AKP, 24 Haziran seçimleri öncesinde çok sayıda düzenlemeyi torba yasa içerisinde gece mesaileri ile apar topar geçirdi. Bugünse, o yasaların neden olduğu krizler, çevre tahribatları ile boğuşuluyor. O yasalardan biri de ‘varlık barışı.’
AKP’nin varlık affı ile, vergi ödemekten kaçınan vatandaşlara, ‘Paranı Türkiye’ye getir inceleme yapmayacağız’ demiş olduğuna dikkat çeken Toker, bu yasa ile kara paranın affedilmesi anlamına geldiği yorumlarını hatırtalıyor.
Bu durumda vergisini düzenli ve dürüst biçimde ödeyen yurttaşların ‘aptal’ yerine konulduğunu kaydeden Toker, yazısını şöyle sürdürüyor:
“Fakat bu ayrıntılı tebliğ yetmemiş olmalı ki, üzerinden henüz bir buçuk ay geçmişken (4 Temmuz 2018) bir değişiklik daha yapıldı.
Dünkü Resmi Gazete’de “Hazine ve Maliye Bakanlığı Tebliği” diye yayımlanan değişiklik ile eski tebliğe iki paragraf eklendi. Teknik vergi kavramlarına boğmadan açarak anlatalım:
– Diyelim ki X kişisinin veya şirketinin y adasında 100 milyon doları var. X kişisi, bu paranın Türkiye’ye transferi için yurt içinde bir bankada hesap açtı ve Maliye’ye “barıştan” yararlanmak için başvurdu. Yeni tebliğe göre artık,
İNCELEME YAPILMAMASI VE VERGİ ALINMAMASI İÇİN
parayı gönderen ile gönderilen kişinin aynı kişi olma zorunluluğu yok!.. “Y adasından vatanıma 100 milyon dolar getirmek istiyorum” diye başvuran kişi ile, parayı yurtdışından gönderen kişi farklı kişiler olabilecek.”
Toker, düzenlemenin bununla da sınırlı kalmadığını, şirketle hiçbir ilgisi olmayan kişilerin kullandığı varlık için, ‘bu para şirketin kayıtlarında görünmüyor ancak şirkete ait’ demesi haline de vergiden muaf tutulacağını ifade ediyor.
Bu uygulamanın neden olabileceği sonuçlar içinse şu uyarıda bulunuyor Toker:
“Diyelim ki, yurtdışında faaliyet gösteren bir insan kaçakçısı… Savaştan, yoksulluktan kaçan çaresiz insanları, bebekleriyle birlikte ucuz plastik botlara bindirip geçirme karşılığında binlerce dolarlarını almakla iştigal ediyor. Suç gelirlerini evindeki kutularda tutuyor.
Yasaların suç saydığı bu faaliyetten “kazandığı” kara parayı sisteme sokması için altın bir fırsat sunuyor bu tebliğ.
Türk Maliye ve Hazine Bakanlığı, bu tür girişimlere karşı “Döviz gelsin de nasıl gelirse gelsin” diye sessiz mi kalacak?
Türkiye MASAK diye bir kurumu varken suç gelirlerinin aklanmasıyla ilgili uluslararası taahhütlerinden vaz mı geçti, haberimiz yok?”