Diktatörlük rejimiyle kendisine muhalif gazetecilerle birlikte Die Welt muhabirini de tutuklatan Erdoğan’a Die Welt Genel Yayın Yönetmeninden Kur’an dersi de içeren bir mektup geldi. Poschardt, Erdoğan’a Rahman suresindeki adalet bahsini hatırlattı.
“İki sene önce kendisini gazetemize almak için Deniz ile buluştuğumuzda ikimizin de isteği Deniz’in iç politika konularında yazmasıydı. Ta ki Türkiye ve orada yaşayan insanlar hakkında konuşmaya başlayana dek. Deniz’in annesinin, babasının memleketini ne kadar çok sevdiğini hemen anladım. Deniz gazetemiz için bu nedenle gitti Türkiye’ye. Gazetelerimizde ve internet sayfalarımızda yayımlanan röportajları ve analizleriyle Türkiye’nin kültürünü, örf ve adetlerini fazla tanımayan binlerce insanın memleketiniz ile ilgilenmelerini sağladı. Deniz Türkiye ile ilgili yazmaya başladığından beri, haberlerimize olan ilgi iki mislinden fazla arttı. Maliye Bakanlığında Türk vergi sisteminin modernizasyonunda yardımcı olabilmek için Bavyeralı bir memur olarak babam 80’li senelerin sonlarında Ankara’da bulunmuştur.
Ankara’daki iş arkadaşlarının inanılmaz bir çalışkanlık ve angajman ile cumartesi günleri öğleden sonraları bile bakanlıkta nasıl çalıştıklarını kendisi bugün bile anlatır. Daha 1989 senesinde bir çok kadının bakanlıkta önemli mevkilerde görev aldıklarını görmekten ne kadar çok etkilenmişti. Dört Türk futbol takımının Avrupa Kupası birinci turunda oynaması nedeniyle bir toplantıyı ertelemiş olan Türk iş arkadaşlarının futbol maçlarındaki heyecanından da efsane gibi bahseder babam. Ve kendisini düzenli bir şekilde yemeğe davet eden iş arkadaşlarında yediği leziz turşular gibisini bir daha bulamamış babam.
Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu bölgenin kültürümüzün, dilimizin ve mimarimizin beşiği olduğunu gösteririm ben hep oğullarımla müzeye gittiğimizde. Türkiye’yi ve Almanya’yı birbirine bağlayan çok şey olduğuna inanıyorum. Deniz gibi çoğu çifte vatandaşlığa sahip olan Türk kökenli milyonlarca Federal Alman vatandaşı değil sadece, değişken bir tarih ki bunun içinde müşterek menfaatlere değer verildiği ve özen gösterildiği zaman iki tarafın da yararına olduğuna inanıyorum. Şu andaki ilişki iki ülkemizi birleştiren durumu yansıtmıyor. Poscardt, “Ancak siz bunu değiştirebilirsiniz. Özellikle Deniz Yücel’in serbest bırakılması bunun için önemli bir sinyal olur.”
“Siz böyle bir cezanın ne anlama geldiğini biliyorsunuz”
Erdoğan’ın 1999 yılında kendisinin de hapse girmek zorunda kaldığını hatırlatan Die Welt Genel Yayın Yönetmeni, “Siyasi rakipleriniz sizi orada görmek istedikleri için hapse girdiniz. Siz böyle bir cezanın ne anlama geldiğini biliyorsunuz” dedi.
Deniz Yücel’in eleştiren ve rahat durmayan bir gazeteci olduğunu söyleyen Poschardt şöyle devam etti: “Ne daha fazla, ne de daha az. Lütfen onu serbest bırakın. Deniz kendiliğinden gidip teslim oldu ve ülkenizde bir hukuk devleti olarak adil bir yargılama yapılacağına güvenerek. Dininizin temel direği Kuran’dır. En güzel surelerden biri olan 55. surede çok merhametli olan Allah’ın dünyayı yaratışı anlatılır: Önce insanı yarattı, sonra güneş ve yıldızlar ile gökyüzünü ve sonunda artık insanlar arasında adaleti sağlayacak olan tartıyı. İnsanlar ile ilgili bir yargıda bulunacaksanız eğer“, Allah inananlardan bunu talep eder, „o zaman adil karar veriniz.“
Poschardt’ın mektubu Die Welt gazetesinde Türkçe ve Almanca yayımlandı.
RAHMAN SURESİ’NDEKİ İLGİLİ AYETLER
Alman gazetecinin Erdoğan’a hatırlattığı Kuran’daki bölüm Rahman Suresi’nin ilk 9 ayetinde geçiyor. İşte o ayetlerin Türkçe meali:
1-Rahmân,
2-Kur’ân’ı öğretti (insanlığa ve cinlere)
3-İnsanı yarattı;
4-Ona konuşmayı talim etti.
5-Güneş de, ay da, (Rahmân’ın tesbit buyurduğu) bir hesaba göre vardır ve bir hesaba göre hareket eder.
6-Yıldızlar ve ağaçlar da (Allah’ın önünde) secde eder, (O’na, kanunlarına tam teslimiyet halindedirler).
7-Ve gök, Allah onu (yerin üstünde) yükseltti ve ölçüyü, dengeyi koydu.
8-Ki, taşkınlık yapıp, ölçüyü, dengeyi aşmayasınız.
9-Tartıyı tam olarak, hakkaniyetle ve adaletle yerine getirin ve ölçüyü, dengeyi bozmayın.