Avrupa Birliği Genel İşler Konseyi’nin Türkiye ile Gümrük Birliği’nin genişletilmesi için müzakerelere şu an için başlamama kararı alması hükümetin eleştirdiği konuların başında geliyor.
Ancak bu eleştiriler hükümetle sınırlı değil. Türkiye iş dünyasının da karara tepkiler var.
DW Türkçe’den Aram Ekin Duran’a konuşan iş dünyası temsilcileri, Gümrük Birliği’nin güncellenmemesinin yalnızca Türkiye’ye değil; AB’ye de zarar vereceğine dikkat çekiyor. İş insanlarına göre, Avrupa Birliği 24 Haziran’dan sonra OHAL’e son vermeye hazırlanan Türkiye’ye olumlu bir karşılık vermeli…
Türkiye ile AB arasında 1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğe giren ve geçen 22 yılda karşılıklı ticareti 37 milyar dolardan yaklaşık 150 milyar dolara çıkaran Gümrük Birliği anlaşmasının yenilenmesi, küresel ticaret savaşlarının hızlandığı bugünlerde Türkiye ekonomisi için kritik önemdeydi. Bu nedenle, AB’nin Gümrük Birliği’nin genişletilmesi için müzakerelere başlamama kararı alması, dış ticaretinin yaklaşık yüzde 50’sini AB ile gerçekleştiren Türkiye iş dünyasında ‘hayal kırıklığı’ yarattı.
Son dört yıldır gerek Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek gerekse Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve TÜSİAD’dan TOBB’a kadar pek çok iş dünyası örgütü, Gümrük Birliği’nin güncellenmesine dönük AB’de lobi faaliyeti yapıyordu. Gümrük Birliği’nin çerçevesinin genişletilmesi ve sanayi ürünleri yanında tarım ürünleri ve hizmet sektörünün de anlaşmaya dahil edilmesi ile AB-Türkiye arasındaki ticaretin 300 milyar dolara kadar çıkartılması planlanıyordu.
Karara Türk Dışişleri’nden, “AB’nin, Türkiye’ye adil ve dürüst davranmadığı bir kez daha görülmüştür. AB’nin söz konusu tutumuna rağmen süreçten uzaklaşanın ülkemiz olduğunu ileri sürmek ikiyüzlülük ve tutarsızlıktır” tepkisi gelirken çatısı altında 25 federasyon, 190 dernek ve Türkiye’nin toplam ihracatının yarısını gerçekleştiren 40 bine yakın şirketin yer aldığı Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Orhan Turan’a göre, Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa Birliği ile ilişkileri hızla düzeltmesi gerekiyor.
AB’nin de Türkiye ile ticari ortaklığını dönemsel koşullara bağlamadan ele alması gerektiğini kaydeden Orhan Turan, “Avrupa, bizim için çok önemli bir çıpa. AB ekonomisi büyüdükçe, bizim de ihracatımız büyüyor. Ne yapıp edip, Gümrük Birliği’nden kaynaklı sorunların aşılması yönünde adım atılmalı” diye konuşuyor.
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu da, “Gümrük Birliği’nin güncellenmemesi sadece Türkiye’yi değil, AB’yi de olumsuz etkileyecek” diyor.
Avrupa Birliği’ne ekonomik entegrasyon konusunda uzun yıllardır çalışmalar yürüten TÜSİAD Genel Sekreteri Bahadır Kaleağası, Avrupa Birliği’nin, Türkiye’deki OHAL ortamı ve Kopenhag kriterlerinden giderek uzaklaşılması nedeniyle ekonomik çıkarları ile örtüşmeyen bir karara imza attığını öne sürüyor ve şöyle devam ediyor:
“AB Türkiye’deki fiili duruma karşı, kendi çıkarlarına ters olmasına rağmen Gümrük Birliği’ni güncellememe kararı aldı. Bu aslında Türkiye’ye bir mesaj.”