Tüm dünya gibi Türkiye de koronavirüse (Kovid-19) karşı bir dizi önlemle virüsün yayılmasını ve daha fazla can almasını engellemeye çalışıyor.
Virüse karşı zamanla yarışan doktorların yaşadıkları ve tanıklıkları medyaya yansımaya devam ediyor.
Fransa’da bir grup doktor, Kovid-19’un yarattığı tehlikeye dikkat çekmek için yaptıkları açıklamada, “Son 24 saatte Paris bölgesinde hastanelerde %20’lik artış var. Hastaların %35’i daha solunum cihazına bağlı.İçeriye konuşarak geliyorlar, 2 saat sonra boğuluyorlar. Lütfen dışarı çıkmaktan vazgeçin. Bu hayal dahi edemeyeceğiniz kadar ciddi” uyarısında bulundu.
Manisa’da Genel Cerrahi Uzmanı olarak görev yapan Op. Dr. Erdem Nalbant ise, “Korkuyoruz ancak korkumuzu bir kenara bırakıp mücadele ediyoruz” dedi.
Nalbant, “Cefakar, vefakar çok büyük özveri ile korona virüs için savaşan sağlık çalışanları olarak korkmuyor muyuz, korkuyoruz, fakat korkumuzu bir yana atıp mücadelemize devam ediyoruz. Sizlere düşen görev ise sadece ve sadece evde kalmak. Alkış sesleriniz, ölüm sessizliğini unuttursun” ifadelerini kullandı.
Koronavirüsle mücadele için kurulan Bilim Kurulu üyelerinden Prof. Ahmet Demircan ise, virüse yakalanıp iyileşen birinin yeniden enfekte olabileceği uyarısında bulundu.
Bağışıklığın tek sefer olmadığını ifade eden Demircan, “Başka bir viral hastalıklarda kullandığımız ilaçları kullanıyoruz. Sıtma ve romatizmada kullanılan bir ilacı kullanabiliyoruz. Biz sadece yeni geliştirilen ve Japonların geliştirdiği Çin’de de kullandıkları bir ilacı Türkiye’ye getiriyoruz. O ilaç gelince yatan hastalarda ve yoğun bakımlardaki hastaların tedavisinde kullanılacak” dedi.
İyileşenlerin yeniden virüsle enfekte olabileceğini kaydeden Demircan, “Korona virüse yakalanan birinin iyileşip taburcu olduktan sonra tekrar enfekte olarak hastalığa yakalanabileceğini ifade eden Demircan, “Maalesef bağışıklık tek bir seferle kalmıyormuş. Tekrardan yakalanma riski varmış. O yüzden virüsten korunmaya devam edelim” ifadelerini kullandı.
İktidarın şeffaflıktan uzak koronavirüs politikası eleştirileri de beraberinde getiriyor. Michigan Üniversitesi’nden Prof. Onur Başer, koronavirüs tedbirlerindeki eksikliklere dikkat çekti ve Türkiye’de 32 milyon kişinin Kovid-19’dan etkilenebileceğini söyledi.
Onur Başer’e göre Türkiye’de başta testler olmak üzere önlemler yeterli değil. Başer, virüsün bulaşacağı kişilerin sayısı, yoğun bakım ünitesi sayılarıyla ilgili bir dizi tespitte bulundu.
Türkiye’nin 65 yaş üstü kişilerin sokağa çıkmalarını yasaklayan kararını eleştiren Başer, “Türkiye’de 65 yaş ve üstü 7 buçuk milyon kişi var. Sadece 1 milyonu tek başına yaşıyor. Geri kalan 6 buçuk milyon kişi aileleriyle yaşıyor. Ailedeki insanlar dışarı çıkıp geldiklerinde virüsü getirebilirler. Bunlar düzensiz önlemler. Artış hızını azaltacak önlemler değil” yorumunu yaptı.
DW Türkçe’nin haberine göre, Türkiye’nin vakalarla ilgili şeffaf davranmamasını da şu sözlerle eleştirdi:
“Vakaların nerede olduğu hakkında bilgi verilmemesi ve bunun saklanması Türkiye’ye mahsus. Diğer ülkeler yapmıyor. Salgınla en iyi başa çıkan Güney Kore, Singapur, Hong Kong biliyoruz vakaların hangi bölgelerde olduğunu. İtalya’da biliyoruz. İnsanlar ona göre tedbir alıyorlar. Maalesef Türkiye salgın olan bölgeleri açıklıyor ne de insanları uyarıyor. Önlemlerin teker teker geç olarak başlaması bizim epidemik verimizi çok yükseltecektir.
En düşüğünü bile alsak Türkiye’de 32 milyon kişinin koronavirüsünden etkileneceğini gösteriyor. 32 milyon kişinin etkilenmesi 150 bin ile 600 bin arasında bir ölüm olacağının habercisi. 1.6 milyon hastanın yatış olacağını gösteriyor. Türkiye’de yatak sayısı 200 bin kadar. En az 640 bin hastanın yoğun bakım ünitesine ihtiyacının olacağını gösteriyor. Ki bu sayı Türkiye’de 40 bin civarı.”
Solunum cihazlarına da değinen Başer, “640 bin hastanın da en az 320 bininin solunum cihazı ihtiyacı olacağını gösteriyor. Makine bağlanmazsa bu hastaların ölüm oranı yüzde 90” dedi ve Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında sağlığa en az harcama yapan ülke olduğunu hatırlattı.