Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya konferansına katılmak üzere Berlin’e gitmeden önce gazetecilerin soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya konferansına kayılmak üzere Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı ile Türkiye’nin Libya Özel Temsilcisi ve AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler de Berlin’e gitti.
Erdoğan Atatürk Havalimanı’ndan Berlin’e hareketi öncesinde basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya konferansıyla ilgili şunları söyledi:
“ZİRVEYİ SİYASİ ÇÖZÜM YOLUNDA ÖNEMLİ BİR ADIM OLARAK GÖRÜYORUZ”
“Türkiye olarak krizin başladığı ilk günden bu yana tutarlı ve ilkeli bir duruş sergiledik. Libya’da kalıcı çözümün siyasi diyalogla sağlanabileceğini sürekli olarak her ortamda vurguladık. BM’de yürütülen çalışmalara destek verdik. Berlin sürecinin başarısı için elimizden gelen çabayı gösterdik. Bunun yanında Milli Mutabakat hükûmeti ile olan diyalog, istişare ve eşgüdümümüzü de artırdık.”
“Türkiye gerek sahada gerekse diplomaside yürüttüğü mücadeleyle Libya’da barışın anahtarı olmuştur. Libya’da sükûnet 8 Ocak’ta Sayın Putin’le İstanbul’da yaptığımız ateşkes çağrısı ile sağlanmıştır. Bu çabalar da Berlin zirvesinin düzenlenmesi için gereken zemini oluşturmuştur. Darbeci Hafter ve destekçilerinin dizginlendirilmesinde ülkemizin kararlı tutumunun büyük payı vardır. Ülkemiz bu adımları ile Akdeniz’deki haklarını garanti altına almanın yanı sıra Libya’nın geleceğine de sahip çıkmıştır. Berlin zirvesini ateşkesin tahkimi ve siyasi çözüm yolunda özellikle önemli bir adım olarak görüyoruz. Ateşkes ve Berlin Zirvesi ile yeniden filizlenen umutlar kan ve kaos tüccarlarının ihtiraslarına kurban edilmemelidir.”
“MİÇOTAKİS OYUNU YANLIŞ OYNUYOR”
Erdoğan konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yunanista’nın Berlin’e davet edilmediği için “ciddi bir rahatsızlık içerisinde” olduğunu söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Libya ve Türkiye arasında atılan imzalar Yunanistan’ı zaten çıldırtmıştı. Bunun ardından kiminle anlaşmaya gidelim ki bir rövanşist anlayışla bunu geri alalım dedi. Tabii Hafter’in bir kıymeti harbiyesi yok. Sarrac BM tarafından tanınmış bir lider. Burada tuttular Hafter’in Yunanistan’a davet etti. Orada verdikleri pozlarla acaba Almanya’ya gitmeyişin arından bu rövanşist bir anlayış nasıl farklı bir yere varır gibi bir adımla bu görüşmeleri yaptılar. Bizim nazarımızda hiçbir kıymeti yok. Hafter Berlin’e geldiğinde neler söyleyecek hepsini görme imkânımız olacak. Ama Kiriakos Miçotakis oyunu yanlış oynuyor. Attığı adımlar doğru değil. Bu sürece iyi başlamadı. Türkiye ile münasebetlerinde de iyi adımlar atmıyor. Kendisiyle NATO’da bir buçuk saat konuştuk.”
“DOĞMAMIŞ ÇOCUĞA DON BİÇİLMEZ”
Erdoğan, ‘Berlin Konferansı’ndaki 6 sayfalık taslak metnin sızdığı iddiası’na ilişkin soruya da yanıt verdi. Erdoğan, “Bize ulaşmış böyle bir metin yok. Akşam geç saatlerde Dışişleri Bakanımla da görüştüm. Böyle bir durum söz konusu değil. Böyle bir şey olsa herhalde benim de haberim olurdu. Berlin’e gittiğimizde önümüze böyle bir şey gelir mi gelmez mi göreceğiz. Ama BM’nin riyasetinde Libya’da bir seçim atmosferi içerisine girilmesi aslında olumlu bir gelişme olacaktır. Aksini iddia etmek yanlış olacaktır. Ama bunun sağlıklı bir şekilde olması lazım. Yoksa silahların gölgesinde bir seçim düşünülemez,” dedi.
Gazetecilerin, “Konferanstan olumlu bir sonuç çıkmazsa Türkiye’nin yol haritası ne olur?” sorusunu, “Doğmamış çocuğa don biçilmez. Şimdiden şöyle olur böyle olur desek yanlış olur. Önce toplantıdaki tüm gelişmeleri görmemiz lazım .Sonra sonuç bildirgesini görmemiz lazım .Ondan sonra ne gibi adımlar atabiliriz değerlendirmelerimizi yapar açıklamamızı da dünya kamuoyuna ifade ederiz,” yanıtı verdi.
Aldığı beraat kararının ardından tahliye edilen, fakat sonra savcının itirazıyla yeniden tutuklanan Eski Korgeneral Metin İyidil davasında ortaya çıkan yargı çelişkisine ilişkin gazetecilerin sorduğu soruyu yanıtlayan Erdoğan, şunları söyledi:
“Tabii bu yargı camiamız için gerçekten çok çok üzücü bir adım olmuştur. İlginç olan şey şu bunların talimatların ivedi kararı veren kişi veya kişilerin de ‘F.TÖ’cü olması bu işin nerelere vardığını gösteriyor. Bunun arkasında daha ne gibi oyunlar olabileceğini de gösteriyor. Ama hak er ya da geç yerini buluyor. Müebbet hapse mahkum olmuş bir kişinin hemen tahliyesini verme gibi bir yola bir mahkeme nasıl gidebiliyor? Bu anlaşılabilir bir şey değil. Sağ olsun Adalet Bakanlığımız ve savcılarımız bu noktada adımlarını attılar. İçişleri Bakanlığı ile beraber yaptıkları operasyonla yakaladılar. Şu anda malum içeride.”
