Ekonomist Uğur Gürses, tanzim satışı gibi geçici önlemlerin gıdadaki enflasyon artışını engellemeye yetmediğini ve Merkez Bankası tahmininin geçersiz kaldığını yazdı.
DW Türkçe’de kaleme aldığı yazısında, Gürses, mutfak yangınında üzeri örtülen alevin yeniden canlandığını, mart ayında taze sebze ve meyve fiyat artışlarıyla yıllık artış son bir yılda tüm zamanların rekoru olan yüzde 70 oranında yükseldiğini kaydetti.
Tanzim satışları, market zincirlerine soruşturma, halcilere ‘terörist’ gibi suçlamaların enflasyonu düşürmede hiçbir etkisinin olmadığını ifade eden Gürses, sorunun merkezine inilmediği için bu tablonun ortaya çıktığına işaret etti.
Gürses, ekonomideki enflasyon tablosunu şu sözlerle anlattı:
“Mart ayında aylık Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) artışı yüzde 1.03 olurken, yıllık enflasyon da yüzde 19.71’e yükseldi. Aylık enflasyona en büyük katkıyı yine gıda fiyatlarının verdiği görülüyor. Gıda fiyatları yüzde 2.60 artarken, yıllık artış da yüzde 31.01’e çıktı. Gıda içinde en yüksek artışın taze sebze ve meyve grubundan geldiği görülüyor; aylık artış yüzde 9.1 oldu.
Taze sebze fiyatlarının ocak ayında yüzde 29.7 artarak yıllık yüzde 64.1’e çıkması üzerine hükümet, 11 Şubat haftası Ankara ve İstanbul’dan başlayarak belediyeler eliyle tanzim satış tezgâhları kurmuş; üreticilerden alınan domates, patlıcan, salatalık, biber, kuru soğan ve patatesler birkaç kiloluk miktar kısıtlaması ile doğrudan halka satışa sunulmuştu. Göstermelik “soğan deposu baskınları” yapılmış, hatta Rekabet Kurumu şubat enflasyonunun açıklanmasından birkaç gün sonra zincir mağazalara soruşturma açmış, bunun akabinde de bu mağazalar üzerlerindeki “Demokles’in kılıcı” korkusuna tanzim satış fiyatına satışlara başlamışlardı. Şubat ayı enflasyonunda bu ürünlerin çoğunda fiyat düşüşü görülmüştü.
Öyle görülüyor ki, “hastalıktan” çok “semptoma dönük tedavi” işe yaramadı. Mart ayında sebze ve meyve fiyatları yeniden ortalama yüzde 9 gibi arttı. Tesadüf mü bilinmez; tanzim satışa konulan ürünlerin fiyatlarındaki ortalama artış da yüzde 9 olmuş.”
Sebze ve meyve fiyatlarındaki orantısız artışın sürdüğüne değinen Gürses, TÜFE içindeki 121 adet gıda maddesinden 75’inin fiyatının arttığını belirtti. Yeni bir fiyat artışı dalgası eğilimi olduğunu kaydeden Gürses, Ankara’nın temel sorunun kaynağının maliyet ve arz şokundan kaynaklandığını kabul etmediğini dile getirdi.
Merkez Bankası’nın enflasyon tahminlerinin de ‘çöp’e gittiğini kaydeden Gürses, “Merkez Bankası’nın 30 Ocak günü açıkladığı Enflasyon Raporu’nda 2019 sonu için tahmin edilen enflasyon oranı yüzde 14.6 idi. Bu enflasyon tahmininin dayandığı ana varsayımlardan biri de gıda fiyat artışlarının yıllık yüzde 13 olacağı varsayımı idi. Yılın ilk üç ayında gıda fiyat artışı yüzde 10 oldu. Merkez Bankası’nın yıllık yüzde 13’lük varsayımı şimdiden çöpe gitti. Dolayısıyla yılsonu enflasyon tahmini de. Son birkaç aydaki “arka kapı” politikalarına verdiği destek yüzünden de kayda değer bir kredibilite kaybetti” diye ekledi.