50 taşınmazın tapusu Mor Gabriel Manastırı Vakfı’na teslim edildi…
Mardin’in, 2014 yılında ‘büyükşehir’ statüsü almasından sonra kurulan, Devir Tasfiye ve Paylaşma Komisyonu’nun kararı ile kilise, manastır ve mezarlıkların da yer aldığı taşınmaz malları önce Hazine Müsteşarlığı’na ardından Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmesi sonrasında Süryani Cemaati’nin başlattığı mücadele sonuç verdi.
Bu taşınmazlara ait tapular, Resmi Gazete’de 27 Mart günü yayımlanan 7103 sayılı ‘Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun’ ile Mor Gabriel Manastırı Vakfı’na teslim edildi.
‘VAKIF OLARAK İLK KEZ TAPULARI ALDIK’
Yapılan yasal düzenlemeden sonra vakıf olarak ilk kez binlerce yıllık manastır, kilise ve mezarlıkların tapularını aldıklarını kaydeden Ergün, “Daha önce köy tüzel kişiliği adına tapuları vardı ve bunlarda köy muhtarlığı adına kayıtlı olduğu için muhtarlıklarda bulunuyordu. Son düzenlemeden sonra 50 parçanın tapusu vakfımıza, 5 tapu ise Mardin’deki diğer Süryani vakıflarına teslim edildi. Tapuları verilenler arasında Mor Melki Manastırı, Mor Yakup Manastırı, Taş köyünde bulunan Mor Dimet Kilisesi, Mor Loozor Manastırı, Bağlarbaşı’nda bulunan Mor Kuryakos Kilisesi var; tarihi bir yer. Kiliselerin ve manastırların yanında bulunan mezarlıklar da vardır” dedi.
‘BAZI TAŞINMAZLARIN MAHKEMESİ DEVAM EDİYOR’
Mor Gabriel Manastırı Vakfı Başkanı Ergün, yasal düzenlemeyle sorunun önemli ölçüde çözüldüğünü; ancak bazı manastır ve kiliselere bağlı bağ, bahçe ile tarladan oluşan 70 parçaya yakın taşınmazın hala mahkemelerde davalarının sürdüğünü söyledi. Ergün, “Bunların bir kısmının mahkemelerde davası sürerken, bazıları için de mahkemelerde dava açmayı düşünüyoruz” dedi. Ergün, seçimlerden sonra aynı diyaloğu devam ettirip, bunların çözümünü bekleyeceklerini de dile getirdi.
Tapuların, Mor Gabriel Manastırı Vakfı’na teslim edilmesinin, yurt dışına göç eden cemaat mensuplarının geri dönüşünü de sağlayabileceğini belirten Koryakos Ergün, şunları söyledi:
“Tapularımızın ilk kez iade edilmesinin, yurt dışında bulunan Süryanilerin dönmesine vesile olacağını düşünüyorum. Bu olay aynı zamanda Lozan Anlaşması’ndan doğan azınlık haklarının iadesi anlamına geliyor.”