AKP, 31 Mart yerel seçimlerine günler kala seçim kampanyasını, ayrışma, kutuplaşma, beka ve terör kavramları üzerine oturturken, yerel bir seçimin ‘beka’ tartışmasına kilitlenmesine tepkiler de artıyor.
AKP’nin söylemini sertleştirdiğini, terör, PKK, ekonominin kötüleşmesi gibi argümanları daha da güçlü kullandığına işaret eden Çolak, seçim sonuçlarında Cumhur İttifakı’nın oy kaybı yaşaması halinde hükümet nezdinde çok ciddi gelişmeler yaşanacağını savunuyor.
“AK Parti içinde MHP ile ortaklıktan rahatsız olan kesim, sesini daha fazla yükseltip “yanlış yaptık” diyecek. İttifakın oranı yüzde 45’in altına düşerse o gün ittifak bozulabilir” yorumunu yapan Çolak, yazısını şu satırlarla sürdürüyor:
“Devlet Bahçeli, her ne kadar “mezara kadar sürecek bu ittifak” değerlendirmesi yapsa da AK Parti neticeye bakar. Hatta sorumluluktan sıyrılmak için suçu Bahçeli’ye bile yükleyebilirler. Böyle bir durum doğarsa şu anda hazırda bekleyen Abdullah Gül ve arkadaşları “yeni parti” sürecini resmen başlatabilirler
AK Parti’nin elinde bulundurduğu büyükşehir belediyelerinden Ankara, İstanbul veya her iki şehir birden kaybedilirse, bambaşka bir süreç başlar.
Bu iki belediyenin 16 yıldır yaptığı hiçbir eylem, karar, ihale araştırılmadı, sorgulanmadı.
Savcılara, hâkimlere talimat verilerek bu sürecin üzerine gidilmemiş olabilir. Ancak bu belediyelerin muhalefetin eline geçtiğini düşünün. Her gün yeni bir belge ve yolsuzluk açıklanır ve savcılar yine harekete geçmezse neler olacak? Siyasi erklere dokunmayan adalet bu sefer nasıl gizlenecek?
Muhalefetin kaybedecek çok bir şeyi yok. En fazla lider tartışmaları olur, o da unutulur gider. Ancak hükümetin, AK Parti ve MHP’nin kaybedebileceği çok şey var. “Türkiye’nin kaderi” diye gerilmelerinin sebebi işte bu endişedir. Endişe de; insanı sinirlendirir, hataya sürükler ve gerginleştirir. AK Parti ve MHP’nin özellikle Ankara üzerinden bu denli gerilmesi, ciddi bir endişenin varlığına işaret ediyor.”