HDP Sözcüsü Günay Kubilay, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bir grup annenin HDP Diyarbakır il binasının önünde çocuklarının dağa kaçırıldığı iddiasıyla başlattığı oturma eylemine ilişkin konuşan Kubilay, “3 Eylül’den itibaren Diyarbakır il binamız önünde oturan ailelerin talebi son derece haklı bir taleptir” dedi. İl binası önündeki annelere seslenen Kubilay, “Bunun çözüm yeri Meclis’tir” diye konuştu.
HDP olarak da taleplerinin hiç kimsenin tırnağı dahi kanamadan toplumsal barışın sağlanarak bütün gençlerin evlerine sağ salim geri dönmeleri olduğunu söyleyen Kubilay, şu ifadeleri kullandı:
“Ne yazık ki, bu siyasi iktidar koşullarında suç olması gereken savaş olağan bir politika, olağan bir politika olması gereken barış suç unsuru olarak niteleniyor. Bizim bu konudaki duruşumuz nettir. Biz bütün gençler güven içinde evlerine dönsün ve toplumsal barış sağlansın diye uğraşıyoruz. Peki AKP-MHP koalisyonu ne diyor, Saray ne diyor? Barış mı diyorlar, gençler sağ salim dönsün mü diyorlar? Tabii ki hayır. Savaş çığırtkanlığı yapmaya devam ediyor, herkese namlu gösteriyor, ölüm naraları atıyorlar.
Hepimizin hafızalarında diridir. Cumartesi Annelerine paçoz diyerek coplatanlar, toplandıkları alandan Cumartesi Annelerini kovanlar, Gebze’de cezaevi önündeki anneleri coplatanlar, şimdi siyasi rant sağlamak için, kayyım gaspının üstünü örtmek için annelerden söz ediyor. Bazı kavramlar bazı ağızlarda ne yazık ki çok eğreti duruyor. Eğer hâlâ bir çözüm ısrarı varsa çağrımız nettir.”
Kubilay konuşmasında PKK’nin alıkoyduğu askerlerle ilgili bir heyet kurulması çağrısı yaptı:
“İktidar, oluşturulacak bir heyete engel çıkarmadığı ve güvence verdiği takdirde içinde insan hakları kuruluşlarından temsilcilerin de olduğu bir heyet oluşturulabilir ve hızla bu sorunu çözebilecek adımları atabilir. Gelin annelerin acılarını dindirmek için Meclis’te komisyon kuralım.”
HDP İl binası önündeki annelere seslenen Kubilay “Biz anneleri Meclis’e davet ediyoruz. HDP’nin il binası da partisi de o annelerin partisidir. O binaya girebilirler de orada kalabilirler de. Ama, eğer söz konusu çocuklarının sağ salim evlerine dönmesi ise bunun çözüm yeri Meclis’tir, çözüm adresi ise iktidardır. Bütün partilerle, iktidar partisi de dahil HDP de dahil bütün partilerle görüşsünler bir çözüm komisyonunun kurulmasına vesile olsunlar. Bu konuda ısrarlı olsunlar” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve ortağı MHP’nin Türkiye’yi Kayyım Cumhuriyeti’ne dönüştürdüğünü belirten Kubilay, şunları söyledi:
“Erdoğan darbeci zihniyeti olağan siyaset düsturu haline getirdi. Kayyım Darbesi ile büyükşehir belediye meclislerinin kapısına da kilit vurulmuştur. Belediye meclislerini feshetmek her bir yerelde tek adam rejimi inşa etmektir. Büyükşehir belediye meclisi, o ilin bütün ilçelerinin nüfusları oranında yani nispi temsil oranında üye gönderdiği bir yerel karar alma organıdır. Belediye meclislerini feshederek devre dışı bırakmak, her bir yerelde tek adam rejimi inşa etmek, yerelleri kayyımlar vasıtasıyla saray rejiminin organik ve siyasi uzantısı haline getirmek demektir. Kayyım atanan valiler, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, Süleyman Soylu da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlıdır. Amed’i, Mardin’i, Van’ı emir komuta zinciri içerisinde yöneten Erdoğan’dır.”
HDP’nin tamamen yerel yönetimlerde tasfiye edilmek istendiğine dikkat çeken Kubilay, “HDP’nin çoğunlukta olduğu belediyelerde belediye meclis üyeleri çeşitli bahanelerle görevden uzaklaştırılıyor. Böylelikle HDP azınlığa düşürülerek hem işlevsizleştirilmek hem de AKP’li belediye başkanı belediye meclisinin denetiminden kendini kaçırmanın yolunu yapmış oluyor. Yolsuzluk çukuruna batmış olan kayyımlar hakkında neden açıklama yapılmıyor?” diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda HDP’li belediye eş başkanlarının yerine atanan kayyımlarla büyükşehir belediyelerine ilişkin yapılan toplantıya tepki gösteren Kubilay, şunları söyledi:
“Saray’da kayyımlarla toplantıya katılmak iktidarın manevralarına hizmet etmektir. Bu toplantı her şeyden önce siyasi bir darbe ile HDP’li üç büyükşehir belediye başkanının yerine atanan kayyımlarla birlikte yapılan bir toplantı olması nedeniyle meşru değildir. Kayyım darbesini gerçekleştiren iktidar ortaklarının dışında bütün toplumsal kesimlerce, hukuksal dayanaktan yoksun siyasi bir karar olduğu için gayri meşru ilan edilerek reddedilen kayyımlar, seçilmiş meşru belediye başkanlarıyla Saray’da bir araya getirilerek darbeye meşruiyet kazandırılmak istenmiştir. Erdoğan bu hamlesiyle sadece HDP’yi değil, 31 Mart ve 23 Haziran’da tabanda ortaya çıkan demokrasi ittifakını dağıtmak, muhalefeti bölmek, yalnızlaştırmak ve etkisizleştirmek istiyor. Hiçbir muhalefet partisinin bu siyasi tuzağa düşmeyeceğini bu siyasi oyuna gelmeyeceğini umuyoruz.”
Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde sivil bir aracın geçişi sırasında yaşanan patlamada yedi kişinin hayatını kaybetmesine neden olan olaya ilişkin de konuşan Kubilay, söz konusu saldırıyı kınadıklarını belirtti. Kubilay “Bu asla kabul edilemez olan durumun bir an önce etkin biçimde soruşturulması için gerekli adımların atılmasını, sorumluların bulunmasını yetkililerden ısrarla talep ediyoruz” dedi. Kulp saldırısından sonra HDP ilçe başkanının gözaltına alınmasına tepki gösteren Kubilay, bunun bir algı operasyonu olduğuna dikkat çekti.