Bu Haberlerdeİlginizi Çekebilir
Erdoğan ailesinin deşifre olan Off-Shore hesaplarının üzerinden tartışmalar devam ediyor…
Konuyla ilgili konuşan CHP Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, partisinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı belgelerle ilgili “Savcılığa neden gidelim? Sayın genel başkan hiçbir zaman suçtur veya değildir diye bir şey söylemedi. Bu işin savcısı millettir” dedi.
Tezcan’ın konuşmasından, “Dün sayın genel başkanımız grup toplantısında bir büyük skandalın delillerini ortaya koydu. Belgelerini ortaya koydu. İsmini birçok vatandaşımızın düne bilmediği bir adada Mann adaysıymış. Biz de dün öğrendik ama birilerinin çok iyi bildiği adada kurulmuş 1 sterlinlik şirket ile Erdoğan’ın akrabaları ve yakınlarındaki 15 milyon dolarlık para trafiğini, transferin belgelerini ortaya koydu. Yer yerinden oynadı. Birçok şey söyleyip konuyu boğuntuya getirmeye çalıştılar. Ama bu transferi izah edecek hiç ciddi bir şey söylemediler.
Savcılığa neden gidelim? Sayın genel başkan hiçbir zaman suçtur veya değildir diye bir şey söylemedi. Bu işin savcısı millettir. Biz millete bunu açıkladık. Genel başkan çıktı canlı yayında açıkladı. Öyle korktular ki TRT canlı yayını kesti. Genel Başkan dün çok açık, bu ülkede Cumhurbaşkanlığı makamında oturan Erdoğan’ın eniştesi, kardeşi, dünürü, oğlu ve eski özel kalem müdürünün Mann adası diye bir adada bir sterline kurulmuş bir şirkete, bu yakınları arasında 15 milyon dolarlık para transferi var. Bu hesap hareketi ülkenin yönetim kademesindeki kişinin yakınlarının hesap hareketi.”
***
Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına cevap verdi
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına cevap veren Erdoğan, “Dün grup toplantısında çıktı, yurt dışındaki bir şirkete şu kişi şu kadar milyon dolar para gönderdi diye bir takım yine sözler söyledi. Elindeki bir tomar kağıdı sallayarak da ‘işte dekontları da bunlar’ dedi. Tabi dekont dediği kağıtları, ne gazetecilere ne adli makamlara vermedi. Avukatlar hemen anında kendisine bunu ilgili savcılığa lütfen veriniz, medyaya veriniz dedi. Ve o kağıtların ne olduğunu şimdilik bir kendisi, bir de onları bu zatın eline tutuşturanlar biliyor. Tabi bu zatın ilk iftira atışı değil” diye konuştu.
Erdoğan, “Aslında ticaretle uğraşan birisi yurtiçinde de yurtdışında da şirket kurar satar para havale eder alır. Bu 5 isim, asla o zikrettiği şirkete veya yere para göndermiş de değil. Tam aksine, mevcut şirketlerini satmaları sebebiyle onlara para geldi, oraya para gitmedi. Burada ismi geçen kardeşlerim, eniştem, dünürüm ve diğerleri, üst düzeyden zaten davalarını açacaklar ve hukuki olarak bu işin mücadelesini verip, yakasından bu adamın düşmeyecekler” dedi.
***
AKP’den Kılıçdaroğlu’na çağrı: Belgeleri savcılıkla paylaşmanız gerekiyor
AKP Sözcüsü Mahir Ünal, Kılıçdaroğlu’na “Eğer belgeler suç unsuru teşkil ediyorsa öncelikle bunu savcı ile paylaşmanız gerekiyor” dedi. Kılıçdaroğlu’nun 17-25 Aralık’a subliminal mesaj verdiğini iddia eden Ünal şunları söyledi:
“Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si yalan, iftira ve her defasında iftiralarının çürümesi karşısında herhangi bir eylemde bulunmadılar. Siyaseti değersizleştiriyorlar. Madem bu belgeyi kamuoyunun önünde sallıyorsunuz. Belgeler suç unsuru teşkil ediyorsa öncelikle bunu sizin savcı ile paylaşmanız gerekiyor. Bunu elinizde bulundurmanız suç teşkil ediyor. 17-25 Aralık’a subliminal mesaj veriyorlar. İftirayı atan sensin, ithamda bulunan sensin, bu belgeleri paylaşmıyorsun. İddia sahibi, iddiasını ispatla mükelleftir. Bunu hemen savcılığa teslim etmek gerekir dedik. Bu belgelerin asılsız olduğunu, hemen savcılığa teslim edilmesi gerektiğini söylediler. Siyasi bir intihar dalışı gibi her seferinde bunu kendisine yaptırıyorlar.”
***
Kılıçdaroğlu’nun belgeleri nereden bulduğu açıklandı
CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Kılıçdaroğlu’nun dün grup toplantısında açıkladığı belgelerin nasıl elde edildiğini açıkladı. Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı belgelere ‘sahte’ denilmesine sert sözlerle karşı çıkan Yarkadaş, “Yandaş medya kendi okurlarına saygı göstermiyor. AKP yönetimi de kendilerine oy verenlerin akıllarıyla alay ediyor. Efendim bu belgeler nereden geldi? Şimdi bu belgelerin nereden geldiğini gösteriyorum” diyen Yarkadaş’ın açıklaması şu şekilde:
“Elimde göstermiş olduğum internet sitesi Man adasının resmi internet sitesidir. Man adası devletinin resmi internet sitesine giren herkes o ülkede kimin kimlerin kimlerle ticaret yaptığını öğrenebilir. Gayet şeffaf bir şekilde bu siteye girip öğrenebilirsiniz. bakın burada ne yazıyor? Hemen göstereyim burada adı geçen firmaların yaptığı ticari işlemler var. Bu belgelerin arkasında komplo aramak bu belgeleri bir yerlere bağlamak meselenin özünü kaçırmaya yöneliktir. Sen yurt dışında imtiyazla vergi ödemeden para transferi yaptın mı? Yapmadın mı? Sana yurt dışından para geldi mi gelmedi mi? Sen yurt dışına para gönderdin mi göndermedin mi? Ayrıca bu paraların kaynağı nedir? Bunları konuşsun yandaş medya. AKP Genel başkan yardımcıları ne diyeceklerini şaşırmış haldeler. Birisi bunlar resmi belgedir diyor, diğeri ne var bunda ticaret yaptık diyor, Tayyip Erdoğan’ın avukatı bunların hepsi sahte diyor. Önce kendi aralarında karar versinler ne diyeceklerini… Yurt dışında eğer böyle bir para gelmişse o da ayrı bir tartışma konusudur. Onu da vergi uzmanları ve maliyeciler mutlaka masaya yatırmalıdır. Çünkü yurt dışından hiçbir ticari işlem yapmadan bir paranın gelmesi de kara para aklamanın mevzuatının ilgi alanına girer”
***
Binali Yıldırım: Kılıçdaroğlu her seferinde şapa oturmuştur!
Başbakan Binali Yıldırım, Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı belgelere “iftira” dedi. Yıldırım, “Kılıçdaroğlu daha önce de benzer açıklamalar yaptı, her seferinde şapa oturdu” dedi. Yıldırım’ın konuşmasından satır başları şöyle:
Dün ana muhalefet partisi genel başkanı sayın Kılıçdaroğlu, grup toplantısında eline bir tomar kağıt alarak heyecanla sayın Cumhurbaşkanımızın yakınlarının üzerinden bir itibar cinayeti işlemeye kalkıştı. Yalan yanlış belgelerle aklı sıra akrabalar üzerinden Cumhurbaşkanımızın itibarını zedeleyeceğini zannetti. Kılıçdaroğlu daha önce de benzer açıklamalar yaptı, her seferinde şapa oturdu. Şİmdi de şiddetle celalle Cumhurbaşkanımızın şahsına hakaret etmeye devam ediyor.
***
Belgelerde dikkat çeken isim: Sıtkı Ayan kimdir?
Kılıçdaroğlu’nun CHP Grup Toplantısı’nda açıkladığı belgelerde adı geçen Sıtkı Ayan, en çok merak edilen isim halini aldı. Kılıçdaroğlu’nun “Man Adası’nda bir şirket kurulur. Bizim vilayetlerden daha küçük. Belbey LTD şirketi. O şirketin kuruluş senedi de bizde. Bu şirket bir yönetim kurulu toplantısı yapar. Sıdkı Ayan bir kişiden oluşur yönetim kurulu. Tutanakları bizde. Şirketin sermayesi 1 sterlin. Man Adası devletinin resmi kayıtları var. Sıdkı Ayan bu şirketi Kasım Öztaş’a devretti. Sıdkı Ayan kimdir, tanıyormusun?” diye sorduğu Sıtkı Ayan, sızdırılan ses kayıtlarında daha önce gündeme gelmişti.
Kılıçdaroğlu’nun bahsettiği isimler rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarının ardından yandaş medya tarafından “Telefonları dinlenen isimler açıklandı” şeklinde haberleştirilmişti.
Belgelerde dikkatleri üzerine toplayan Sıtkı Ayan ise, Erdoğan’ın Başbakan olduğu 2013 yılındaki 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasından bir gün önce 16 Aralık’ta 11.5 milyar dolarlık “yatırım teşviki” aldığı iddia edilen Som Petrol’ün sahibi. Şirketin İTO kayıtlarındaki sermayesi 10 milyon lira görünürken, Lodra’da bulunan merkezinin sermayesinin milyar dolarlar olduğu ifade ediliyor. Ayan’ın aldığı cumhuriyet tarihinin en yüksek ikinci “yatırım teşviki” olarak kabul gören 11.5 milyar lira Turang Transit isimli şirket verilmişti. Turang Transit, Sıtkı Ayan’ın yönetim kurulu üyeliği bulunduğu 4 firmanın kurucu ortağı olduğu bir şirket.
SES KAYITLARINDA İSMİ GEÇTİ
İran doğalgazını Almanya’ya taşıyacak bir petrol boru hattı inşa edeceğini duyuran şirketin sahibi olan Ayan’ın ismi ise ilk olarak karşımıza, Cemaat’in sızdırdığı ses kayıtlarında; Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan’ın yaptıkları öne sürülen telefon konuşmasında çıkıyor.
2014 yılında Reuters’ın da haberleştirdiği telefon görüşmesine göre, Başbakan Erdoğan ve Bilal Erdoğan, soyadı verilmeyen “Sıtkı” adlı bir işadamının istenilen rakamı vermemesinden bahsediyor.
İddiaya göre, o dönem başbakanlık koltuğunda oturan Erdoğan, oğluna “parayı almamasını” telkin ederken “Kendisi bize ne söz verdiyse onu getircekse getirsin, getirmeyecekse gerek yok. Kucağımıza düşecekler merak etme” ifadesini kullanıyor.
Şubat 2014’te sızdırılan ses kaydının ardından avukatı aracılığı ile açıklama yapan Sıtkı Ayan, “2007’den bu yana üzerinde çalışılan uluslararası bir projenin gizlisi saklısı yoktur” ifadeleriyle “11,5 milyar liralık projeye” yardım almadığını iddia etmişti.
