Türkiye, her ne kadar ABD ile yaşanan ev hapsindeki Rahip Andrew Brunson gerilimi nedeniyle ekonomik bir darboğaza düşmüş imajı çizilse de krizin 24 Haziran genel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde de koşar adım geldiği biliniyor.
AKP ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yönetimi, krizin kaynağı olarak ABD Başkanı Donald Trump ve yaklaşımını suçlasa da, Türkiye’nin eninde sonunda IMF ile anlaşmak zorunda kalacağı, cari açık ve özel sektörün borçlarla başa çıkamayacağı yönündeki uyarılar sık sık dile getiriliyordu.
Krizden çıkış yolu olarak Çin ve Körfez ülkelerinin kapısını çalan AKP’ye bir can simidi de Almanya’dan geldi.
Putin, Erdoğan ikilisi ile ortak bir zirve düzenleme kararı alan Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in koalisyon ortaklarında Sosyal Demokrat Parti’nin lideri Andrea Nahles, Alman hükümetinin ekonomik sıkıntı içindeki Türkiye’ye yardım etmeyi düşünmesi gerektiğini savundu.
Nahles, medyaya yaptığı açıklamada, Almanya’dan Türkiye’ye gerçekleşecek bir ekonomik yardımın gerekli olduğunu iddia ette.
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la yaşanan siyasi anlaşmazlıklardan bağımsız olarak Türkiye’ye yardım edilmesini gerektiren bir durum oluşabilir” yorumunu yapan Nahles, “Türkiye’nin boşverilecek bir NATO üyesi olmadığını” ifade etti.
“Türkiye’nin ekonomik olarak istikrarlı olması ve kur türbülanslarının durdurulmasının herkesin çıkarına” olduğunu dile getiren Nahles’in önerisine ne yanıt verileceği merak konusu.
Brunson krizinin de etkisiyle, dolar geçtiğimiz günlered 7.40 TL seviyesine kadar çıktı ve son birkaç gün içerisinde gerileyerek 6 TL’nin altına indi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları S&P ve Moody’s de geçen Cuma günü art arda Türkiye’nin kredi notunu düşürdü.
S&P’den yapılan açıklamada, Türkiye ekonomisinin 2019 yılında daralmasının beklendiği belirtilirken Moody’s hükümetin kısa vadede etkili ve uyumlu ekonomik bir plan sunması halinde kredi notunun artırılabileceğini açıkladı.