CHP’li Ali Şeker’in, Türkiye’de son 18 ayda 21 bin 957 çocuğun gebe kaldığını açıklaması sonrası çocuk istismarı konusu bir kez daha gündeme geldi. Uzmanlar, adli işlem eksikliğine ve algı farklılıklarına dikkat çekiyor.
Aynı zamanda tıp doktoru olan ve TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Üyesi olan Şeker, 18 yaşının altındaki 21 bin 957 bireyin gebe kalmasını ise “Bu verilere göre, ne yazık ki her gün 40’tan fazla çocuğumuz, daha kendileri birer çocukken, okul sıralarında örgün eğitimde derslerini dinlemek yerine anne olmaya zorlanmış” sözleriyle değerlendirdi.
Pazartesi günü açıklanan veriler hakkında DW Türkçe’ye değerlendirmede bulunan Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Emrah Şahin, bu sayının haricinde bir de kayıt dışı olan çocuk gebeliklerinin de bulunmasına dikkat çekti.
“Bu kayıtların gerçekte olandan çok daha az olduğunu bildiğimiz için 21 bin 957’yi aslında 40 bin, 45 bin gibi okuyoruz” diyen Şahin, bu yılın ocak ayında iki hastanede ortaya çıkan skandala karşın halen gerekli önlemlerin alınmadığına dair işaretlerin bulunduğunu savundu.
Çocuk istismarına ve cinsel suçlara karşı tedbirler her ne kadar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçildikten sonra açıkladığı 100 Günlük İcraat Programı’na dahil edilse de, söz konusu düzenleme halen yasalaşmadı.
Alınan önlemlerin yetersiz olduğuna dikkat çeken Şahin, Pazartesi günü açıklanan sayı uyarınca erken evlilikler konusunda devlet politikasında ciddi adımların atılmadığı sonucunun çıkarılabileceğini belirtti.
2009 yılına ait TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun ilgili raporunda çocuk istismarını engelleyici adımların atılması yönündeki ifadelere atıfta bulunan Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı, “Ne yazık ki dokuz sene içerisinde bu adımların atılmadığını görüyoruz” ifadesini kullandı.
CHP milletvekili Şeker’in bugünkü açıklaması sonrası konuşan Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nden Hilal Esmer ise çocuk gebeliğinin kayıtlardaki rakamların ötesinde bir tabloya işaret ettiği görüşünde.
Konunun sosyolojik, kültürel ve yasal düzlemde yeterince tartışılmadığını savunan Esmer, şöyle diyor:
“Çocuk hakları ile ilgili komisyonun kurulmaması, çocuk bakanlığının açılmaması ve halktan gelen taleplerin yerine getirilmemesini bunun bir işareti olarak görüyorum.”
Esmer, sadece sayılar üzerinden konuşmanın, çocukların haklarının yok sayılması, zorla ya da rıza inşası ile evlendirilmesi, çocuk evliliklerinin herkes tarafından kabul edilebilir algılanması gibi sorunların gözardı edilmesini de beraberinde getirdiğini ifade etti.
Esmer’e göre bu sayıların azalması isteniyorsa, çocuklarda ailelerinin uzantısı olmadan kendi birey haklarının bulunduğu bilincinin yaygınlaştırılması ve sadece çocukların değil, çocukların haklarının da korunması gerekiyor.
Bunun için de koruyucu ve önleyici çalışmaların yaygınlaştırılması gerektiğini belirten Esmer, çocuk istismar vakalarının münferit olarak algılanmasını ve çocuk evliliklerin istismar olarak kabul edilmemesini en büyük sorunlar arasında değerlendirdi.