlı, Ercan Özdemir, Mehmet Biral, Şahin Yeşilyurt, Mehmet Alper Dalgıç, Nazmi Mersinli, Hasan Kaymaz ve Ahmet Açıkgöz yer alıyor.
‘EBU HANZALA’ KOD ADLI HALİS BAYANCUK
İddianamede, emniyete yapılan bazı ihbarlarda daha önce DAİŞ’ten gözaltına alınıp bırakılan “Ebu Hanzala” kod adılı Halis Bayancuk’ın ismi sık sık göze çarpıyor. Emlakdere köyünde oturduğu iddia edilen bir şahsın yaptığı ihbarda, köye 8-10 yıl önce yerleşen Abdullah Efe, Erhan Efe ve Faruk Efe’nin örgüt adına faaliyet yürüttüğü ve söz konusu kişilerin Halis Bayancuk’u rehber edindikleri kaydedildi. Aynı kişi, yabancı uyrukluların da aralarında bulunduğu örgüt üyelerinin köy kırsalında hafta sonları silah atış eğitimi yatığına dikkat çekti.
SULTAN CAMİİ ÖRGÜT MERKEZİ
Abdulkuddus Ulusal’ın yapılanmasına yer alan bir kişinin yaptığı ihbarda, örgütün Sultan Camiinin alt sokağında bir dükkanı mescit haline getirildiği ve belli günlerinde toplanıldığı belirtildi. “Ulusal” denilen şahsın eşkalinin verildiği ihbarda, “hoca”nın DAİŞ’i övücü konuşmalar yaptığı vurgulandı. Aynı kişi, Şehzadeler ilçesi Mimarsinan Mahallesi 2505 Sokak 11/A numaralı dükkanda örgütsel toplantıların yapıldığını belirtti.
KIRSALDA SİLAHLI FOTOĞRAFLARI DA BULUNDU
Emlakdere grubunun da İzmir’de faaliyet gösteren “Tombul Kardeşler” ile bağlantı içerisinde olduğu ve bunların Suriye’ye eleman temin edip, gönderdiği tespit edildi. Kanıtlar arasında Halis Bayuncuk’un, Zaza (K) Mustafa Yağbasan isimli şüpheli ile irtibatları da aşikar olduğu ifade edildi. Dosyada, şüphelilerin kırsal bir alanda çekilmiş çok sayıda silahlı fotoğraflarına da yer verildi.
EVLERDE SİLAH VE EĞİTİM AMAÇLI DOKÜMAN ÇIKTI
Söz konusu kişilerin evlerine yapılan aramalarda, çok sayıda doküman ve uzun namlulu silah ele geçirildiği yazılı. Emlakdere Grubu’nundan Cevdet Efe’nin evinde, Hunter marka 27065 seri numaralı 9’lu otomatik tüfek ve bu tüfeğe ait 72 adet fişek bulunduğu, yine DAİŞ’i simgeleyen çıkartmaların da ele geçirildiği kaydedildi. “Şenol Hoca” grubunun lideri Ulusal’ın evinde ise eğitim dokümanları iddianameye konuldu.
“Sohbetlerde” kullanıldığı belirtilen “Neden Irak-Şam İslam Devleti” üst başlıklı önlü arkalı 14 sayfadan ibaret olan yazının içeriğinde DAİŞ’ten övgüyle söz ediliyor. Yazıda, ağırlıklı olarak DAİŞ lideri Bağdadi’nin fikirlerine yer veriliyor.
‘DENİZ BAYKAL’IN CENAZESİ KILINMAZ’
“Emir-ül Mü’minin ve Hilafet-ül Müslimin Muhammed Metin Müftüoğlu (Kaplan) Şirk Fetvasını Kabul Etmeyenler” başlıklı yazıda ise, “Laik sistem (dini devletten ayırma) bir puttur, Selanikli Kemal bir puttur (…) Tüm parti liderleri ve bu arada Ecevit, İnönü, Deniz BAYKAL, Mesut, Demirel, Erbakan ve benzerleri birer müşriktir, cenazeleri kılınmaz” ifadelerine yer verildi.
‘TÜRKİYE DEVLETİ TAĞUTTUR’
Örgüt lideri Ulusal, TEM Şube’de ve sorgu hakimliğinde verdiği ifadede de DAİŞ’i övücü söylemler kullanarak, “Benim inancıma göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti Tağut (Kâfir) devlettir” diye belirtti. Ulusal, ayrıca İzmir grubu sorumluları olan Cuma Tombul, Zülfikar Tombul ve Ebu Hanzala kod adlı Halis Bayancuk’un ile İzmir’de bir toplantıda tanıştıklarını kaydetti.
DAİŞ’E KATILAN ULUSAL’IN ELEMANI
Daha önce DAİŞ’e katılan Kenan Aksu adlı kişinin kendi grubuna mensup olduğunu kaydeden Ulusal, “Benim gurubumda olan bir arkadaşımızdı. Ramazan ayının son 10 gününde bizim mescitte birlikte itikafa girdik. Ramazan Bayramından sonra bir yere gideceğini söyledi, hatırladığımı kadarıyla İstanbul olabilir. Bir daha kendisini görmedim, nereye gittiğini de bilmiyorum” dedi.
Evinde DAİŞ’e ait 28 adet “Tevhid Dergisi” ele geçirilen Halil Talha Arlı da, ifadesinde dini inancından kaynaklı yargılamayı reddetti.
‘DAİŞ’İ TAKİP EDİYOR VE ONAYLIYORUM’
Mehmet Biral, “Şenol Hoca”nın grubuna dahil olduğunu ve DAİŞ için “Bu örgütün eylem ve faaliyetlerini basın ve medya grubundan takip etmekteyiz, zaten takip ettiğimiz şeyleri herkes bilmektedir. Yapmış oldukları eylem ve faaliyetlerinin bir kısmını destekliyoruz” ifadelerini kullandı. Biral, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’ni “Kafir” olarak tanımladı.
Şahin Yeşilyurt ise ifadesinde, “Ben IŞİD’i Müslüman olarak görüyorum” dedi.
İbrahim Coşkun da, DAİŞ’i desteklediğini açıkça beyan ederek, şunları söyledi: “Kendi İslami görüşüme göre, DEAŞ Allah’ın şeriatıyla hükmettiği ve Allah yolunda cihad ettiği için yapmış oldukları eylem ve faaliyetlerini tasvip ediyorum ve destekliyorum. Cuma Tonbul, Zülfikar Tonbul isimli şahısları Emlakdere grubu içerisindeki şahıslar ile birlikte tam olarak hatırlayamadığım bir bayram öncesi İzmir ilinde bulunan bir mescidin bayram namazı kılmak amacıyla gittiğimiz esnada gördüm ve tanıdım. Ayrıca bu şahısları, Yoğurtçu Kalesi mevkiinde düzenlenen piknik ve atış eğitimi için geldiklerinde de gördüm.”
DEVLETİN MAAŞLI İMAMI: OY KULLANMAK ŞİRK KOŞMAKTIR
Gölmarmara Müftülüğü’ne bağlı Taşkuyucak Mahallesi Camiinde İmam olarak görev yapan sanık Ahmet Açıkgöz de, “Ben Türkiye Cumhuriyeti Devletinde oy kullanmıyorum çünkü oy kullanmayı Allah’a şirk koşmak olarak görüyorum” dedi.
CEZA İSTENDİ İLK DURUŞMADA TAHLİYE VERİLDİ
İddianamenin, “Hukuki Değerlendirme” bölümünde şüphelilerin DAİŞ örgütünün eylem ve faaliyetlerini övücü ve destekleyici söylemleri ile çatışma bölgeleri ile irtibatlı olarak faaliyet yürüten Halis Bayuncuk’un görüşleri doğrultusunda faaliyet gösterdikleri ve aralarındaki hiyerarşik bağın tereddütsüz şekilde ortada olduğu belirtildi.
Emlakdere grubu içerisinde yer alan şüphelilerin Cuma Tombul, Zülfikar Tombul isimli ile İzmir’de faaliyet gösteren ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca haklarında soruşturma yürütülen kişilerin de katılımıyla piknik düzenledikleri ve düzenlenen piknikte silah talim yaptıklarının da altı çizildi.
AKP ÜYESİ VE ÖRGÜTE ELEMAN KAZANDIRDI!
DAİŞ’in Kobane’ye yönelik saldırılarının arttığı 2014 ve 2015 yılları arasında Manisa’da, söz konusu yapılarla bağlantısı olan onlarca kişi emniyet kayıtlarına “kayıp” olarak geçti. Kayıp olarak kayıtlara geçen 2 kişiden Kenan Aksu ve E.D.’nin DAİŞ’e katıldığı da iddianamede yer aldı.
2 çocuk babası 26 yaşındaki Aksu, Manisa’nın Horozköy ilçesinde nalbur dükkanı işletirken, ortadan kayboldu. Uzun süre Aksu’dan haber alamayan aile, çocuklarının isimlerine Manisa DAİŞ dosyasında rastladı.
Şenol Hoca kod adlı Ulusal’ın grubu içerisinde yer alan ve Sultan Cami’de yapılan toplantılara katıldığı ortaya çıkan Aksu’nun, iddianamede “Tüpçü Ercan” olarak geçen Ercan Özdemir’in tüpçü dükkanına gelip gittiği tespit edildi.
Kayıtların ön incelemesinde DAİŞ’e katılmak üzere çatışma bölgelerine gönderildiği değerlendirilen Kenan Aksu’nun tutuklu şüphelilerden Ercan Özdemir ve Şahin Yeşilyurt ile 5 ve 6 Ağustos 2014 tarihlerinde görüşmesi saptandı. Görüşme kayıtlarında, çatışma bölgelerine eleman aktarımında geçiş güzergahı olarak kullanılan “Kilis ili Elbeyli mevkiinde görüşme ve irtibat kurduğunun” tespit edildiği ve bu durumun tutanak altına alındığı belirtildi.
Aksu’nun yanına gelip gittiğini ve bir süre kendisinde kaldığını kabul eden Özdemir, Aksu’nun “Gölmarmara imamlık yapan sanık Ahmet Açıkgöz’ün evinde bir ay kaldığını, oradan da Kocaeli’ye gittiğini” vurguladı. DAİŞ’e eleman kazandırmakla tutuklu Özdemir’in “Kobane protestoları” sırasında “dükkanı tahrip edilmiş” diye mağdur sıfatıyla iade verdiği ve aynı zamanda sorgusunda AK Parti üyesi olduğunu da beyan etti.
E.D.’DE ÖZDEMİR’İN DÜKKANINA GDİYORDU
Yine 17 yaşında E.D.’nin 11 Nisan 2015 tarihinde çalıştığı işyerinden haftalık aldıktan sonra ortadan kaybolduğu ve 12 Nisan tarihinde ailesini arayarak, “Anne ben sınırı geçtim, beni bir daha aramayın” dediği ifade edildi. E.D.’nin yaşayıp yaşamadığı bilinmezken, DAİŞ’e katılmadan bir süre önce “Şenol Hoca” grubunda sohbetlere katıldığı biliniyordu. Yine E.D. daha önce de ortadan kaybolmuş ve ailesinin ihbarı sonucu yakalandığı da belirtildi.
İddianamede, E.D.’nin de Ercan Özdemir’in tüpçü dükkanına gidip geldiğine vurgu yapıldı.
Dosyalarda, Yunusemre ilçesi Cumhuriyet Mahallesinde ortadan kaybolan Ş.Y. adlı kişinin de “Lokman” kod adıyla DAİŞ’e katıldığı ve bu kişinin Rus uçağının düşürüldüğü dönemde YPG ile yaşanan bir çatışmada öldürüldüğü vurgulandı.
DAİŞ’E ELEMAN GÖNDERİLMEYE DEVAM EDİLİYOR
DAİŞ’in kentteki faaliyetleri, söz konusu sanıklar serbest bırakıldıktan sonra kaldığı yerden devam etti. Onlarca kişinin DAİŞ’e katıldığı iddia edilen kentte, son olarak 9 Aralık’ta akşam saatlerinde Y.D., A.O. ve M.K. isimli 3 çocuk ortadan kayboldu. Aileleri tarafından DAİŞ’e katılacakları yönünde polise ihbar edilen üç çocuk, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve Çocuk Şube ekiplerince Konya’ya gitmek üzere bindikleri Mavi trende yakalandılar. Gözaltına alınan çocuklar, sağlık kontrolünün ardından ailelerine teslim edildi.
Kaynak: DİHA
Evlerinden silah ve mühimmat çıktı. IŞİD’çi olduklarını kabul ettiler ve serbest bırakıldılar.
DAİŞ’in Türkiye’de 20 Mart 2014’te Niğde’de başlayan, Diyarbakır, Suruç, Ankara ve en son yılbaşı gecesi İstanbul Ortaköy’de gerçekleşen Reina katliamına kadar devam eden saldırılarında 312 kişi yaşamını yitirdi. Bu süre içerisinde çeşitli illerde DAİŞ’e karşı yürütülen operasyonlar kapsamında Manisa’da da 3 ayrı operasyon yürütüldü.
SİLAH DAHİL HERŞEY BULUNDU
İlk operasyon, 33 gencin hayatını kaybettiği 15 Temmuz 2015 Suruç Katliamı ile bağlantılı 20 kişi tutuklandı. Tutuklanan kişilerin evinde yapılan aramalarda, uzun namlulu silah, örgütsel döküm ve Suriye’deki yöneticileriyle irtibatları kesinleşmesine rağmen geçen yıl Mart ayında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
DAİŞ’e karşı ikinci operasyon ise, 29 Ekim 2016 tarihinde ve daha önce serbest bırakılan zanlılarında aralarında olduğu E.E, H.T.A, S.T, H.U. ile İ.O. gözaltına alınıp serbest bırakıldı.
‘İKİ MAHALLEDE İHBAR YAĞIYOR’
Gözaltı ve tutuklamaların ardından serbest bırakılan DAİŞ üyelerinin faaliyetleri ise kaldığı yerden devam ediyor. İlk operasyonda tutuklanıp bırakılan 20 kişinin yargılandığı dava dosyasında, örgütün çalışma biçimi, örgüt hiyerarşisi, örgütün yöneticileri ve temsilcileri, örgüte eleman kazandırma ve daha birçok ayrıntı yansıdı. Örgütün özelikle Horozköy ve Emlakdere mahallelerinde yoğunlaşan faaliyetleri emniyete gelen ihbar telefonlarına da yansıdığı ortaya çıktı.
Örgütün kentteki örgütlenmenin başında “Şenol Hoca” adıyla bilinen Abdülkuddus Ulusal ile Erhan Efe isimli kişiler olduğu mahkeme tutanaklarına yansıdı. Söz konusu kişiler ve örgüt üyelerinin İzmir, Konya ve Suriye’de örgüt üyeleri ile bağlantıda oldukları sabit kanıtlarla yer aldı.
MANİSA KIRSALINDA SİLAHLI EĞİTİM ALDILAR
Adı geçen kişilere bağlı örgüt üyelerinin Manisa kırsalında silahlı eğitim yaptığına dair fotoğraflar da dava dosyasına girdi. Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 07 Ocak 2016 tarihinde hazırlanan iddianamede, ağır suçlama ve somut kanıtlara rağmen, sanıklar ilk duruşmada tahliye edildi. Tahliye olan “örgüt üyeleri”nin bir kısmı kentte faaliyetlerini bıraktıkları yerden devam ederken, bir kısmı ise ortadan kayboldu.
‘ŞENOL HOCA’ VE ‘EMLAKDERE GRUBU’ OLARAK ÖRGÜTLENİYOR
İddianameye göre, kentte birbiriyle irtibatlı olarak iki ayrı şekilde örgütlenen ve liderliğini Erhan Efe’nin yaptığı “Emlakdere Grubu”na bağlı olarak Cevdet Efe, Selahattin Utku Özdiken, Saddam Çelik, Mehmet Şakir Açar, Abdullah Efe, Burhan Efe, Faruk Efe, Mehmet Efe, Yunus Efe ve İbrahim Coşkun isimli şahıslar faaliyet gösteriyor. “Şenol Hoca” Kod adıyla tanınan Abdulkuddus Ulusal’ın liderliğini yaptığı grupta ise, Halil Talha Arlı, Ercan Özdemir, Mehmet Biral, Şahin Yeşilyurt, Mehmet Alper Dalgıç, Nazmi Mersinli, Hasan Kaymaz ve Ahmet Açıkgöz yer alıyor.
‘EBU HANZALA’ KOD ADLI HALİS BAYANCUK
İddianamede, emniyete yapılan bazı ihbarlarda daha önce DAİŞ’ten gözaltına alınıp bırakılan “Ebu Hanzala” kod adılı Halis Bayancuk’ın ismi sık sık göze çarpıyor. Emlakdere köyünde oturduğu iddia edilen bir şahsın yaptığı ihbarda, köye 8-10 yıl önce yerleşen Abdullah Efe, Erhan Efe ve Faruk Efe’nin örgüt adına faaliyet yürüttüğü ve söz konusu kişilerin Halis Bayancuk’u rehber edindikleri kaydedildi. Aynı kişi, yabancı uyrukluların da aralarında bulunduğu örgüt üyelerinin köy kırsalında hafta sonları silah atış eğitimi yatığına dikkat çekti.
SULTAN CAMİİ ÖRGÜT MERKEZİ
Abdulkuddus Ulusal’ın yapılanmasına yer alan bir kişinin yaptığı ihbarda, örgütün Sultan Camiinin alt sokağında bir dükkanı mescit haline getirildiği ve belli günlerinde toplanıldığı belirtildi. “Ulusal” denilen şahsın eşkalinin verildiği ihbarda, “hoca”nın DAİŞ’i övücü konuşmalar yaptığı vurgulandı. Aynı kişi, Şehzadeler ilçesi Mimarsinan Mahallesi 2505 Sokak 11/A numaralı dükkanda örgütsel toplantıların yapıldığını belirtti.
KIRSALDA SİLAHLI FOTOĞRAFLARI DA BULUNDU
Emlakdere grubunun da İzmir’de faaliyet gösteren “Tombul Kardeşler” ile bağlantı içerisinde olduğu ve bunların Suriye’ye eleman temin edip, gönderdiği tespit edildi. Kanıtlar arasında Halis Bayuncuk’un, Zaza (K) Mustafa Yağbasan isimli şüpheli ile irtibatları da aşikar olduğu ifade edildi. Dosyada, şüphelilerin kırsal bir alanda çekilmiş çok sayıda silahlı fotoğraflarına da yer verildi.
EVLERDE SİLAH VE EĞİTİM AMAÇLI DOKÜMAN ÇIKTI
Söz konusu kişilerin evlerine yapılan aramalarda, çok sayıda doküman ve uzun namlulu silah ele geçirildiği yazılı. Emlakdere Grubu’nundan Cevdet Efe’nin evinde, Hunter marka 27065 seri numaralı 9’lu otomatik tüfek ve bu tüfeğe ait 72 adet fişek bulunduğu, yine DAİŞ’i simgeleyen çıkartmaların da ele geçirildiği kaydedildi. “Şenol Hoca” grubunun lideri Ulusal’ın evinde ise eğitim dokümanları iddianameye konuldu.
“Sohbetlerde” kullanıldığı belirtilen “Neden Irak-Şam İslam Devleti” üst başlıklı önlü arkalı 14 sayfadan ibaret olan yazının içeriğinde DAİŞ’ten övgüyle söz ediliyor. Yazıda, ağırlıklı olarak DAİŞ lideri Bağdadi’nin fikirlerine yer veriliyor.
‘DENİZ BAYKAL’IN CENAZESİ KILINMAZ’
“Emir-ül Mü’minin ve Hilafet-ül Müslimin Muhammed Metin Müftüoğlu (Kaplan) Şirk Fetvasını Kabul Etmeyenler” başlıklı yazıda ise, “Laik sistem (dini devletten ayırma) bir puttur, Selanikli Kemal bir puttur (…) Tüm parti liderleri ve bu arada Ecevit, İnönü, Deniz BAYKAL, Mesut, Demirel, Erbakan ve benzerleri birer müşriktir, cenazeleri kılınmaz” ifadelerine yer verildi.
‘TÜRKİYE DEVLETİ TAĞUTTUR’
Örgüt lideri Ulusal, TEM Şube’de ve sorgu hakimliğinde verdiği ifadede de DAİŞ’i övücü söylemler kullanarak, “Benim inancıma göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti Tağut (Kâfir) devlettir” diye belirtti. Ulusal, ayrıca İzmir grubu sorumluları olan Cuma Tombul, Zülfikar Tombul ve Ebu Hanzala kod adlı Halis Bayancuk’un ile İzmir’de bir toplantıda tanıştıklarını kaydetti.
DAİŞ’E KATILAN ULUSAL’IN ELEMANI
Daha önce DAİŞ’e katılan Kenan Aksu adlı kişinin kendi grubuna mensup olduğunu kaydeden Ulusal, “Benim gurubumda olan bir arkadaşımızdı. Ramazan ayının son 10 gününde bizim mescitte birlikte itikafa girdik. Ramazan Bayramından sonra bir yere gideceğini söyledi, hatırladığımı kadarıyla İstanbul olabilir. Bir daha kendisini görmedim, nereye gittiğini de bilmiyorum” dedi.
Evinde DAİŞ’e ait 28 adet “Tevhid Dergisi” ele geçirilen Halil Talha Arlı da, ifadesinde dini inancından kaynaklı yargılamayı reddetti.
‘DAİŞ’İ TAKİP EDİYOR VE ONAYLIYORUM’
Mehmet Biral, “Şenol Hoca”nın grubuna dahil olduğunu ve DAİŞ için “Bu örgütün eylem ve faaliyetlerini basın ve medya grubundan takip etmekteyiz, zaten takip ettiğimiz şeyleri herkes bilmektedir. Yapmış oldukları eylem ve faaliyetlerinin bir kısmını destekliyoruz” ifadelerini kullandı. Biral, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’ni “Kafir” olarak tanımladı.
Şahin Yeşilyurt ise ifadesinde, “Ben IŞİD’i Müslüman olarak görüyorum” dedi.
İbrahim Coşkun da, DAİŞ’i desteklediğini açıkça beyan ederek, şunları söyledi: “Kendi İslami görüşüme göre, DEAŞ Allah’ın şeriatıyla hükmettiği ve Allah yolunda cihad ettiği için yapmış oldukları eylem ve faaliyetlerini tasvip ediyorum ve destekliyorum. Cuma Tonbul, Zülfikar Tonbul isimli şahısları Emlakdere grubu içerisindeki şahıslar ile birlikte tam olarak hatırlayamadığım bir bayram öncesi İzmir ilinde bulunan bir mescidin bayram namazı kılmak amacıyla gittiğimiz esnada gördüm ve tanıdım. Ayrıca bu şahısları, Yoğurtçu Kalesi mevkiinde düzenlenen piknik ve atış eğitimi için geldiklerinde de gördüm.”
DEVLETİN MAAŞLI İMAMI: OY KULLANMAK ŞİRK KOŞMAKTIR
Gölmarmara Müftülüğü’ne bağlı Taşkuyucak Mahallesi Camiinde İmam olarak görev yapan sanık Ahmet Açıkgöz de, “Ben Türkiye Cumhuriyeti Devletinde oy kullanmıyorum çünkü oy kullanmayı Allah’a şirk koşmak olarak görüyorum” dedi.
CEZA İSTENDİ İLK DURUŞMADA TAHLİYE VERİLDİ
İddianamenin, “Hukuki Değerlendirme” bölümünde şüphelilerin DAİŞ örgütünün eylem ve faaliyetlerini övücü ve destekleyici söylemleri ile çatışma bölgeleri ile irtibatlı olarak faaliyet yürüten Halis Bayuncuk’un görüşleri doğrultusunda faaliyet gösterdikleri ve aralarındaki hiyerarşik bağın tereddütsüz şekilde ortada olduğu belirtildi.
Emlakdere grubu içerisinde yer alan şüphelilerin Cuma Tombul, Zülfikar Tombul isimli ile İzmir’de faaliyet gösteren ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca haklarında soruşturma yürütülen kişilerin de katılımıyla piknik düzenledikleri ve düzenlenen piknikte silah talim yaptıklarının da altı çizildi.
AKP ÜYESİ VE ÖRGÜTE ELEMAN KAZANDIRDI!
DAİŞ’in Kobane’ye yönelik saldırılarının arttığı 2014 ve 2015 yılları arasında Manisa’da, söz konusu yapılarla bağlantısı olan onlarca kişi emniyet kayıtlarına “kayıp” olarak geçti. Kayıp olarak kayıtlara geçen 2 kişiden Kenan Aksu ve E.D.’nin DAİŞ’e katıldığı da iddianamede yer aldı.
2 çocuk babası 26 yaşındaki Aksu, Manisa’nın Horozköy ilçesinde nalbur dükkanı işletirken, ortadan kayboldu. Uzun süre Aksu’dan haber alamayan aile, çocuklarının isimlerine Manisa DAİŞ dosyasında rastladı.
Şenol Hoca kod adlı Ulusal’ın grubu içerisinde yer alan ve Sultan Cami’de yapılan toplantılara katıldığı ortaya çıkan Aksu’nun, iddianamede “Tüpçü Ercan” olarak geçen Ercan Özdemir’in tüpçü dükkanına gelip gittiği tespit edildi.
Kayıtların ön incelemesinde DAİŞ’e katılmak üzere çatışma bölgelerine gönderildiği değerlendirilen Kenan Aksu’nun tutuklu şüphelilerden Ercan Özdemir ve Şahin Yeşilyurt ile 5 ve 6 Ağustos 2014 tarihlerinde görüşmesi saptandı. Görüşme kayıtlarında, çatışma bölgelerine eleman aktarımında geçiş güzergahı olarak kullanılan “Kilis ili Elbeyli mevkiinde görüşme ve irtibat kurduğunun” tespit edildiği ve bu durumun tutanak altına alındığı belirtildi.
Aksu’nun yanına gelip gittiğini ve bir süre kendisinde kaldığını kabul eden Özdemir, Aksu’nun “Gölmarmara imamlık yapan sanık Ahmet Açıkgöz’ün evinde bir ay kaldığını, oradan da Kocaeli’ye gittiğini” vurguladı. DAİŞ’e eleman kazandırmakla tutuklu Özdemir’in “Kobane protestoları” sırasında “dükkanı tahrip edilmiş” diye mağdur sıfatıyla iade verdiği ve aynı zamanda sorgusunda AK Parti üyesi olduğunu da beyan etti.
E.D.’DE ÖZDEMİR’İN DÜKKANINA GDİYORDU
Yine 17 yaşında E.D.’nin 11 Nisan 2015 tarihinde çalıştığı işyerinden haftalık aldıktan sonra ortadan kaybolduğu ve 12 Nisan tarihinde ailesini arayarak, “Anne ben sınırı geçtim, beni bir daha aramayın” dediği ifade edildi. E.D.’nin yaşayıp yaşamadığı bilinmezken, DAİŞ’e katılmadan bir süre önce “Şenol Hoca” grubunda sohbetlere katıldığı biliniyordu. Yine E.D. daha önce de ortadan kaybolmuş ve ailesinin ihbarı sonucu yakalandığı da belirtildi.
İddianamede, E.D.’nin de Ercan Özdemir’in tüpçü dükkanına gidip geldiğine vurgu yapıldı.
Dosyalarda, Yunusemre ilçesi Cumhuriyet Mahallesinde ortadan kaybolan Ş.Y. adlı kişinin de “Lokman” kod adıyla DAİŞ’e katıldığı ve bu kişinin Rus uçağının düşürüldüğü dönemde YPG ile yaşanan bir çatışmada öldürüldüğü vurgulandı.
DAİŞ’E ELEMAN GÖNDERİLMEYE DEVAM EDİLİYOR
DAİŞ’in kentteki faaliyetleri, söz konusu sanıklar serbest bırakıldıktan sonra kaldığı yerden devam etti. Onlarca kişinin DAİŞ’e katıldığı iddia edilen kentte, son olarak 9 Aralık’ta akşam saatlerinde Y.D., A.O. ve M.K. isimli 3 çocuk ortadan kayboldu. Aileleri tarafından DAİŞ’e katılacakları yönünde polise ihbar edilen üç çocuk, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve Çocuk Şube ekiplerince Konya’ya gitmek üzere bindikleri Mavi trende yakalandılar. Gözaltına alınan çocuklar, sağlık kontrolünün ardından ailelerine teslim edildi.
Kaynak: DİHA
Evlerinden silah ve mühimmat çıktı. IŞİD’çi olduklarını kabul ettiler ve serbest bırakıldılar.
DAİŞ’in Türkiye’de 20 Mart 2014’te Niğde’de başlayan, Diyarbakır, Suruç, Ankara ve en son yılbaşı gecesi İstanbul Ortaköy’de gerçekleşen Reina katliamına kadar devam eden saldırılarında 312 kişi yaşamını yitirdi. Bu süre içerisinde çeşitli illerde DAİŞ’e karşı yürütülen operasyonlar kapsamında Manisa’da da 3 ayrı operasyon yürütüldü.
SİLAH DAHİL HERŞEY BULUNDU
İlk operasyon, 33 gencin hayatını kaybettiği 15 Temmuz 2015 Suruç Katliamı ile bağlantılı 20 kişi tutuklandı. Tutuklanan kişilerin evinde yapılan aramalarda, uzun namlulu silah, örgütsel döküm ve Suriye’deki yöneticileriyle irtibatları kesinleşmesine rağmen geçen yıl Mart ayında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
DAİŞ’e karşı ikinci operasyon ise, 29 Ekim 2016 tarihinde ve daha önce serbest bırakılan zanlılarında aralarında olduğu E.E, H.T.A, S.T, H.U. ile İ.O. gözaltına alınıp serbest bırakıldı.
‘İKİ MAHALLEDE İHBAR YAĞIYOR’
Gözaltı ve tutuklamaların ardından serbest bırakılan DAİŞ üyelerinin faaliyetleri ise kaldığı yerden devam ediyor. İlk operasyonda tutuklanıp bırakılan 20 kişinin yargılandığı dava dosyasında, örgütün çalışma biçimi, örgüt hiyerarşisi, örgütün yöneticileri ve temsilcileri, örgüte eleman kazandırma ve daha birçok ayrıntı yansıdı. Örgütün özelikle Horozköy ve Emlakdere mahallelerinde yoğunlaşan faaliyetleri emniyete gelen ihbar telefonlarına da yansıdığı ortaya çıktı.
Örgütün kentteki örgütlenmenin başında “Şenol Hoca” adıyla bilinen Abdülkuddus Ulusal ile Erhan Efe isimli kişiler olduğu mahkeme tutanaklarına yansıdı. Söz konusu kişiler ve örgüt üyelerinin İzmir, Konya ve Suriye’de örgüt üyeleri ile bağlantıda oldukları sabit kanıtlarla yer aldı.
MANİSA KIRSALINDA SİLAHLI EĞİTİM ALDILAR
Adı geçen kişilere bağlı örgüt üyelerinin Manisa kırsalında silahlı eğitim yaptığına dair fotoğraflar da dava dosyasına girdi. Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 07 Ocak 2016 tarihinde hazırlanan iddianamede, ağır suçlama ve somut kanıtlara rağmen, sanıklar ilk duruşmada tahliye edildi. Tahliye olan “örgüt üyeleri”nin bir kısmı kentte faaliyetlerini bıraktıkları yerden devam ederken, bir kısmı ise ortadan kayboldu.
‘ŞENOL HOCA’ VE ‘EMLAKDERE GRUBU’ OLARAK ÖRGÜTLENİYOR
İddianameye göre, kentte birbiriyle irtibatlı olarak iki ayrı şekilde örgütlenen ve liderliğini Erhan Efe’nin yaptığı “Emlakdere Grubu”na bağlı olarak Cevdet Efe, Selahattin Utku Özdiken, Saddam Çelik, Mehmet Şakir Açar, Abdullah Efe, Burhan Efe, Faruk Efe, Mehmet Efe, Yunus Efe ve İbrahim Coşkun isimli şahıslar faaliyet gösteriyor. “Şenol Hoca” Kod adıyla tanınan Abdulkuddus Ulusal’ın liderliğini yaptığı grupta ise, Halil Talha Arlı, Ercan Özdemir, Mehmet Biral, Şahin Yeşilyurt, Mehmet Alper Dalgıç, Nazmi Mersinli, Hasan Kaymaz ve Ahmet Açıkgöz yer alıyor.
‘EBU HANZALA’ KOD ADLI HALİS BAYANCUK
İddianamede, emniyete yapılan bazı ihbarlarda daha önce DAİŞ’ten gözaltına alınıp bırakılan “Ebu Hanzala” kod adılı Halis Bayancuk’ın ismi sık sık göze çarpıyor. Emlakdere köyünde oturduğu iddia edilen bir şahsın yaptığı ihbarda, köye 8-10 yıl önce yerleşen Abdullah Efe, Erhan Efe ve Faruk Efe’nin örgüt adına faaliyet yürüttüğü ve söz konusu kişilerin Halis Bayancuk’u rehber edindikleri kaydedildi. Aynı kişi, yabancı uyrukluların da aralarında bulunduğu örgüt üyelerinin köy kırsalında hafta sonları silah atış eğitimi yatığına dikkat çekti.
SULTAN CAMİİ ÖRGÜT MERKEZİ
Abdulkuddus Ulusal’ın yapılanmasına yer alan bir kişinin yaptığı ihbarda, örgütün Sultan Camiinin alt sokağında bir dükkanı mescit haline getirildiği ve belli günlerinde toplanıldığı belirtildi. “Ulusal” denilen şahsın eşkalinin verildiği ihbarda, “hoca”nın DAİŞ’i övücü konuşmalar yaptığı vurgulandı. Aynı kişi, Şehzadeler ilçesi Mimarsinan Mahallesi 2505 Sokak 11/A numaralı dükkanda örgütsel toplantıların yapıldığını belirtti.
KIRSALDA SİLAHLI FOTOĞRAFLARI DA BULUNDU
Emlakdere grubunun da İzmir’de faaliyet gösteren “Tombul Kardeşler” ile bağlantı içerisinde olduğu ve bunların Suriye’ye eleman temin edip, gönderdiği tespit edildi. Kanıtlar arasında Halis Bayuncuk’un, Zaza (K) Mustafa Yağbasan isimli şüpheli ile irtibatları da aşikar olduğu ifade edildi. Dosyada, şüphelilerin kırsal bir alanda çekilmiş çok sayıda silahlı fotoğraflarına da yer verildi.
EVLERDE SİLAH VE EĞİTİM AMAÇLI DOKÜMAN ÇIKTI
Söz konusu kişilerin evlerine yapılan aramalarda, çok sayıda doküman ve uzun namlulu silah ele geçirildiği yazılı. Emlakdere Grubu’nundan Cevdet Efe’nin evinde, Hunter marka 27065 seri numaralı 9’lu otomatik tüfek ve bu tüfeğe ait 72 adet fişek bulunduğu, yine DAİŞ’i simgeleyen çıkartmaların da ele geçirildiği kaydedildi. “Şenol Hoca” grubunun lideri Ulusal’ın evinde ise eğitim dokümanları iddianameye konuldu.
“Sohbetlerde” kullanıldığı belirtilen “Neden Irak-Şam İslam Devleti” üst başlıklı önlü arkalı 14 sayfadan ibaret olan yazının içeriğinde DAİŞ’ten övgüyle söz ediliyor. Yazıda, ağırlıklı olarak DAİŞ lideri Bağdadi’nin fikirlerine yer veriliyor.
‘DENİZ BAYKAL’IN CENAZESİ KILINMAZ’
“Emir-ül Mü’minin ve Hilafet-ül Müslimin Muhammed Metin Müftüoğlu (Kaplan) Şirk Fetvasını Kabul Etmeyenler” başlıklı yazıda ise, “Laik sistem (dini devletten ayırma) bir puttur, Selanikli Kemal bir puttur (…) Tüm parti liderleri ve bu arada Ecevit, İnönü, Deniz BAYKAL, Mesut, Demirel, Erbakan ve benzerleri birer müşriktir, cenazeleri kılınmaz” ifadelerine yer verildi.
‘TÜRKİYE DEVLETİ TAĞUTTUR’
Örgüt lideri Ulusal, TEM Şube’de ve sorgu hakimliğinde verdiği ifadede de DAİŞ’i övücü söylemler kullanarak, “Benim inancıma göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti Tağut (Kâfir) devlettir” diye belirtti. Ulusal, ayrıca İzmir grubu sorumluları olan Cuma Tombul, Zülfikar Tombul ve Ebu Hanzala kod adlı Halis Bayancuk’un ile İzmir’de bir toplantıda tanıştıklarını kaydetti.
DAİŞ’E KATILAN ULUSAL’IN ELEMANI
Daha önce DAİŞ’e katılan Kenan Aksu adlı kişinin kendi grubuna mensup olduğunu kaydeden Ulusal, “Benim gurubumda olan bir arkadaşımızdı. Ramazan ayının son 10 gününde bizim mescitte birlikte itikafa girdik. Ramazan Bayramından sonra bir yere gideceğini söyledi, hatırladığımı kadarıyla İstanbul olabilir. Bir daha kendisini görmedim, nereye gittiğini de bilmiyorum” dedi.
Evinde DAİŞ’e ait 28 adet “Tevhid Dergisi” ele geçirilen Halil Talha Arlı da, ifadesinde dini inancından kaynaklı yargılamayı reddetti.
‘DAİŞ’İ TAKİP EDİYOR VE ONAYLIYORUM’
Mehmet Biral, “Şenol Hoca”nın grubuna dahil olduğunu ve DAİŞ için “Bu örgütün eylem ve faaliyetlerini basın ve medya grubundan takip etmekteyiz, zaten takip ettiğimiz şeyleri herkes bilmektedir. Yapmış oldukları eylem ve faaliyetlerinin bir kısmını destekliyoruz” ifadelerini kullandı. Biral, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’ni “Kafir” olarak tanımladı.
Şahin Yeşilyurt ise ifadesinde, “Ben IŞİD’i Müslüman olarak görüyorum” dedi.
İbrahim Coşkun da, DAİŞ’i desteklediğini açıkça beyan ederek, şunları söyledi: “Kendi İslami görüşüme göre, DEAŞ Allah’ın şeriatıyla hükmettiği ve Allah yolunda cihad ettiği için yapmış oldukları eylem ve faaliyetlerini tasvip ediyorum ve destekliyorum. Cuma Tonbul, Zülfikar Tonbul isimli şahısları Emlakdere grubu içerisindeki şahıslar ile birlikte tam olarak hatırlayamadığım bir bayram öncesi İzmir ilinde bulunan bir mescidin bayram namazı kılmak amacıyla gittiğimiz esnada gördüm ve tanıdım. Ayrıca bu şahısları, Yoğurtçu Kalesi mevkiinde düzenlenen piknik ve atış eğitimi için geldiklerinde de gördüm.”
DEVLETİN MAAŞLI İMAMI: OY KULLANMAK ŞİRK KOŞMAKTIR
Gölmarmara Müftülüğü’ne bağlı Taşkuyucak Mahallesi Camiinde İmam olarak görev yapan sanık Ahmet Açıkgöz de, “Ben Türkiye Cumhuriyeti Devletinde oy kullanmıyorum çünkü oy kullanmayı Allah’a şirk koşmak olarak görüyorum” dedi.
CEZA İSTENDİ İLK DURUŞMADA TAHLİYE VERİLDİ
İddianamenin, “Hukuki Değerlendirme” bölümünde şüphelilerin DAİŞ örgütünün eylem ve faaliyetlerini övücü ve destekleyici söylemleri ile çatışma bölgeleri ile irtibatlı olarak faaliyet yürüten Halis Bayuncuk’un görüşleri doğrultusunda faaliyet gösterdikleri ve aralarındaki hiyerarşik bağın tereddütsüz şekilde ortada olduğu belirtildi.
Emlakdere grubu içerisinde yer alan şüphelilerin Cuma Tombul, Zülfikar Tombul isimli ile İzmir’de faaliyet gösteren ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca haklarında soruşturma yürütülen kişilerin de katılımıyla piknik düzenledikleri ve düzenlenen piknikte silah talim yaptıklarının da altı çizildi.
AKP ÜYESİ VE ÖRGÜTE ELEMAN KAZANDIRDI!
DAİŞ’in Kobane’ye yönelik saldırılarının arttığı 2014 ve 2015 yılları arasında Manisa’da, söz konusu yapılarla bağlantısı olan onlarca kişi emniyet kayıtlarına “kayıp” olarak geçti. Kayıp olarak kayıtlara geçen 2 kişiden Kenan Aksu ve E.D.’nin DAİŞ’e katıldığı da iddianamede yer aldı.
2 çocuk babası 26 yaşındaki Aksu, Manisa’nın Horozköy ilçesinde nalbur dükkanı işletirken, ortadan kayboldu. Uzun süre Aksu’dan haber alamayan aile, çocuklarının isimlerine Manisa DAİŞ dosyasında rastladı.
Şenol Hoca kod adlı Ulusal’ın grubu içerisinde yer alan ve Sultan Cami’de yapılan toplantılara katıldığı ortaya çıkan Aksu’nun, iddianamede “Tüpçü Ercan” olarak geçen Ercan Özdemir’in tüpçü dükkanına gelip gittiği tespit edildi.
Kayıtların ön incelemesinde DAİŞ’e katılmak üzere çatışma bölgelerine gönderildiği değerlendirilen Kenan Aksu’nun tutuklu şüphelilerden Ercan Özdemir ve Şahin Yeşilyurt ile 5 ve 6 Ağustos 2014 tarihlerinde görüşmesi saptandı. Görüşme kayıtlarında, çatışma bölgelerine eleman aktarımında geçiş güzergahı olarak kullanılan “Kilis ili Elbeyli mevkiinde görüşme ve irtibat kurduğunun” tespit edildiği ve bu durumun tutanak altına alındığı belirtildi.
Aksu’nun yanına gelip gittiğini ve bir süre kendisinde kaldığını kabul eden Özdemir, Aksu’nun “Gölmarmara imamlık yapan sanık Ahmet Açıkgöz’ün evinde bir ay kaldığını, oradan da Kocaeli’ye gittiğini” vurguladı. DAİŞ’e eleman kazandırmakla tutuklu Özdemir’in “Kobane protestoları” sırasında “dükkanı tahrip edilmiş” diye mağdur sıfatıyla iade verdiği ve aynı zamanda sorgusunda AK Parti üyesi olduğunu da beyan etti.
E.D.’DE ÖZDEMİR’İN DÜKKANINA GDİYORDU
Yine 17 yaşında E.D.’nin 11 Nisan 2015 tarihinde çalıştığı işyerinden haftalık aldıktan sonra ortadan kaybolduğu ve 12 Nisan tarihinde ailesini arayarak, “Anne ben sınırı geçtim, beni bir daha aramayın” dediği ifade edildi. E.D.’nin yaşayıp yaşamadığı bilinmezken, DAİŞ’e katılmadan bir süre önce “Şenol Hoca” grubunda sohbetlere katıldığı biliniyordu. Yine E.D. daha önce de ortadan kaybolmuş ve ailesinin ihbarı sonucu yakalandığı da belirtildi.
İddianamede, E.D.’nin de Ercan Özdemir’in tüpçü dükkanına gidip geldiğine vurgu yapıldı.
Dosyalarda, Yunusemre ilçesi Cumhuriyet Mahallesinde ortadan kaybolan Ş.Y. adlı kişinin de “Lokman” kod adıyla DAİŞ’e katıldığı ve bu kişinin Rus uçağının düşürüldüğü dönemde YPG ile yaşanan bir çatışmada öldürüldüğü vurgulandı.
DAİŞ’E ELEMAN GÖNDERİLMEYE DEVAM EDİLİYOR
DAİŞ’in kentteki faaliyetleri, söz konusu sanıklar serbest bırakıldıktan sonra kaldığı yerden devam etti. Onlarca kişinin DAİŞ’e katıldığı iddia edilen kentte, son olarak 9 Aralık’ta akşam saatlerinde Y.D., A.O. ve M.K. isimli 3 çocuk ortadan kayboldu. Aileleri tarafından DAİŞ’e katılacakları yönünde polise ihbar edilen üç çocuk, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve Çocuk Şube ekiplerince Konya’ya gitmek üzere bindikleri Mavi trende yakalandılar. Gözaltına alınan çocuklar, sağlık kontrolünün ardından ailelerine teslim edildi.
Kaynak: DİHA