Son bir yılda kur krizi, rekor işsizlik ve küçülme gibi sorunlarla yüz yüze gelen Türkiye ekonomisi, geçen hafta dünyanın önde gelen otomotiv üreticilerinden Volkswagen’in (VW) yatırım kararı ile moral buldu.
Manisa’da kurulması planlanan fabrika 2022’de üretime başlayacak, dört bin kişiye istihdam sağlayacak ve toplamda 1- 1,5 milyar euroya mal olacak.
Alman devinin Türkiye’de fabrika kurma kararı alması Türk otomotiv sektörü ve ülke ekonomisi açısından büyük önem taşıyor. DW Türkçe’ye konuşan iş dünyası temsilcileri ve ekonomistler, söz konusu yatırımın başta Avrupa olmak üzere uluslararası şirketlerin Türkiye’ye bakışını olumlu etkileyeceği görüşünde.
Türkiye’nin son yıllarda uluslararası yatırım çekmek konusunda başarısız bir sınav verdiğini söyleyen Alnus Yatırım Araştırma Müdürü Yunus Kaya, şöyle diyor:
“2016’daki 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Avrupa Birliği (AB) ile arası açılan Türkiye, birlikten uzaklaşınca yatırımcı gelişi aksadı. Son üç yıldır ortalama yatırım 7 milyar dolar civarında gerçekleşiyor. AB ülkelerinin yüzde 67 olan payı, bu yılın ilk yedi ayında toplamda yüzde 50’ye geriledi”
Veriler de Kaya’nın sözlerini destekliyor. 3 Ekim 2005’te AB ile tam üyelik müzakerelerine başlanması ile birlikte, Türkiye’ye sabit yabancı sermaye girişinde patlama yaşanmıştı.
2002-2004 yıllarında toplamda 2,5 milyar dolarlık yatırım alabilen Türkiye, 2005’de 8,5 milyar dolar, 2006’da 17,6 milyar dolar, 2007’de 19,1 milyar dolar, 2008’de 14,8 milyar dolar gibi çok ciddi sermaye yatırımı çekti.
2005-2015 arası 130,8 milyar dolar ile ortalama her yıl 12 milyar dolarlık bir yatırımı çeken Türkiye, diğer taraftan yabancı portföy ve kredi yatırımlarının da artması ile güçlü bir büyüme dönemine girmişti.
Yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik büyümeyi net bir biçimde olumlu etkilediğini vurgulayan Yunus Kaya, “VW’den sonra dolayısıyla Türkiye’nin doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını kendine çekmeyi sürdürebilmesi, ülkenin ekonomik büyümesi üzerinde de olumlu etki yapacaktır. Yurt dışında Türkiye için de itibar sağlayacak bu girişimin, yeni yatırımcılar çekmekte referans olacağı kesin” diyor.
Türkiye ekonomisinin başat sektörlerinden biri olan otomotiv sektörünün bir yan kolu olarak 1970’lerin başında ortaya çıkan yerli otomotiv tedarik şirketleri, Türkiye’de üretim yapan Renault, Fiat, Ford, Hyundai, Honda, Toyota, MAN gibi küresel otomotiv markalarına hizmet veriyor.
Bununla birlikte, Türk otomotiv şirketleri son 10 yılda küresel çapta atak yaparak uluslararası müşterileri için 35 ülkede 140’a yakın fabrika kurdu ve üretime başladı. Dolayısıyla VW’nin Türkiye’de fabrika kuracak olması, öncelikle otomotiv tedarik şirketleri için büyük önem taşıyor.
22 yıldır ilk kez küresel bir otomotiv üreticisinin Türkiye’de bu büyüklükte sıfırdan bir yatırım yapmasının önemine vurgu yapan Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Alper Kanca, “Bu yatırımın bir önemi daha var. Bugüne kadar Fransız, ABD’li, Koreli ve Japon otomotiv firmaları Türkiye’de binek otomobil üretti. Ama ilk kez bir Alman devi böyle bir yatırım yapıyor” diye konuşuyor.
VW’nin yatırım kararının son yıllarda Türkiye algısı bozulan Avrupalı yatırımcılar için de bir yeşil ışık anlamına geldiğini dile getiren Alper Kanca, “Otomotiv dışındaki sektörlere de Türkiye’de yatırım açısından güven verecek bir karar bu. Yeni dönemde ben pek çok farklı sektörden Türkiye’ye yabancı yatırımların yeniden gelebileceğini düşünüyorum” diyor.
Kanca’ya göre Almanya’daki diğer şirketler, VW’nin yatırımı sonrasında Türkiye’yi yeniden yatırım takvimine almaya başlayacak.
Otomotiv Yan Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (TOSB) Başkanı Ömer Burhanoğlu, VW’nin Türkiye’deki fabrikasında gerçekleştirilecek üretimin AB dışındaki pazarlara satılacağını söylüyor.
Türkiye’de üretilip ihraç edilen her beş otomobilden dördü Avrupa Birliği ülkelerine satılıyor. Geçen yıl Türkiye otomotiv endüstrisi yaklaşık 32 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Ancak ekonomide yaşanan sıkıntılar nedeni ile ülke içindeki satışlar ise düşüyor. İç pazar 2018’i yüzde 35’lik küçülme ile kapatırken, 2019’un ilk altı ayındaki daralma ise yüzde 40’ı aştı.