İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Başkanı Raci Bilici, OHAL süreci ile birlikte Doğu ve Güneydoğu’daki hak ihlallerinde büyük bir artış yaşandığını belirterek, “3 ayda 9 bin hak ihlali başvurusu aldık. Bu ürkütücü bir rakam” dedi.
“Suçlanan DTK’yı devlet neden muhatap aldı o zaman?”
Kendisinin de 14 Mart 2017 tarihinde gözaltına alınıp 7 gün sorgulandıktan sonra serbest bırakıldığını anlatan Raci Bilici, Demokratik Kongresi (DTK) bileşenleri ve dolaylı ilişkisi olanların hedef alındığını söyledi. Bilici, savcıların DTK’yı bir illegal örgüt olarak kabul ettiğini belirterek, şöyle devam etti: “DTK illegal bir oluşum ise eş başkanları o zaman neden İmralı heyetinde yer alıyor? Niye başbakan, bakanlar, Mit Müsteşarı, Kamu Güvenliği Müsteşarı, devletin bütün bürokratları, vali, yereldeki bütün mülki amirleri, idari amirler hepsi bunlarla neden muhatap oldu? Madem yasak, kapatın o zaman. Legal bir yapı, herkesi tanıyan bir yapı üstelik cumhurbaşkanlığı adına dönemin TBMM Başkanı Cemil Çiçek resmi yazı gönderdi DTK’ya. O dönem de “yeni anayasa için değerli görüşlerinizi bizimle paylaşmanızı istiyoruz” diye resmi yazı gönderdi. Bunu arkadaşlar zaten mahkemeye de sundu. Böylesi çıkılmaz durumlar yaratılıyor.
“Operasyonlar çok sert devam ediyor”
Ara dönem yaşanıldığı sanılıyor ama böyle bir durum yok. Çünkü şehirde operasyon çatışma yok ama bölgede operasyon çok sert şekilde devam ediyor. Bir yerde iki kişi oturup PKK militanı görüldüğü anda 5,6 tane uçak kalkar 7,8 helikopter gider, binlerce asker operasyon bölgesine gönderilip bölge 1 hafta 10 gün yasak bölge ilan edilir. Her taraf bombalanır, helikopterlerle taranır, o askerler gider o iki kişiyi etkisiz hale getirdikten sonra operasyon biter. İşte bakın bu kadar devasal durumlar yaşanıyor burada. Bu yüzden bir ara dönemden bahsedilemez. Birçok kent güvenlik bölgesi ilan edildi. Askeri ve siyasi operasyonlar tam hızla devam ediyor. Bölgede muhalif olup da rahat yaşayan ve kaygı gütmeyen hiç kimse yoktur. Yani akademisyenler olsun, kamu çalışanları olsun, gazeteciler, sivil toplum örgütleri olsun kimsenin burada ne can ne mal güvenliği var.”
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Başkanı Raci Bilici, OHAL süreci ile birlikte Doğu ve Güneydoğu’daki hak ihlallerinde büyük bir artış yaşandığını belirterek, “3 ayda 9 bin hak ihlali başvurusu aldık. Bu ürkütücü bir rakam” dedi.
“Suçlanan DTK’yı devlet neden muhatap aldı o zaman?”
Kendisinin de 14 Mart 2017 tarihinde gözaltına alınıp 7 gün sorgulandıktan sonra serbest bırakıldığını anlatan Raci Bilici, Demokratik Kongresi (DTK) bileşenleri ve dolaylı ilişkisi olanların hedef alındığını söyledi. Bilici, savcıların DTK’yı bir illegal örgüt olarak kabul ettiğini belirterek, şöyle devam etti: “DTK illegal bir oluşum ise eş başkanları o zaman neden İmralı heyetinde yer alıyor? Niye başbakan, bakanlar, Mit Müsteşarı, Kamu Güvenliği Müsteşarı, devletin bütün bürokratları, vali, yereldeki bütün mülki amirleri, idari amirler hepsi bunlarla neden muhatap oldu? Madem yasak, kapatın o zaman. Legal bir yapı, herkesi tanıyan bir yapı üstelik cumhurbaşkanlığı adına dönemin TBMM Başkanı Cemil Çiçek resmi yazı gönderdi DTK’ya. O dönem de “yeni anayasa için değerli görüşlerinizi bizimle paylaşmanızı istiyoruz” diye resmi yazı gönderdi. Bunu arkadaşlar zaten mahkemeye de sundu. Böylesi çıkılmaz durumlar yaratılıyor.
“Operasyonlar çok sert devam ediyor”
Ara dönem yaşanıldığı sanılıyor ama böyle bir durum yok. Çünkü şehirde operasyon çatışma yok ama bölgede operasyon çok sert şekilde devam ediyor. Bir yerde iki kişi oturup PKK militanı görüldüğü anda 5,6 tane uçak kalkar 7,8 helikopter gider, binlerce asker operasyon bölgesine gönderilip bölge 1 hafta 10 gün yasak bölge ilan edilir. Her taraf bombalanır, helikopterlerle taranır, o askerler gider o iki kişiyi etkisiz hale getirdikten sonra operasyon biter. İşte bakın bu kadar devasal durumlar yaşanıyor burada. Bu yüzden bir ara dönemden bahsedilemez. Birçok kent güvenlik bölgesi ilan edildi. Askeri ve siyasi operasyonlar tam hızla devam ediyor. Bölgede muhalif olup da rahat yaşayan ve kaygı gütmeyen hiç kimse yoktur. Yani akademisyenler olsun, kamu çalışanları olsun, gazeteciler, sivil toplum örgütleri olsun kimsenin burada ne can ne mal güvenliği var.”