Polis Devleti’ne geçtiğimiz resmi bir yazıyla tescillendi.
POLİS YARGIYA MÜDAHİL
Yargı bağımsızlığının tartışmalarına ve polis devleti olma yolunda ilerleme örneklerine bir yenisi daha eklendi. Kilis’te Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen yazı, polisin yargı aşamasına da doğrudan müdahil olduğunu ve mahkemelere talimat verdiğini gözler önüne seriyor.
1 Nisan’da Kilis İl Emniyet Müdürlüğü adına Kaçakçılık ve Organize Şube Müdürlüğü’ndan Kilis Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilen ‘gizli’ ibareli bir yazıda, Gülen Yapılanmasına yönelik tutuklu olarak yargılananların mart ayı içerisinde görülen duruşmalarına ilişkin bilgileri istendi. Polisin yargıyı baskı altına almasına neden olabilecek yazıda, Ağır Ceza Mahkemesi’nden, sanıklar hakkında verilen ara kararlar ile tutukluluğa yapılan itirazlar sonucunda serbest kalan kişilerin gerekçe gösterilen karar içeriklerinin birer örneği talep edildi. Kaçakçılık ve Organize Şube Müdürlüğü tarafından istenen bu belgelerin, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne gönderileceği belirtildi.
RESMEN POLİS DEVLETİ OLDUK
CHP’nin hukukçu milletvekillerinden Murat Emir, Kilis Emniyet Müdürlüğü’nden gönderilen bu yazının bir skandal niteliği taşıdığını söyledi. Normal şartlarda adli kolluğun yargının denetiminde çalıştığını, Emniyet tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden böyle bir yazı yazılamayacağını ifade eden Emir, “Bu yazı, artık bir polis devleti olduğumuzun da göstergesidir” dedi. Polisin işinin delilleri topladıktan sonra biteceğini belirten Emir, “Bir ağır ceza mahkemesi, herhangi bir ara kararını veya serbest bırakma kararını hiç kimseyle paylaşmaz. Adli kolluk bunu niye istiyor?” diye sordu.
ÇOK ÖNEMLİ BİR BELGE
Emniyet’in Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği yazının ‘çok önemli bir belge’ olduğunu dile getiren Emir, “Bu sadece sınırlı bir yetki aşımı mı yoksa tüm Türkiye’de böyle bir durum mu yaşanıyor? Kilis ile sınırlı olması bile kabul edilemez ama yaygın bir uygulama ise mahkemeler de verdikleri kararları hiç ilgisi olmayan kolluk kuvvetleri ile paylaşıyorsa bu tam bir adli skandaldır. İçişleri Bakanlığı’nın hemen üzerine düşeni yapması gerekir” dedi.
“BU YAZI BİR TEHDİT NİTELİĞİNDE”
Emniyet’in mahkemelerden böyle bir talepte bulunma yetkisi olmadığını belirten CHP’li bir diğer hukukçu milletvekili Şenal Sarıhan da mahkemenin kararının yalnızca kendisini ilgilendireceğini, polisin yetkisinin mahkemenin üzerinde olmadığını belirtti.
Sarıhan, şunları söyledi: “Polis sadece mahkemenin yazılarına yanıt verebilir. İki kurum arasında yazışma yapılabilir ama bir gerekçe gerekir. İfade edilen yazıda herhangi bir gerekçe yok. Polisin buradaki yazısı adeta mahkemeyi denetim amacı taşıyor. Tahliyeleri engellemeye çalışan, tahliyeler üzerine bir engelleme, bir gölge düşürme işlevi edinmeye çalışılan bir üslup kullanılmış. Bu yazı aynı zamanda bir tehdit niteliğindedir. Mahkemeyi töhmet altında bırakma amacı taşır. Tahliye ile ilgili elbette gerekçeli karar olması gerekmektedir ama bu karardan bilgisi olması gereken kurum emniyet değildir. Mahkemeler böyle yazılar geldiğinde bu yazıları emniyete göndermezse hiçbir sorun teşkil etmez. Herhangi bir sorumluluğu yoktur çünkü istek sıradan bir istek değildir. Gerekçeyi sorarak, örneğin delil yetersizliği nedeniyle serbest kalan kişiler için yeni gerekçeler üretmeyi de amaçlıyor olabilirler.”