Binlerce başvuruyu OHAL Komisyonu’na havale eden AİHM’in kararı için iki farklı görüş var.
Eylül ayında mesleğinden ihraç edilen öğretmen Gökhan Köksal’ın başvurusunu değerlendiren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) oybirliği ile aldığı kararda etkili iç hukuk yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle bu davaya bakamayacağına hükmederek, yine bir kanun hükmünde kararname (KHK) ile kurulan OHAL komisyonunu adres gösterdi.
KHK ile işten atılan onlarca müvekkili olan avukatlardan Fatih Canbay, BBC Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede, kararın hukuki olarak “sorunlu” olduğunu söylüyor.
“KARAR KESİNLİKLE HATALI”
Canbay, “Kurulan komisyon bu insanların mağdur olduğunu vurgulamayacak, bir lütuf gibi ‘seni yeniden memuriyete atıyoruz’ diyecek. Daha önce yapılan işlemin yanlışlığını vurgulamayacak. Sadece yeni atama yapıyor. Burada ilkesel bir problem var. Bizim AİHM’e başvuru yaparken öncelikli talebimiz hukuka aykırılığın tespiti ki, bu konuda komisyonun herhangi bir tasarrufu olmayacak” diyor.
Avukat ayrıca, komisyonun on binlerce başvuruyu değerlendirmesinin; buradan başvuran aleyhine ret kararı çıkması halinde idare mahkemesi ve sırasıyla istinaf mahkemesi, Danıştay’a ve Anayasa Mahkemesi’ne ve en son Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılacak başvuruların yıllar süreceğini vurguluyor.
Canbay, ortaya çıkabilecek uzun sürelerde hak kayıplarının komisyon tarafından tazmin edilmesinin mümkün olmadığını da söyleyerek, müvekkillerinin dosyalarını bu iki esas üzerinden AİHM’e taşımaya devam edeceğini belirtiyor.
“Benim AİHM’den hem hukuka aykırılığın tespitini isteme hakkım var hem de tazminat isteme hakkım var” diyen Canbay, “Verdikleri karar hukuken kesinlikle hatalıdır. Vicdanları yaralayacak bir karardır. Mevcut konjonktürde uluslararası hukukun da bir etkisi olmadığını fark eden iç dengeler de emin olun çok daha rahat davranacaklardır” diyor.
“KARAR UTANÇ VERİCİ”
Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü ile ilgili pek çok davayı AİHM’e taşıyan hukukçulardan Kerem Altıparmak da uluslararası mahkemenin kararını “utanç verici” olarak niteliyor.
BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Altıparmak, “Utanç verici, çünkü AİHM’in yargılama standartları Türkiye’deki herhangi bir mahkeme ve Anayasa Mahkemesi standartlarına inmiş görünüyor” diyor.
‘AİHM’İN KARARI TÜRK USULÜ
Altıparmak kendi müvekkilleri olan ve KHK ile işten atılan Barış İçin Akademisyenler nezdinde AİHM’e yapacakları başvuru sürecine devam edeceklerini, ancak bu başvuruda ifade özgürlüğünün kısıtlanması bağlamında bir vurgu olacağını söylüyor.
Altıparmak, işten atılan KHK’lıların başvurabilecekleri hukuki yollarla ilgili, “Ben öğretmenim, ihraç edildim, AİHM’e gideyim diyene ben ümit vaat etmem. Özel bir haklarının ihlal edildiğini ve komisyonun bu hak ihlalini gidermeye yetkili olmadığını kanıtlama şansınız yoksa AİHM yolu fiilen kapanmıştır” diyor.
“AİHM BİZİ DİKKATE ALDI”
15 Temmuz davalarının müşteki avukatlarından Avukat Mehmet Sarı ise, AİHM’in kararının geçmişte aldığı kararlarla uyumlu olduğunu ve mahkemenin Türkiye’nin güvenlik kaygılarına saygı duyan bir karar aldığını söylüyor.
BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Sarı, “OHAL komisyonunun ortaya çıkması, mağdur olduğunu iddia eden kişiler bakımından telafi sağlayabilecek bir yol olduğunu ortaya koyuyor. Bu çerçevede AİHM’in kendi çalışma prensipleri açısından verilmiş bir karar. AİHM’in burada Türkiye’nin kendini savunma güdüsü bakımından önceliklerini göz önüne aldığı ortada” diyen Sarı, “Devletin savunma mekanizması tamamen çökertilmek isteniyordu. F..Ö tam bu anlamda devleti, güvenlik kuvvetleri nezdinde sızma ve çökertme peşindeydi. AİHM bu kararla muhtemeldir ki Türkiye’nin kendini savunma dokusu bakımından da değerlendirme yapmış” diyor.
OHAL KOMİSYONU NEDİR?
Ocak ayında bir KHK ile OHAL İnceleme Komisyonu kurulmuş, KHK ile haksız olarak işten atıldığını düşünen memurların işe dönüş için başvuru makamı burası olarak belirlenmişti.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından çıkarılan KHK’larla yaklaşık 90 bin memur görevlerinden ihraç edilirken yaklaşık 30 bini açığa alındı.
Bunun yanı sıra yüzlerce dernek ve onlarca basın kuruluşu kapatıldı. Adalet Bakanı Müsteşar Yardımcısı Süleyman Menteş komisyonun başkanı olarak atanırken, toplam yedi üye de komisyonda görevli olarak belirlendi.
Henüz çalışmalarına başlamayan komisyon için 2 yıllık bir görev süresi belirlendi. Ancak gerekli görülmesi halinde bu süre bakanlar kurulu kararı ile uzatılabilecek.
Komisyonun verdiği kararlara itiraz yolu idari mahkemeler yoluyla açık durumda.