11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 6-7 Aralık tarihlerinden Tunus’a bir ziyaret gerçekleştirdi.
Ziyareti esnasında Gül, Tunus’un önde gelen düşünce kuruluşlarından “The Arab Institute of Business Leaders – IACE”ın düzenlediği “Teşebbüs ve Devletin Yeni Rolü” başlıklı etkinliğe katıldı.
Gül, Tunus eski Cumhurbaşkanı Mohamed en-Nasır, Tunus Başbakanı Yusuf Şahid ve Yunanistan eski Başbakanı Aleksis Çipras’ın da yer aldığı açılış oturumunda etkin ve demokratik devletin inşası üzerine bir konuşma yaptı.
“Tunus, asgari toplumsal maliyeti olan bir devrim gerçekleştirerek ve kaos yaratmadan ülke kurumlarını koruyarak demokrasiyi başardı” diyen Gül, devam etti:
“Dünya bu süreci büyük bir hayranlıkla izlemiş ve Tunus deneyimini coşkuyla alkışlamıştır. Tunus’un bu demokratik deneydeki başarısı olağanüstü ve çok değerli çünkü Arap Baharı’nın çoğu ülkede bir Arap Kışı’na dönmesiyle başladı. Siyasetin amacı ve yönetenlerin sorumluluğu, yaşam standartlarını, refahı ve insanların mutluluğunu arttırmaktır. Bu hedefe ulaşmak için atılacak ilk adım, barışı ve istikrarı sağlamak ve aynı zamanda farklı görüş ve ideolojilerin aynı alanı barışçıl bir şekilde paylaşmasını sağlamaktır.”
“Demokrasilerin çoğunlukçu değil çoğulcu olmalı” diyen Gül devam etti:
“Demokratik bir hükümet, yalnızca çoğunluğun taleplerine ve haklarına değil, aynı zamanda azınlık gruplarına ve kimliklerine de saygı duymalıdır. Bu bağlamda, gerçek bir demokrasi, temel insan haklarının ve özgürlüklerinin evrensel standartlarla uyumlu olduğu, hukukun üstünlüğü ilkesinin her şeyden önce tutulduğu ve toplumun farklı kesimlerinin temsil edildiği ve katılma fırsatına sahip olduğu bir sistemdir. Yönetişimde kötüye kullanımı önlemek için güçlerin ayrılması, kontrollerin ve dengelerin uygun olduğu kurumsal yapıyla güvence altına alınmalıdır. Bu, demokrasinin güçlü partilerin veya liderlerin gölgesi altına düşmesini engellemek için bir gerekliliktir.”
Demokratik olmayan ve hatta otoriter rejimlerin de ekonomik olarak gelişebileceğini ve elde edebileceği iddia edilebileceğine dikkat çeken Abdullah Gül, “Ancak, bu tür bir gelişmenin sürdürülebilir olup olmayacağı açık bir sorudur. Genellikle bu şekilde yaratılan servet makul bir şekilde dağıtılmaz. Bir devletin gücünün sert gücüyle ölçülmemesi gerektiğine kuvvetle inanıyorum. Yumuşak prestijiyle, uluslararası prestijiyle vatandaşlarına sağladığı mutluluk ve mutlulukla ölçülmelidir. Bir toplumdaki olumlu değişim ve inovasyonun ilk şartının özgür bir ortam oluşturulması olduğunu aklımızda tutmamız gerekir” dedi.
11. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, Tunus’un önde gelen düşünce kuruluşlarından “The Arab Institute of Business Leaders – IACE”ın 6-7 Aralık 2019 tarihlerinde düzenlediği “Teşebbüs ve Devletin Yeni Rolü” başlıklı etkinliğin açılış oturumunda bir konuşma yaptı. pic.twitter.com/hs8h3sDTHN
— 11.CB OFİSİ (@11CBofis) December 9, 2019
Siyasi tarih, bir ülkenin kalıcı bir şekilde gelişmesi için vatandaşların barış ve refah içinde yaşaması gerektiğini ve bunu başarmak için ülkenin hukukun üstünlüğünü, düşünce ve ifade özgürlüğünü, iyi yönetişimi ve fırsat eşitliğini sürdürmesi gerektiğini gösterdiğini dile getiren Gül, “Mutluluğa giden asıl yol, yüksek standartlara sahip bir demokrasi inşa etmekten geçer. Bir ülke olarak Arap Baharı lideri Tunus’un demokrasisini en yüksek standartlara yükselteceği ve diğer ülkeler için bir ilham kaynağı olacağına tam olarak güveniyorum” diye konuştu.