105 kişinin öldüğü Ankara Katliamı’nı planlayan Durgun’un eşi: Antep Emniyeti eşimi bilerek yakalamadı. Çok şey biliyordu.
Ankara katliamını organize ettiği iddia edilen Halil İbrahim Durgun’un eşi Esin Altıntuğ Durgun, eşinin konuşmaması için öldürülmüş olabileceğini belirterek, “Antep Emniyeti, eşimi bilerek yakalamadı. Belki de eşim çok şey biliyordu ve konuşmasını istemediler” dedi.
10 Ekim davasının 3’üncü duruşması Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti. Üç gün boyunca yoğun geçen duruşmada, 19 sanıkta salona getirildi. Avukatlar, aileler ve yaralılar salonda bulunurken, duruşma boyunca yurttaşlar ve STÖ’ler de duruşmayı takip etti.
“EŞİM KENDİNİ PATLATMAMIŞ OLABİLİR”
Mahkemede, Antep’te polis operasyonu sırasında kendini patlattığı belirtilen Halil İbrahim Durgun’un eşi Esin Altıntuğ Durgun’un konuşmaları dikkat çekti.
10 Ekim Ankara katliamı sanıklarından Esin Altıntuğ Durgun, mahkemede verdiği ifadesinde bombacıları Ankara’ya getiren ve onlara patlayıcıları temin ettiği ifade edilen Halil İbrahim Durgun’un kendisini patlatmamış olabileceğini belirtti.
Altıntuğ, ifadesinde şunları belirtti:
“Antep Emniyeti, eşimi bilerek yakalamadı. Belki de eşim çok şey biliyordu ve konuşmasını istemediler. Eşim, polisler geldiğinde bizi bir odaya kapatıp kendisi başka bir odaya gitti. Önce bir silah sesi sonra patlama sesi duyduk. Patlamadan sonra biri ‘Allah’ım bana yardım et’ diyordu. Polisler de yaralanmamıştı. Eşim kendisini patlattı ise bu ses kimden geldi? Ayrıca öldükten sonra teşhis ettim. Yüzünde hiçbir yara yoktu. Omzuna kadar vücudunda sadece çenesinde kayma vardı. Cebindeki 172 TL bile parçalanmadan, kan izi olmadan bana iletildi.”
Mahkeme başkanı ise Altıntuğ’un bu ifadelerinin ardından “Adli tıp raporlarını bu çelişkiler giderilsin diye istiyoruz” dedi.
SANIKLARDAN MÜŞTEKİLERİ TERÖRİSTLİKLE SUÇLADI
Yargılanan sanıklardan Talha Güneş, yakınlarını kaybedenleri ve avukatlarını teröristlikle suçladı. Güneş, sanık sıralarının arkasında oturan yakınlarını kaybetmiş kişileri kastederek “Arkamdakileri araştırma imkânım olsa kaç kişinin terör örgütü olduğu görülür” diyerek müştekilere tahrikte bulundu. Ardından salonda tepki yükseldi. Bunun üzerine müştekiler, hâkime sürekli kendilerinin susturulduğunu ve sanıkların kendilerine hakaret ettiğini dile getirdi.
İbrahim Halil Alçay da, iddianamede kendisine yönelik örgütün finansmanı olduğuna dair suçlamaları kabul etmedi. Alçay, “Maddi delil olarak ortaya ne konulmuşsa hiç biri bende yok, neyle suçlandığım hakkında bana soru sorsunlar. Halil İbrahim Durgun ile bir araba alışverişim olduğu için buradayım” şeklinde kendini savundu.
Sanık Suphi Alpfidan da, masum olduğunu ileri sürerek tahliyesini istedi.
KAMU GÖREVLİLERİNİN DİNLENMESİ TALEBİ DE REDDEDİLDİ
Mahkeme, müşteki avukatlarının ısrarla dile getirdiği kamu görevlilerinin dinlenmesi talebini reddetti. Mahkeme katliam günü canlı bombaları taşıyan taksicilerin dinlenmesine karar verdi.
Mahkeme heyeti, Antep’te kendini patlatmadığından şüphe edilen Halil İbrahim Durgun ve diğer DAİŞ üyelerinin de ayrıntılı otopsi raporunu talep etti. Ayrıca mahkeme heyeti, kırmızı bültenle aranan sabıkalı müzekkere cevaplarının beklenmesi, dijital materyallerin bilirkişi tarafından bitirilen raporlarının gelecek duruşmaya hazır tutulmasının istenmesi, sanıkların HTS kayıtları konusunda bilirkişi raporlarının beklenmesine de karar verdi.
Mahkeme, duruşmayı 10-11 Temmuz 2017 tarihlerine erteledi.