Erdoğan Rejimi Silivri Cezaevi’nin her yerini kameralarla doldurdu.
Silivri 9 No’lu Kapalı Cezaevi’nden bir tutuklu Cumhuriyet Gazetesi’ne yazdığı mektup aracılığıyla yaşadıkları hak ihlallerini anlattı. Tutuklular, kamera uygulamasıyla ilgili olarak “Bu özel hayatın gizliliğinin ihlalidir ve açıkça bir tacizdir. Biz seyirlik maymun değiliz” diyerek tepkilerini dile getirdi. Mektupta, havalandırmaların üzerinde tel kafes olduğu belirtilerek “Bu psikolojik baskıdır, gökyüzünü dahi dilimliyorlar” deniliyor.
“ELEKTRİK PARASI TUTUKLUDAN”
Mektupta ifade edilen diğer hak ihalleri ise şöyle: “Her arama esnasında gazetelerimiz gasp ediliyor. Avukat görüşlerini dört tarafı camdan fanus biçiminde yerlerde yapmak zorunda bırakılıyoruz. Bu yerler ses geçirmekte. Bu haliyle cam fanus şeklindeki avukat görüş yerleri avukat-müvekkil gizliliğine aykırıdır. Hapishane ile ilgili yaptığımız tüm suç duyuruları kaybediliyor. Hapishane idaresi hücrede bulundurabileceğimiz kıyafetlere sınır koyuyor. Bize yeni eşya geldiğinde alamıyoruz. Eşya sınırı gerekçe gösteriliyor. Depoya kaldırmak istediğimiz kıyafetler ise depoya kaldırılmıyor, çöpe atmamızı istiyorlar. Hücrelerde prizlerden kullandığımız elektriğin parası bizden kesiliyor. Aynı hücrede kaldığımız arkadaşların görüşçüleri dahi bize eşya veya para yatıramıyor. Kantin listesinde bulunan, ancak yazdığımız kantin istem fişindeki ihtiyaçlarımızın yarısı kantinde olmadığı gerekçesiyle verilmiyor. Revire çıkma taleplerimiz 10 – 15 günden önce yerine getirilmiyor. Böylece ancak hastalık ilerledikten sonra revire çıkabiliyoruz.”
MEKTUPLARA EL KONULUYOR
Silivri 9’Nolu Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Grup Yorum üyelerinden Fırat Kıl’ın 6 Ağustos tarihinde gönderdiği faksı paylaşıldı. Faksta, tüm tutsaklara yönelik baskıların devam ettiğini ve bu baskıları kabul etmedikleri belirtilerek mektuplara el konulduğu vurgulanıyor. Faksta, “Kitap sınırlamasından, gelen mektuplardan dışarı yazılan mektuplara kadar engellemeler, karalamalar, el koymalar yaşanıyor. Gazetecilere gönderilen mektuplara el konuluyor. Gazetecilere yazdığım fakslara da el konuldu ve yazdıklarımızın Nuriye ve Semih ile ilgili olan kısımları çizildi, ulaştı mı ulaşmadı mı bilmiyoruz?” diye yazıyor.