Türkiye’nin krizde bulunan ekonomisiyle ilgili tartışma ve değerlendirmeler bitmek bilmiyor. Gözler, 31 Mart yerel seçimler sonrası ekonominin gidişatıyla ilgili hükümetin alacağı önlemlerde.
Muhalefetin iddiasına göre, hükümet 1 Nisan’dan sonra IMF’nin kapısını çalacak ve borç isteyecek. Hükümet iddiaları kabul etmiyor.
ABD’nin önemli finans araştırma, analiz ve raporlama kuruluşlarından ADP Araştırma Enstitüsü Başkanı Prof. Ahu Yıldırmaz, Türkiye ekonomisinin geleceğini hükümetin seçim sonrası izleyeceği ekonomik politikaların belirleyeceğini söyledi.
VOA Türkçe’ye, Türk ekonomisinin genel durumuyla ilgili görüşlerini açıklayan Yıldırmaz, Türkiye’nin sıcak paraya ihtiyacı olduğunu, sıcak paranın gelmesi için Türkiye ekonomisine güvenin artması ve tutarlı ekonomik politikaların izlenmesi gerektiğini söyledi.
31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler sonrasında ekonomide izlenecek politikaların önemine dikkat çeken Yıldırmaz, “Türkiye’de ekonominin geleceğini hükümetin seçim sonrası izleyeceği politikalar belirleyecek” dedi.
Yıldırmaz, dünya ekonomisinde genelde bir yavaşlama olduğunu hatırlattı ve devam etti:
“Türkiye’deki ekonominin yavaşlamasını dünyaya bağlamamak lazım. Genelde dünyada bir yavaşlama görülse de bu yavaşlamayı Türkiye, Arjantin ve Venezuela daha farklı bir şekilde yaşıyor Türkiye’deki resmi verilere (TÜİK) göre, geçtiğimiz yıl büyüme 2,6 oranında görülüyor. 2018’in dördüncü çeyreğinde ise 3 oranında bir küçülme oldu. 2018 yılının dördüncü çeyreğindeki bu yavaşlama nasıl devam edecek asıl önemli olan o. 2019’un birinci çeyreği için gelecek veriler çok önemli. 2019 yılı birinci çeyrek rakamlarında seçim döneminin getirdiği belirsizliğinin etkisiyle bir yavaşlama olabilir. Ancak bu yavaşlama geçen yılın dördüncü çeyreği gibi olmaz”.
Ekonomideki gerçek durumun seçim sonrası ortaya çıkacağını belirten Yıldırmaz, “Şu anda seçim beklentisi olduğu için genelde bir belirsizlik var. Her seçim genelde ekonomide bir belirsizlik yaratır. Bu belirsizliğin yarattığı da bir ekonomik durgunlukta görüyoruz. Seçimden sonra asıl ekonomin gerçek akımını göreceğiz. Tüketicinin belirsizlikler yüzünden talebi olmuyor. Aynı zamanda dış yatırımcıların da seçim dönemindeki belirsizlik nedeniyle herhangi bir talebi olmuyor. Bu yüzden ekonomide bir yavaşlama var” dedi.
Prof. Yıldırmaz, enflasyon rakamlarının da seçimlerden sonra izlenecek ekonomik politikalarla bağlantılı olduğuna dikkat çekerek, şöyle dedi:
“Enflasyona dikkat edilmesi gerekiyor. Yüzde 19 gibi bir rakam gördük. Enflasyon rakamındaki artışta dördüncü çeyrekteki yavaşlamanın da etkisi oldu. 2019 yılının sonraki aylarında ise daha düşük bir enflasyon oranın yakalanacağını tahmin ediyorum. Gıda enflasyonuna dikkat etmemiz lazım. Enflasyon rakamlarındaki artışın en fazla gıda ve alkolsüz içeceklerde olduğunu görüyoruz. Tabi bu tüketiciler için de çok önemli bir veri. Önümüzdeki seçimlerden sonra izlenecek politika çok önemli. Bu yılın ikinci yarısı çok önemli. Şu an ekonomide gözlemlediğimiz durgunluğun seçimlerden sonra biraz daha kontrol altına alınacağını tahmin ediyorum. Bu yüz 31 Mart’ta yapılacak seçimleri beklememiz gerekecek.”
Yılmaz, Türkiye’de inşaat sektöründe yaşanan gerilemenin, kısa vadede işsizliği olumsuz olarak daha da etkisinin gösterebileceğini belirtti.