Avrupa Birliği’nden ayrılmak için yasal prosedürü geçen ay sonunda başlatan İngiltere’de siyaset kaynıyor… Başbakan Theresa May, 8 Haziran’da erken genel seçim çağrısı yaptı.
Britanya’nın AB’den ayrılma kararı verdiği referandum sonrasında ülkenin açıklık, istikrar ve güçlü liderliğe ihtiyacı olduğunu ifade eden Başbakan May, “Gelecek yıllar için açıklık ve istikrarı garanti etmenin tek yolu, seçim yapmak ve almak zorunda olduğum kararlar için sizin desteğinizi kazanamaya çalışmak” şeklinde konuştu.
İngiltere lideri, yarın Avam Kamarası’nda oylama için harekete geçeceğini söyledi. Ancak May’in erken seçim planının hayata geçirilmesi için daha önce seçimlerin beş yılda bir yapılmasını düzenleyen yasanın değiştirilmesi ve bunun için de Parlamento’nun üçte ikisinin onayı gerekiyor.
ŞİMDİ GENEL SEÇİME GİTMEZSEK…
Ülkesinin birleştiğini fakat Westminster’ın (Parlamento) bölündüğünü ifade eden Muhafazakâr Partili Başbakan May, şunları söyledi:
“Son haftalarda İşçi Partililer, Avrupa Birliği ile varacağımız nihai anlaşmaya karşı oy kullanmakla tehdit etti. Liberal Demokratlar, hükümetin işlerini durdurmak istediklerini söylüyor. İskoç Ulusal Partisi, Britanya’nın Avrupa Birliği üyeliğini resmen sonlandıran mevzuatlara karşı oy vereceğini söylüyor. Eğer şimdi genel seçime gitmezsek, siyasi oyunları devam edecek” dedi.
PROSEDÜR GEÇEN AY BAŞLADI
İngiltere Avrupa Birliği’nden ayrılmak üzere 29 Mart’ta Lizbon Anlaşması’nın 50’nci Maddesi’ni yürürlüğe koymuştu.
İngiltere’nin AB Daimi Temsilcisi Sir Tim Barrow, Başbakan Theresa May tarafından 28 Mart’ta imzalanan tarihi mektubu bir gün sonra AB Konseyi Başkanı Donald Tusk’a yerel saatle 13:20’de elden teslim etmişti.
İngiltere geçen yıl AB’den ayrılma kararı vermişti. 23 Haziran 2016’da yapılan referandumda halkın yüzde 52’si AB’den ayrılma yönünde oy kullanmıştı.
Referandum sonrası İngiltere Başbakanı David Cameron da, “ülkenin yeni bir liderliğe ihtiyacını olduğunu” belirterek görevinden istifa etmişti.
MAY’İN ÇAĞRISINA İLK TEPKİ!
May daha önce erken seçime gidilmeyeceğini ve genel seçimlerin planlandığı gibi 2020’de yapılacağını belirtmişti. Ana muhalefetteki İşçi Partisi daha önce bu değişikliği destekleyeceğini açıklamıştı.
Muhalefetten erken seçim çağrısına ilk tepki Liberal Demokrat Parti’den geldi. Partinin lideri Tim Farron Twitter üzerinden yaptığı yazılı açıklamada, “Bu seçimler, size ülkenin yönünü değiştirme şansını tanıyor. Felaket sonuçlar doğuracak sert Brexit yaşanmasını istemiyorsanız… bu sizin için fırsat” dedi.
Liberal Demokratlar, daha önce defalarca AB ile müzakerelerin sonunda varılacak nihai Brexit anlaşmasının ikinci bir referanduma sunulması çağrısı yapmıştı.
İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn de “Başbakan’ın Britanya halkına çoğunluğun menfaatlerini ön plana koyacak bir hükümeti oylama şansı veren kararını memnuniyetle karşılıyorum” dedi.
ESKİ BAŞBAKAN’DAN DESTEK
Geçmişte bakanlık yapan Muhafazakâr Partili Ian Duncan Smith, “May’in erken genel seçim hamlesinin Brexit’le ilgili olmadığını” söyledi. Smith sözlerine şöyle devam etti: “Bu hem Brexit sürecini götürmek hem de mutat içişlerini yürütmek için güçlü, yetkili bir hükümet seçilmesiyle ilgili.”
Anketlerde İşçi Partisi’nin çok geride görünmesini “ikincil mesele” olarak değerlendiren Smith, “İşçi Partisi’nin kendi sorunları var ve iç sebepler nedeniyle bu erken seçimi isteyen çok sayıda İşçi Partili vekil olduğuna dair şüphelerim var” dedi.
Eski Başbakan Cameron ise Twitter hesabından paylaştığı mesajda, halefine destek şu sözlerle destek verdi: Başbakan Theresa May cesur ve doğru bir karar verdi. Tüm Muhafazakâr adaylara en iyi dileklerimi gönderiyorum.”
Avrupa Birliği’nden ayrılmak için yasal prosedürü geçen ay sonunda başlatan İngiltere’de siyaset kaynıyor… Başbakan Theresa May, 8 Haziran’da erken genel seçim çağrısı yaptı.
Britanya’nın AB’den ayrılma kararı verdiği referandum sonrasında ülkenin açıklık, istikrar ve güçlü liderliğe ihtiyacı olduğunu ifade eden Başbakan May, “Gelecek yıllar için açıklık ve istikrarı garanti etmenin tek yolu, seçim yapmak ve almak zorunda olduğum kararlar için sizin desteğinizi kazanamaya çalışmak” şeklinde konuştu.
İngiltere lideri, yarın Avam Kamarası’nda oylama için harekete geçeceğini söyledi. Ancak May’in erken seçim planının hayata geçirilmesi için daha önce seçimlerin beş yılda bir yapılmasını düzenleyen yasanın değiştirilmesi ve bunun için de Parlamento’nun üçte ikisinin onayı gerekiyor.
ŞİMDİ GENEL SEÇİME GİTMEZSEK…
Ülkesinin birleştiğini fakat Westminster’ın (Parlamento) bölündüğünü ifade eden Muhafazakâr Partili Başbakan May, şunları söyledi:
“Son haftalarda İşçi Partililer, Avrupa Birliği ile varacağımız nihai anlaşmaya karşı oy kullanmakla tehdit etti. Liberal Demokratlar, hükümetin işlerini durdurmak istediklerini söylüyor. İskoç Ulusal Partisi, Britanya’nın Avrupa Birliği üyeliğini resmen sonlandıran mevzuatlara karşı oy vereceğini söylüyor. Eğer şimdi genel seçime gitmezsek, siyasi oyunları devam edecek” dedi.
PROSEDÜR GEÇEN AY BAŞLADI
İngiltere Avrupa Birliği’nden ayrılmak üzere 29 Mart’ta Lizbon Anlaşması’nın 50’nci Maddesi’ni yürürlüğe koymuştu.
İngiltere’nin AB Daimi Temsilcisi Sir Tim Barrow, Başbakan Theresa May tarafından 28 Mart’ta imzalanan tarihi mektubu bir gün sonra AB Konseyi Başkanı Donald Tusk’a yerel saatle 13:20’de elden teslim etmişti.
İngiltere geçen yıl AB’den ayrılma kararı vermişti. 23 Haziran 2016’da yapılan referandumda halkın yüzde 52’si AB’den ayrılma yönünde oy kullanmıştı.
Referandum sonrası İngiltere Başbakanı David Cameron da, “ülkenin yeni bir liderliğe ihtiyacını olduğunu” belirterek görevinden istifa etmişti.
MAY’İN ÇAĞRISINA İLK TEPKİ!
May daha önce erken seçime gidilmeyeceğini ve genel seçimlerin planlandığı gibi 2020’de yapılacağını belirtmişti. Ana muhalefetteki İşçi Partisi daha önce bu değişikliği destekleyeceğini açıklamıştı.
Muhalefetten erken seçim çağrısına ilk tepki Liberal Demokrat Parti’den geldi. Partinin lideri Tim Farron Twitter üzerinden yaptığı yazılı açıklamada, “Bu seçimler, size ülkenin yönünü değiştirme şansını tanıyor. Felaket sonuçlar doğuracak sert Brexit yaşanmasını istemiyorsanız… bu sizin için fırsat” dedi.
Liberal Demokratlar, daha önce defalarca AB ile müzakerelerin sonunda varılacak nihai Brexit anlaşmasının ikinci bir referanduma sunulması çağrısı yapmıştı.
İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn de “Başbakan’ın Britanya halkına çoğunluğun menfaatlerini ön plana koyacak bir hükümeti oylama şansı veren kararını memnuniyetle karşılıyorum” dedi.
ESKİ BAŞBAKAN’DAN DESTEK
Geçmişte bakanlık yapan Muhafazakâr Partili Ian Duncan Smith, “May’in erken genel seçim hamlesinin Brexit’le ilgili olmadığını” söyledi. Smith sözlerine şöyle devam etti: “Bu hem Brexit sürecini götürmek hem de mutat içişlerini yürütmek için güçlü, yetkili bir hükümet seçilmesiyle ilgili.”
Anketlerde İşçi Partisi’nin çok geride görünmesini “ikincil mesele” olarak değerlendiren Smith, “İşçi Partisi’nin kendi sorunları var ve iç sebepler nedeniyle bu erken seçimi isteyen çok sayıda İşçi Partili vekil olduğuna dair şüphelerim var” dedi.
Eski Başbakan Cameron ise Twitter hesabından paylaştığı mesajda, halefine destek şu sözlerle destek verdi: Başbakan Theresa May cesur ve doğru bir karar verdi. Tüm Muhafazakâr adaylara en iyi dileklerimi gönderiyorum.”
Avrupa Birliği’nden ayrılmak için yasal prosedürü geçen ay sonunda başlatan İngiltere’de siyaset kaynıyor… Başbakan Theresa May, 8 Haziran’da erken genel seçim çağrısı yaptı.
Britanya’nın AB’den ayrılma kararı verdiği referandum sonrasında ülkenin açıklık, istikrar ve güçlü liderliğe ihtiyacı olduğunu ifade eden Başbakan May, “Gelecek yıllar için açıklık ve istikrarı garanti etmenin tek yolu, seçim yapmak ve almak zorunda olduğum kararlar için sizin desteğinizi kazanamaya çalışmak” şeklinde konuştu.
İngiltere lideri, yarın Avam Kamarası’nda oylama için harekete geçeceğini söyledi. Ancak May’in erken seçim planının hayata geçirilmesi için daha önce seçimlerin beş yılda bir yapılmasını düzenleyen yasanın değiştirilmesi ve bunun için de Parlamento’nun üçte ikisinin onayı gerekiyor.
ŞİMDİ GENEL SEÇİME GİTMEZSEK…
Ülkesinin birleştiğini fakat Westminster’ın (Parlamento) bölündüğünü ifade eden Muhafazakâr Partili Başbakan May, şunları söyledi:
“Son haftalarda İşçi Partililer, Avrupa Birliği ile varacağımız nihai anlaşmaya karşı oy kullanmakla tehdit etti. Liberal Demokratlar, hükümetin işlerini durdurmak istediklerini söylüyor. İskoç Ulusal Partisi, Britanya’nın Avrupa Birliği üyeliğini resmen sonlandıran mevzuatlara karşı oy vereceğini söylüyor. Eğer şimdi genel seçime gitmezsek, siyasi oyunları devam edecek” dedi.
PROSEDÜR GEÇEN AY BAŞLADI
İngiltere Avrupa Birliği’nden ayrılmak üzere 29 Mart’ta Lizbon Anlaşması’nın 50’nci Maddesi’ni yürürlüğe koymuştu.
İngiltere’nin AB Daimi Temsilcisi Sir Tim Barrow, Başbakan Theresa May tarafından 28 Mart’ta imzalanan tarihi mektubu bir gün sonra AB Konseyi Başkanı Donald Tusk’a yerel saatle 13:20’de elden teslim etmişti.
İngiltere geçen yıl AB’den ayrılma kararı vermişti. 23 Haziran 2016’da yapılan referandumda halkın yüzde 52’si AB’den ayrılma yönünde oy kullanmıştı.
Referandum sonrası İngiltere Başbakanı David Cameron da, “ülkenin yeni bir liderliğe ihtiyacını olduğunu” belirterek görevinden istifa etmişti.
MAY’İN ÇAĞRISINA İLK TEPKİ!
May daha önce erken seçime gidilmeyeceğini ve genel seçimlerin planlandığı gibi 2020’de yapılacağını belirtmişti. Ana muhalefetteki İşçi Partisi daha önce bu değişikliği destekleyeceğini açıklamıştı.
Muhalefetten erken seçim çağrısına ilk tepki Liberal Demokrat Parti’den geldi. Partinin lideri Tim Farron Twitter üzerinden yaptığı yazılı açıklamada, “Bu seçimler, size ülkenin yönünü değiştirme şansını tanıyor. Felaket sonuçlar doğuracak sert Brexit yaşanmasını istemiyorsanız… bu sizin için fırsat” dedi.
Liberal Demokratlar, daha önce defalarca AB ile müzakerelerin sonunda varılacak nihai Brexit anlaşmasının ikinci bir referanduma sunulması çağrısı yapmıştı.
İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn de “Başbakan’ın Britanya halkına çoğunluğun menfaatlerini ön plana koyacak bir hükümeti oylama şansı veren kararını memnuniyetle karşılıyorum” dedi.
ESKİ BAŞBAKAN’DAN DESTEK
Geçmişte bakanlık yapan Muhafazakâr Partili Ian Duncan Smith, “May’in erken genel seçim hamlesinin Brexit’le ilgili olmadığını” söyledi. Smith sözlerine şöyle devam etti: “Bu hem Brexit sürecini götürmek hem de mutat içişlerini yürütmek için güçlü, yetkili bir hükümet seçilmesiyle ilgili.”
Anketlerde İşçi Partisi’nin çok geride görünmesini “ikincil mesele” olarak değerlendiren Smith, “İşçi Partisi’nin kendi sorunları var ve iç sebepler nedeniyle bu erken seçimi isteyen çok sayıda İşçi Partili vekil olduğuna dair şüphelerim var” dedi.
Eski Başbakan Cameron ise Twitter hesabından paylaştığı mesajda, halefine destek şu sözlerle destek verdi: Başbakan Theresa May cesur ve doğru bir karar verdi. Tüm Muhafazakâr adaylara en iyi dileklerimi gönderiyorum.”
Avrupa Birliği’nden ayrılmak için yasal prosedürü geçen ay sonunda başlatan İngiltere’de siyaset kaynıyor… Başbakan Theresa May, 8 Haziran’da erken genel seçim çağrısı yaptı.
Britanya’nın AB’den ayrılma kararı verdiği referandum sonrasında ülkenin açıklık, istikrar ve güçlü liderliğe ihtiyacı olduğunu ifade eden Başbakan May, “Gelecek yıllar için açıklık ve istikrarı garanti etmenin tek yolu, seçim yapmak ve almak zorunda olduğum kararlar için sizin desteğinizi kazanamaya çalışmak” şeklinde konuştu.
İngiltere lideri, yarın Avam Kamarası’nda oylama için harekete geçeceğini söyledi. Ancak May’in erken seçim planının hayata geçirilmesi için daha önce seçimlerin beş yılda bir yapılmasını düzenleyen yasanın değiştirilmesi ve bunun için de Parlamento’nun üçte ikisinin onayı gerekiyor.
ŞİMDİ GENEL SEÇİME GİTMEZSEK…
Ülkesinin birleştiğini fakat Westminster’ın (Parlamento) bölündüğünü ifade eden Muhafazakâr Partili Başbakan May, şunları söyledi:
“Son haftalarda İşçi Partililer, Avrupa Birliği ile varacağımız nihai anlaşmaya karşı oy kullanmakla tehdit etti. Liberal Demokratlar, hükümetin işlerini durdurmak istediklerini söylüyor. İskoç Ulusal Partisi, Britanya’nın Avrupa Birliği üyeliğini resmen sonlandıran mevzuatlara karşı oy vereceğini söylüyor. Eğer şimdi genel seçime gitmezsek, siyasi oyunları devam edecek” dedi.
PROSEDÜR GEÇEN AY BAŞLADI
İngiltere Avrupa Birliği’nden ayrılmak üzere 29 Mart’ta Lizbon Anlaşması’nın 50’nci Maddesi’ni yürürlüğe koymuştu.
İngiltere’nin AB Daimi Temsilcisi Sir Tim Barrow, Başbakan Theresa May tarafından 28 Mart’ta imzalanan tarihi mektubu bir gün sonra AB Konseyi Başkanı Donald Tusk’a yerel saatle 13:20’de elden teslim etmişti.
İngiltere geçen yıl AB’den ayrılma kararı vermişti. 23 Haziran 2016’da yapılan referandumda halkın yüzde 52’si AB’den ayrılma yönünde oy kullanmıştı.
Referandum sonrası İngiltere Başbakanı David Cameron da, “ülkenin yeni bir liderliğe ihtiyacını olduğunu” belirterek görevinden istifa etmişti.
MAY’İN ÇAĞRISINA İLK TEPKİ!
May daha önce erken seçime gidilmeyeceğini ve genel seçimlerin planlandığı gibi 2020’de yapılacağını belirtmişti. Ana muhalefetteki İşçi Partisi daha önce bu değişikliği destekleyeceğini açıklamıştı.
Muhalefetten erken seçim çağrısına ilk tepki Liberal Demokrat Parti’den geldi. Partinin lideri Tim Farron Twitter üzerinden yaptığı yazılı açıklamada, “Bu seçimler, size ülkenin yönünü değiştirme şansını tanıyor. Felaket sonuçlar doğuracak sert Brexit yaşanmasını istemiyorsanız… bu sizin için fırsat” dedi.
Liberal Demokratlar, daha önce defalarca AB ile müzakerelerin sonunda varılacak nihai Brexit anlaşmasının ikinci bir referanduma sunulması çağrısı yapmıştı.
İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn de “Başbakan’ın Britanya halkına çoğunluğun menfaatlerini ön plana koyacak bir hükümeti oylama şansı veren kararını memnuniyetle karşılıyorum” dedi.
ESKİ BAŞBAKAN’DAN DESTEK
Geçmişte bakanlık yapan Muhafazakâr Partili Ian Duncan Smith, “May’in erken genel seçim hamlesinin Brexit’le ilgili olmadığını” söyledi. Smith sözlerine şöyle devam etti: “Bu hem Brexit sürecini götürmek hem de mutat içişlerini yürütmek için güçlü, yetkili bir hükümet seçilmesiyle ilgili.”
Anketlerde İşçi Partisi’nin çok geride görünmesini “ikincil mesele” olarak değerlendiren Smith, “İşçi Partisi’nin kendi sorunları var ve iç sebepler nedeniyle bu erken seçimi isteyen çok sayıda İşçi Partili vekil olduğuna dair şüphelerim var” dedi.
Eski Başbakan Cameron ise Twitter hesabından paylaştığı mesajda, halefine destek şu sözlerle destek verdi: Başbakan Theresa May cesur ve doğru bir karar verdi. Tüm Muhafazakâr adaylara en iyi dileklerimi gönderiyorum.”