CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, bazı sosyal medya paylaşımları ve hakkında üretilen sahte tweetler nedeniyle yarın hâkim karşısına çıkacak.
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkacak olan Kaftancıoğlu’ya yöneltilen suçlamalar arasında Cumhurbaşkanına hakaret, Türkiye Cumhuriyeti devletini alenen aşağılama, halkı kin ve düşmanlığı tahrik etmek ve terör örgütü propagandası yapmak suçları bulunuyor. Kaftancıoğlu hakkında 17 yıla kadar hapis isteniyor.
Dava öncesi açıklamada bulunan CHP İl Başkanı Kaftancıoğlu, “Halk kimin sahici kimin yalancı olduğunu görüyor, biliyor. Bedel ödetme çabaları boşa çıkacak” dedi.
Davanın açılma sebebinin hukuki olmadığını söyleyen Kaftancıoğlu, şunları ifade etti:
“Devlete hakaret eden birileri varsa o da yargıyı iktidarın sopası haline getirenlerdir. Devlete ihanet eden birileri varsa o da bu devletin en gizli, en önemli bilgilerini, kozmik odalarını FETÖ’ye açan, buna göz yumanlardır. 31 Mart seçimlerinden sonra da halkın iradesini ezip geçenlere halk en büyük cevabı 23 Haziran’da verdi zaten. Halk kimin sahici kimin yalancı olduğunu görüyor, biliyor. Bedel ödetme çabaları boşa çıkacak. Yalan kaybedecek, yine hakikat kazanacak.”
Toplumsal Bellek Platformu da yazılı bir açıklama yaparak Canan Kaftancıoğlu’ya destek mesajı verdi. Açıklamada Kaftancıoğlu’ya açılan davanın, İstanbul seçiminin kazanılmasındaki rolü nedeniyle iktidarın seçim yenilgisini birilerine fatura etmek istemesiyle doğrudan bağlantılı olduğu ifade edildi.
Kaftancıoğlu’nun ömrünü insan hakları, eşitlik ve adalet mücadelesiyle geçiren bir hekim ve siyasetçi olduğu belirtilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
“Bizim için bu dava, ailemizin bir parçasına yapılan cezalandırma istemi değildir yalnızca. Aynı zamanda bu ülkede yakınlarımız nezdinde yıllarca mücadele ettiğimiz değerlerimiz, adalet, hak, hukuk ve eşitlik arayışına karşı başlatılmış olmasıdır. Dahası ülkenin en büyük muhalefet partisinin il başkanını deyim yerindeyse hukuk dışı ithamlarla mahkeme koridorlarına çekerek muhalefete ciddi olarak, ‘yeter, sus, otur!’ demektir. Bunu ne derin ailemizden acı çekerek el aldığımız geçmişimize ne de bizden sonra aydınlık yarınlar görsün diye hayaller kurduğumuz çocuklarımıza yakıştırabiliriz. Sonuna kadar ailemizin baş tacının yanında olacağımızı bildiririz.”