Hizmet Hareketine yönelik Kitlesel Kırım’da bir insanlık dramı daha…
Hizmet Hareketi’ne yönelik soykırıma dönüşen operasyonlarda on binlerce masum Anadolu insanı mağdur edildi.
Hermen her gün, Türkiye’nin dört bir yanından gelen zulüm, işkence, infaz ve mağduriyet haberleri, vicdanları kanatıyor, yürekleri dağlıyor.
Zulüm ayrım gözetmiyor; kimi zaman bir emniyet müdürünü, kimi zaman bir öğretmeni, bir ev hanımını, bir hizmetliyi, bir işçiyi ve hatta köylerde çitfçi vatandaşları dahi hedef alabiliyor.
İşte bu hudut tanımayan zulümlerin son kurbanlarından biri de İzmir’de çiftçilik geçimini sağlayan 60 yaşındaki H.Ç. isimli vatandaş oldu.
KOMŞUSU İHBAR ETTİ, FELÇLİ HALDE GÖZALTINA ALINDI
İzmir’in Seferihisar ilçesinin bir köyünde çiftçilik yapan H.Ç. daha önce geçirdiği felçten dolayı yüzde 60 engelli olarak hayatına devam ediyordu. H.Ç., 15 Temmuz’un hemen ardından vicdanını kaybetmiş bir komşusunun asılsız ihbarı nedeniyle jandarma tarafından eşi ile birlikte gözaltına alındı.
JANDARMA, FELÇLİ VE ENGELLİ OLMASINI UMURSAMADI
Jandarma ekipleri, evi arandıktan sonra yaşlı çifti gözaltına alıp karakola götürdü. Ailesi, H.Ç.’nin felçli ve engelli olduğuna dair sağlık raporlarını ısrarla iletmesine rağmen yetkililer bu raporları dikkate almadı. H.Ç.’nin açık şekilde belli olan fiziki engelini görmezden geldiler.
TRAVMA YAŞADI, ARTIK KONUŞAMIYOR
H.Ç. felçi haliyle jandarma karakolunda 4 gün boyunca insanlık dışı koşullarda gözaltında tutuldu. Üstelik kötü muamaleye maruz bırakıldı. Gördüğü zulümlerin etkisiyle travma geçiren yaşlı çiftçi, konuşma yeteneğini kaybetti.
SAVCI, “YA GÖZALTINDAYKEN ÖLSEYDİ” DEDİ
Jandarma karakolundaki 4 günün ardından adliyeye çıkartılan H.Ç.’nin durumunu gören savcı korktu ve jandarmaya “Bu yaşlı ve sakat adamı niye 4 gün gözaltında tuttunuz? Ya gözaltındayken ölseydi…” diyerek çıkıştı. Jandarmanın arama, gözaltı gibi emirlerinin savcılık tarafından verildiği belirtildi. H.Ç.’nin bariz bir şekilde hasta ve sakat halini kendi gözleriyle de gören hakim derhal serbest bırakma kararı verdi.
90 YAŞINDAKİ YATALAK ANNESİ KAHROLDU
H.Ç.’nin felçli ve engelli olmasının yanında, gözaltındayken yaşadığı travma nedeniyle konuşamaz hale gelmesi, ailesini derinden üzdü. H.Ç.’nin 90 yaşında ve yatalak olan annesi, oğluna yapılanlardan dolayı kahroldu. H.Ç.’nin yakınları hem annenin hem H.Ç.’nin hayatından endişe duyduklarını belirtiyor.
AİLESİ ADALET BEKLİYOR
H.Ç. ve ailesi, asılsız ihbarı yapanlar ile felçli ve engelli olmasına ve hastalığının raporlarının sunulmuş olmasına rağmen yaşlı bir çiftçiyi kötü muameleyle gözaltında tutan savcı ve jandarmaların; ayrıca yapılan eziyetlere göz yuman diğer tüm yetkililerin adalete hesap vermesini istiyor.
İŞKENCENİN SORUMLULULARI MÜEBBETLE YARGILANACAK
Hukukçular, raporlara ve suç işlediğine dair delil olmamasına rağmen gözaltı işlemi yapan başta Seferihisar Cumhuriyet Savcısı olmak üzere, Seferihisar ilçe jandarma komutanı ve ilgili personelin, yine bu cadı avını başlatıp merkezden yönetenlerin olaylardan sorumlu olduklarını belirtiyor.
Suçsuz insanların delilsiz bir şekilde gözaltına alınarak hürriyetlerinden mahrum bırakıldıklarını ve bunun kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, görevi kötüye kullanma ve sistematik olarak işlendiği için de soykırım suçlarını oluşturduğunu kaydediyorlar.
Yine bu eylemlerin siyasal, felsefi, ırki veya dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi nedeniyle insanlığa karşı suç oluşturacağını, merkezi bir talimatla ve tüm yurt çapında uygulanması nedeniyle örgütsel suç kapsamında olduğunu ifade ediyorlar.
Hukukçular, hukuk Türkiye’ye geri döndüğünde, bu suçların karşılıksız kalmayacağını ve bu suçlarda zamanaşımı olmadığını belirterek, sorumluların mutlaka yargılanacaklarının altını çiziyor.
Eylemlerin cezalarının çok ağır olduğunu belirten hukukçular, Türk Ceza Kanunu’nun 76, 77, 109, 220 ve 257’nci maddelerine göre sorumluların müebbet ağır hapis cezaları ve onlarca yılı bulan süreli hapis cezaları ile karşı karşıya kalacaklarını dile getiriyor.