Yüz binlerce öğretmenin “Ben de var mıyım?” korkusuyla listelerde ismini aradığı gün, takvimler 1 Eylül 2016’yı gösteriyordu.
Resmi Gazete’de yayınlanan 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK) 28 bin 163 öğretmen “terör örgütüyle ilişkili” oldukları gerekçesiyle mesleklerinden ihraç edilmişti o gün.
Hatice Civelek, 14 bin 73’üncü öğretmendi listede ismi bulunan. Çalıştığı Sancaktepe İbni Sina İlköğretim Okulu’nun yönetiminden daha öğle olmadan aranmış ve tebligat kâğıdını almaya çağrılmıştı.
O listede ismi bulunan öğretmenlerin tamamının hayatı geri döndürülemez biçimde değişecekti, ancak Civelek ailesini bekleyen felaketler daha yeni başlıyordu.
Hatice Civelek, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği mezunuydu. Eşi Enis Evren Civelek ise Gazi Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği’nden.
Evren, İslam’a ilgisi nedeniyle ardından Anadolu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni de bitirmişti. Özel sektörde de pek çok farklı işte çalışmıştı.
15 Temmuz KHK’leri sonrasında ailenin karşılaştığı ilk zorluk ekonomik oldu. Evren Civelek, 2017 yılı içinde sözleşmeli öğretmen olabilmek için Milli Eğitim İl Müdürlüğü’ne başvurdu.
Endişelendiği bir durum yoktu. Güvenlik soruşturmasından geçti ve sözleşmeli öğretmenliğe başladı.
Ama Haziran 2017’de bir sabah erken saatlerde polis kapısını çaldı. Hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı gözaltı kararı çıkartmıştı. İsmi bir ifadede “2005 yılında Cemaat yurdunda müdür yardımcılığı yaptı” şeklinde geçmişti. Gözaltının sebebi buydu.
Cemaat soruşturmalarında tutuklama delili olarak kabul edilen “Bylock kullanıcı listesinde ya da Bank Asya’ya para yatıranlar listesinde ismi olmak” gibi kriterlerin hiçbiriyle suçlanmadı. İfadesinde, iki yıl çalıştığı yurdun Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olduğunu, yıllar önce çalıştığı bir kurum nedeniyle şimdi suçlanamayacağını anlattı. Ancak Savcılık tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti.
Civelek, 12 yıl önce çalıştığı kurum nedeniyle “örgüt üyeliği” suçlamasıyla dakikalar içinde tutuklanarak Kırıkkale Keskin Cezaevi’ne gönderildi.
Tutuklanması ardından aile ekonomik olarak çöküntü yaşadı ve Hatice Civelek, kızları Naime (8) ve Betül’ü (3) alarak Düzce’ye baba evine taşındı.
Evren Civelek o günden sonra ailesini sadece aylık açık görüşlerde görebilecekti.
7 Aralık 2018 Cuma günü de o günlerden biriydi. Keskin Cezaevi’nin açık görüş günü için Hatice Civelek babası Emin Balıkçı ve iki kızıyla yola çıktı. Kayınvalidesi Havva Civelek de Rize’den gelip onlara katıldı. Gece yarısı yola çıkılmış, kurallar gereği sabah 07:00’de cezaevinde olmayı başarmışlardı.
“Mahpusun Bayramı” ya da resmi adıyla bir saatlik açık görüş, Evren Civelek’in çocuklarını son görüşü oldu.
350 kilometrelik geri dönüş yolunun Ankara Mamak kısmında, ikisi çocuk beş kişiyi taşıyan araç şarampole yuvarlandı. Sağ kalan tek kişi KHK’lı öğretmen Hatice Civelek’ti.
İki çocuğunu, babasını ve kayınvalidesini kaybetmiş, kendisi kırıklar içinde Ankara Numune Hastanesi’ne kaldırılmıştı. Bilinci açıldığında ifade için gelen Jandarma’ya ilk sözü: “Kimler öldü?” oldu.
“Şimdi kaldıramazsınız” cevabına “Ben vatansever iken vatan haini ilan edildim, onu bile kaldırdım bunu da kaldırırım” karşılığını verdi.
Yakın bir arkadaşının hastane odasından yaptığı video kaydında Hatice Civelek, “Ne olur, eşim bu kadar şeyden sonra hücreye dönemez, o hücreye tek başına atmayın onu. Benim belim, göğsüm, kolum kırık. Benim ona onun da bana ihtiyacı var. Lütfen onu bırakın” diye sesleniyordu yetkililere.
Aynı saatlerde Evren Civelek, çocuklarını defnedebilmek için savcılığın verdiği özel izinle Düzce Şehir Mezarlığı’ndaydı.
Dudaklarından sadece “Meleklerim gitti” sözleri dökülen baba Evren Civelek, defin işlemlerinin ardından jandarmalar eşliğinde Ankara’ya karısını görmeye getirildi.
Savcılığın tanıdığı 10 dakikalık görüş hakkı için.
Birbirlerinin elini tutarak suskun geçirdikleri 10 dakikanın ardından, Evren Civelek Rize’ye doğru yola çıktı. Evlatlarını toprağa veren bir baba, bu kez annesini toprağa vermeye giden evlattı.
Kazanın ardından Evren Civelek’in avukatı tahliye başvurusunu Pazartesi günü yenileyecek. 14 Aralık’ta rutin tutukluluk değerlendirme duruşması bulunan Civelek’in 28 Ocak 2019’da mahkemesi var.
HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, tutukluların ailelerinden uzak cezaevlerinde tutulmalarının, nakil taleplerine cevap verilmemesinin; hak ihlali ve sistematik bir cezalandırma biçimi olarak uygulandığını sıklıkla dile getiriyor.
Sadece Gülen Cemaati mensupları değil Kürt tutuklular da ailelerinden uzak şehirlere gönderiliyorlar.
Sabah 07:00’da cezaevi girişinde hazır bulunma zorunluluğu nedeniyle aileler geceyi yolda geçiriyor. Bu da kazalara davetiye çıkartıyor.
Civelek ailesinin dışında yakınlarını cezaevi dönüşü kazalarında kaybeden başka Cemaat tutukluları da oldu.
KHK ile ihraç edilen ihraç öğretmen Burak Aydın da onlardan biri.
Giresun’da oturan ailesi, Cemaat soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Aydın’ı, Mardin’de tutuklu bulunduğu cezaevinde ziyaret etti.
Dönüş yolunda (28 Şubat 2018) meydana gelen kazada aileden 4 kişi yaşamını yitirdi.
Cenaze için izin verilmeyen Aydın, oluşan tepki üzerine bir gün sonra mezar ziyareti izni alabildi. Yakınlarının mezarı başında çekilmiş fotoğrafı sosyal medyada KHK’lılar için hüznün sembollerinden biri oldu.
Kaynak: Ahval