Yargıtay tutuklu sanığın itirazını haklı buldu ve tahliyesini istedi.
Burdur’da Ağlasun Tarım Müdürü Hakan Özcan, 3 Ağustos 2016 tarihinde Gülen Cemaati üyeliği iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklandı. 2013 yılı öncesi ve sonrasında örgütün ‘ilçe imamıyla’ telefonla görüştüğü, sohbet toplantılarına katıldığı, Zaman gazetesine abone olduğu ve kızını Altınbaşak adlı okula verdiği belirlenen Özcan, ‘yasadışı örgüt üyeliği’ suçundan cezalandırıldı. Bölge Adliye Mahkemesi’nde temyiz başvurusu reddedilen Özcan, Yargıtay’a gitti. Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi, Özcan’ın itirazını haklı bularak kararı bozdu.
Kararın bozulması ve Özcan’ın tahliyesine karar verilmesi istendi. Kararla birlikte Özcan tahliye edildi.
Yeni Asya‘nın haberine göre, Yargıtay çeşitli akademik kaynaklara atıfta bulunarak gerekçelendirdiği bozma kararında şu ifadelere yer verdi;
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar …Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir. (Evik, cürüm işlemek için örgütlenme, syf 383 vd.) Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiileri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır. (Toroslu özel kısım syf.263-266. Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf.28. Özgenç Genel Hükümler syf.280)”
Çocuğunu okula göndermek örgütsel faaliyet sayılamaz
Sanığın derhal salıverilmesine karar verildi
-Arama neticesinde el konularak adli emanette muhafaza edilen sanığa ait digital materyaller üzerinde gerçekleştirilmekte olduğu anlaşılan bilirkişi incelemesinin sonucunun beklenmesi, -Sanık hakkında hükümle birlikte yapılan suç duyurusu ile ilgili soruşturma evrakının akıbeti araştırıp açılmış bir dava varsa iş bu dava dosyası birleştirilmesinin temini cihetine gidilerek iddia edilen bir olayın ispatında birbirine çelişsen deliller var ise, hangi delilin hangi gerekçeyle diğerine üstün tutulduğunun karar yerinde tartışılması suretiyle sanığın hukuki durumunun tüm deliller muvacehesinde tayin ve takdiri gerekirken 5271 sayılı CMK’nın 230/1-b maddesi gereğince hukuki bir gerekçe için tartışılıp değerlendirilmesi zorunlu olan tüm delillerin tartışma ve değerlendirmeye tabi tutulmayarak aynı kanunun 289/1-g maddesine muhalefet edilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sanığın, mevcut delil durumu ve tutuklulukta geçen süre de gözetilerek sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü değilse derhal salıverilmesi için ilgili yer C.Başsavcılığına müzekkere yazılmasına 26.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
Yargıtay tutuklu sanığın itirazını haklı buldu ve tahliyesini istedi.
Burdur’da Ağlasun Tarım Müdürü Hakan Özcan, 3 Ağustos 2016 tarihinde Gülen Cemaati üyeliği iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklandı. 2013 yılı öncesi ve sonrasında örgütün ‘ilçe imamıyla’ telefonla görüştüğü, sohbet toplantılarına katıldığı, Zaman gazetesine abone olduğu ve kızını Altınbaşak adlı okula verdiği belirlenen Özcan, ‘yasadışı örgüt üyeliği’ suçundan cezalandırıldı. Bölge Adliye Mahkemesi’nde temyiz başvurusu reddedilen Özcan, Yargıtay’a gitti. Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi, Özcan’ın itirazını haklı bularak kararı bozdu.
Kararın bozulması ve Özcan’ın tahliyesine karar verilmesi istendi. Kararla birlikte Özcan tahliye edildi.
Yeni Asya‘nın haberine göre, Yargıtay çeşitli akademik kaynaklara atıfta bulunarak gerekçelendirdiği bozma kararında şu ifadelere yer verdi;
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar …Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir. (Evik, cürüm işlemek için örgütlenme, syf 383 vd.) Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiileri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır. (Toroslu özel kısım syf.263-266. Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf.28. Özgenç Genel Hükümler syf.280)”
Çocuğunu okula göndermek örgütsel faaliyet sayılamaz
Sanığın derhal salıverilmesine karar verildi
-Arama neticesinde el konularak adli emanette muhafaza edilen sanığa ait digital materyaller üzerinde gerçekleştirilmekte olduğu anlaşılan bilirkişi incelemesinin sonucunun beklenmesi, -Sanık hakkında hükümle birlikte yapılan suç duyurusu ile ilgili soruşturma evrakının akıbeti araştırıp açılmış bir dava varsa iş bu dava dosyası birleştirilmesinin temini cihetine gidilerek iddia edilen bir olayın ispatında birbirine çelişsen deliller var ise, hangi delilin hangi gerekçeyle diğerine üstün tutulduğunun karar yerinde tartışılması suretiyle sanığın hukuki durumunun tüm deliller muvacehesinde tayin ve takdiri gerekirken 5271 sayılı CMK’nın 230/1-b maddesi gereğince hukuki bir gerekçe için tartışılıp değerlendirilmesi zorunlu olan tüm delillerin tartışma ve değerlendirmeye tabi tutulmayarak aynı kanunun 289/1-g maddesine muhalefet edilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sanığın, mevcut delil durumu ve tutuklulukta geçen süre de gözetilerek sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü değilse derhal salıverilmesi için ilgili yer C.Başsavcılığına müzekkere yazılmasına 26.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
Yargıtay tutuklu sanığın itirazını haklı buldu ve tahliyesini istedi.
Burdur’da Ağlasun Tarım Müdürü Hakan Özcan, 3 Ağustos 2016 tarihinde Gülen Cemaati üyeliği iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklandı. 2013 yılı öncesi ve sonrasında örgütün ‘ilçe imamıyla’ telefonla görüştüğü, sohbet toplantılarına katıldığı, Zaman gazetesine abone olduğu ve kızını Altınbaşak adlı okula verdiği belirlenen Özcan, ‘yasadışı örgüt üyeliği’ suçundan cezalandırıldı. Bölge Adliye Mahkemesi’nde temyiz başvurusu reddedilen Özcan, Yargıtay’a gitti. Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi, Özcan’ın itirazını haklı bularak kararı bozdu.
Kararın bozulması ve Özcan’ın tahliyesine karar verilmesi istendi. Kararla birlikte Özcan tahliye edildi.
Yeni Asya‘nın haberine göre, Yargıtay çeşitli akademik kaynaklara atıfta bulunarak gerekçelendirdiği bozma kararında şu ifadelere yer verdi;
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar …Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir. (Evik, cürüm işlemek için örgütlenme, syf 383 vd.) Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiileri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır. (Toroslu özel kısım syf.263-266. Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf.28. Özgenç Genel Hükümler syf.280)”
Çocuğunu okula göndermek örgütsel faaliyet sayılamaz
Sanığın derhal salıverilmesine karar verildi
-Arama neticesinde el konularak adli emanette muhafaza edilen sanığa ait digital materyaller üzerinde gerçekleştirilmekte olduğu anlaşılan bilirkişi incelemesinin sonucunun beklenmesi, -Sanık hakkında hükümle birlikte yapılan suç duyurusu ile ilgili soruşturma evrakının akıbeti araştırıp açılmış bir dava varsa iş bu dava dosyası birleştirilmesinin temini cihetine gidilerek iddia edilen bir olayın ispatında birbirine çelişsen deliller var ise, hangi delilin hangi gerekçeyle diğerine üstün tutulduğunun karar yerinde tartışılması suretiyle sanığın hukuki durumunun tüm deliller muvacehesinde tayin ve takdiri gerekirken 5271 sayılı CMK’nın 230/1-b maddesi gereğince hukuki bir gerekçe için tartışılıp değerlendirilmesi zorunlu olan tüm delillerin tartışma ve değerlendirmeye tabi tutulmayarak aynı kanunun 289/1-g maddesine muhalefet edilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sanığın, mevcut delil durumu ve tutuklulukta geçen süre de gözetilerek sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü değilse derhal salıverilmesi için ilgili yer C.Başsavcılığına müzekkere yazılmasına 26.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
Yargıtay tutuklu sanığın itirazını haklı buldu ve tahliyesini istedi.
Burdur’da Ağlasun Tarım Müdürü Hakan Özcan, 3 Ağustos 2016 tarihinde Gülen Cemaati üyeliği iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklandı. 2013 yılı öncesi ve sonrasında örgütün ‘ilçe imamıyla’ telefonla görüştüğü, sohbet toplantılarına katıldığı, Zaman gazetesine abone olduğu ve kızını Altınbaşak adlı okula verdiği belirlenen Özcan, ‘yasadışı örgüt üyeliği’ suçundan cezalandırıldı. Bölge Adliye Mahkemesi’nde temyiz başvurusu reddedilen Özcan, Yargıtay’a gitti. Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi, Özcan’ın itirazını haklı bularak kararı bozdu.
Kararın bozulması ve Özcan’ın tahliyesine karar verilmesi istendi. Kararla birlikte Özcan tahliye edildi.
Yeni Asya‘nın haberine göre, Yargıtay çeşitli akademik kaynaklara atıfta bulunarak gerekçelendirdiği bozma kararında şu ifadelere yer verdi;
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar …Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir. (Evik, cürüm işlemek için örgütlenme, syf 383 vd.) Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiileri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır. (Toroslu özel kısım syf.263-266. Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf.28. Özgenç Genel Hükümler syf.280)”
Çocuğunu okula göndermek örgütsel faaliyet sayılamaz
Sanığın derhal salıverilmesine karar verildi
-Arama neticesinde el konularak adli emanette muhafaza edilen sanığa ait digital materyaller üzerinde gerçekleştirilmekte olduğu anlaşılan bilirkişi incelemesinin sonucunun beklenmesi, -Sanık hakkında hükümle birlikte yapılan suç duyurusu ile ilgili soruşturma evrakının akıbeti araştırıp açılmış bir dava varsa iş bu dava dosyası birleştirilmesinin temini cihetine gidilerek iddia edilen bir olayın ispatında birbirine çelişsen deliller var ise, hangi delilin hangi gerekçeyle diğerine üstün tutulduğunun karar yerinde tartışılması suretiyle sanığın hukuki durumunun tüm deliller muvacehesinde tayin ve takdiri gerekirken 5271 sayılı CMK’nın 230/1-b maddesi gereğince hukuki bir gerekçe için tartışılıp değerlendirilmesi zorunlu olan tüm delillerin tartışma ve değerlendirmeye tabi tutulmayarak aynı kanunun 289/1-g maddesine muhalefet edilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sanığın, mevcut delil durumu ve tutuklulukta geçen süre de gözetilerek sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü değilse derhal salıverilmesi için ilgili yer C.Başsavcılığına müzekkere yazılmasına 26.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”